13. Çapulcular'la Ceza

2.6K 226 46
                                    

"Biliyor musun Sirius aslında o kadar da kötü değil." Diana göz devirdi. "Hayır Potter, umrumda değil Potter, sus Potter!" Tam olarak 20 dakikadır orada durmuş Sirius'u bekliyorlardı ve James'in tek yaptığı Lily'nin hakkında ne düşündüğünü öğrenmeye ve Sirius'a bir şans vermesini sağlamaya çalışmaktı. Ve Diana tam anlamıyla kafayı sıyırmak üzereydi.

"Peki Lil-" Diana delici bakışlarıyla onu öldürmeye karar vermeden bir saniye önce durdurmuştu Peter onu. "Abi, bence artık sus." James uflayıp arkasını döndü. "Eee, nerde kaldı bu?!" O sırada Sirius'un sesini duydular. "Bensiz yaşayamayacağınızı bilseydim daha hızlı gelirdim. Peki sen Reynolds, özlemimden intihara falan kalkışmadın umarım." Diana sırıttı. "Özleminden değil de, kapanmak bilmeyen çenenden dolayı olabilir." "Nerdeydin?" diye sordu James onları umursamadan. Suratına muzip bir sırıtış yerleştirdi. "Ravenclaw'dan 3. sınıf sarışın bir kız var ya, onlaydım." Peter kaşlarını çattı. "Olivia Campbell?" Sirius başıyla onayladı. "Onun sevgilisi var sanıyordum." "Var zaten." Diana'nın gözleri saniyesinde büyüdü. "Yapmadım de." Sirius ona döndü. "Ne o, kıskandın mı?"  O an tiksinçten başka hiçbir şey hissetmiyordu Diana. "Gerçekten çok şerefsizsin." Sirius bir kızgınlık dalgasıyla onun kollarını hızlıca tuttu. "Bırak kollarımı!" O kadar sıkıyordu ki canı acıyordu Diana'nın. "Ben mi şerefsizim?! Sevgilisi olan çocuklarla flört etmeyen biri söyleseydi belki ciddiye alabilirdim." Sirius güçlü olabilirdi, ama Diana sinirlendiğinde bu dünyada ondan daha güçlü bir varlık yer almazdı. Kollarını ondan kurtarıp Sirius'un tek kolunu arkasında kilitledi. Sirius her ne kadar çırpınsa da fark etmiyordu. "Asla ama asla bir kıza böyle bir şey yapmam ben! Ben şu aralar biriyle flört bile etmedim ayrıca! Öyle götünden dedikodu uydurma!" Sinir hafife alınmaması gereken bir şeydir. Bu sefer de Sirius'a güç verdi ve kolunu kurtarıp Diana'yı ters çevirdi ve sıkıca sarılarak kitledi. "Peki o halde şöyle söyliyim: Reymond Cox!" Diana kahkaha attı. Ve uzun zamandır ilk defa akıllıca bir şey yaptı: Zihnifendet kullandı. "Bu mu yani, ona gülümsediğim için mi kıskandın? Merlin'in ıslak donu adına Black, bu hayatta sana güldüğüm kadar kimseye gülmedim ki ben!" Çok yakınlardı. Sirius, Diana'nın kokusunu içine çekti. Taze parşömen, vanilya ve değişik bir şey daha gibi kokuyordu, eşsiz bir şey. Diana'nın burnuna ise taze odun, kan ve deniz kenarındaymışçasına taze bir koku geliyordu.

"Yine de," diye fısıldadı Sirius Diana'nın kulağına, "Bana hiç o kadar içten gülmedin." "Özür dilerim." diye fısıldadı Diana da başka hiç kimsenin duyamayacağına emin olduğu bir sesle. Hagrid'in sesini duyana kadar öylece kaldılar. "Merlin aşkına çocuklar, nerde kaldı- oh, özür dilerim, bir şeyi mi böldüm?" Diana'nın gözleri yeniden irileşirken anında birbirilerini bıraktılar. James ve Peter da pis pis sırıtıyorlardı. "Saçmalamayın, kavga ediyorduk!" James gülerek yanıtladı. "Oldukça tutkulu bir kavga." Diana ona saldıracağı sırada Hagrid onu tuttu. Bir süre tepindikten sonra pes etti. "Merak etme Potter, eninde sonunda ödeşicez." James hafiften ürkse de belli etmemeye çalıştı. Sonra hepsi ormana doğru yol aldılar.

"Tamam şimdi iki gruba ayrılcaz: Peter ve Sirius, siz Diana ile gidin; James, sen de benimle gel." Fakat dakikalardır titremekte olan Peter bu kararla adeta çarpılmışa döndü. "Hayır, hayır! HAYIR! Ben seninle geliyorum, ANLADIN MI?!" Diana kendini tutamayıp gülmeye başladı. "Tamam Hagrid, biz iki kişi de hallederiz." Hagrid bir süre düşündü. "Peki tamam, Pettigrew sen de benlesin." Peter minnet içinde Hagrid'in bacağına sarıldı. Birkaç saniye içinde ondan ayrılıp Diana'ya yöneldi fakat Sirius sertçe kolunu kavradı. "Eğer hayatının en hakiki dayağını yemek istemiyorsan yapma derim Peter." dedi kontrollüce ama sert bir sesle. Peter hızla kafasını sallayıp geri çekildi. Diana hafifçe kıkırdadı. "Hadi, arrık yola koyulmamız gerekiyor."

Sirius ve Diana ormanın sağ tarafını kontrol etmek üzere görevlendirilmişlerdi ve bir süredir yürüyorlardı. Aniden bir çıt sesi duyulunca Sirius hemen Diana'nın önüne geçti. "Merlin aşkına Black, çekil önümden de bakıyım." Sirius önünden yavaşça çekilince Diana elinde asasıyla sesin geldiği yere yöneldi. "Reynolds! Napıyorsun sen, çıldırdın mı?!" dedi Sirius fısıldayarak. Diana ise cevap vermeye bile tenezzül etmeden asa tutmayan eliyle susmasını işaret etti. "Hayır yani, bu aptallıkla nasıl Ravenclaw'a seçildin aklım almıyor. Bu aptal cesaretiyle Gryffindor olmalıydın." Diana yavaşça çalıları ikiye ayırdı ve gördüğü şeyle tebessümü yüzüne yayıldı. Tavşanı yavaşça kucağına alıp Sirius'a döndü. "Sen de bu korkaklıkla ancak Hufflepuff'a gidersin Black." Fakat Sirius'un odağındaki Diana değildi. Arkasındaki bir noktaya dehşete düşmüş bir biçimde bakıyordu. Diana küçük hareketlerle arkasını dönünce oklarını hazırlamış duran sentorları gördü. "Kendinizi tanıtın büyücü ve cadı." Diana öne bir adın attı. "Benim Firenze, Diana." Firenze yayını yavaşça indirdi. Diğer sentorlar da onu takip ettiler. "Yeniden geldiğini bilmiyordum. Seni tekrardan görmek güzel fakat burası at adamların bölgesi, insanlar giremez." Diana hafifçe kafasını salladı. "Bu olayı Hagrid ile çözdüğünüzü ummuştum. Gerçi Newt bile çözemedikten sonra." Sirius'u hatırlayınca daha fazla uzatmaması gerektiğine karar verdi. "Neyse, kibarca uyardığınız için teşekkürler. Biz artık gidelim." Tam arkasını döndüğünde Firenze'nin "Diana." dediğini duydu. Ona döndü. "Evet?" "Gökyüzü bu aralar biraz huzursuz. Kötü günler yaklaşıyor. Fakat tam da en karanlık günler geldiğinde bir umudu da beraberinde getirecek. Ona sahip çık. O gün geldiğinde neden bahsettiğimi anlıyacaksın." Diana kafasını salladı ve Sirius ile oradan uzaklaştılar.

Sirius bir süre sadece sustu. Fakat Diana zihnini okuyordu. Kafasında bir sürü farklı seneryo kurmuştu neyse ki hiçbirinin gerçekle uzaktan yakından alakası yoktu. Okuduğu son düşünceyle kıkırdadı. Sirius ona döndü. "Ne oldu?" Diana gülmeye devam etti. "Üç bin sene önce dünyaya atılan bir uzaylı yumurtasından çıkmadım Black!" Sirius onu kolundan tutup kendine çevirdi. "Nasıl yapıyorsun?" Diana gece karanlığında daha karanlık bir tona bürünmüş gözlerine baktı. "Neyi?" Kafasını gösterdi. "Bunu! Yani resmen kafamın içinde dolaşıyorsun. Ne düşündüğümü nereden biliyorsun?" Diana sadece güldü. "Senden daha güçlü olduğumu söylerken dalga geçmiyordum Black." dedi alaycı bir tavırla. Sirius ise sadece göz devirdi.

"Minnie'nin böyle saçma bir ceza verdiğine inanamıyorum." Diana'nın gözleri kısıldı. "Minnie mi? O da kim? McGonagall mı?!" Sirius muzip bir sırıtış eşliğinde başını salladı. "Hoşuna gitti mi?" Diana ise tebessüm etti. "Bunu bir öğrense Dumbledore bile seni onun elinden alamaz." "Haklısın sanırım. Hey!" Diana ona döndü. Gözlerinin içi parıldıyordu. "Gülümsedin. Gerçekten gülümsedin." Diana yine güldü. "Evet sanırım bunu hak ettiniz Bay Black. Ama sana Sirius diyeceğim günleri beklemek gibi boş bir hayale kapılma!" Sirius da güldü. "Önemli değil. Senin demen hoşuma gidiyor." Diana'nın yanağı sağ tarafa doğru kıvrıldı. "Peki ya Lily'nin demesi?" Sirius'un gözleri irileşti ve kafasını iki yana sallamaya başladı. "Çıldırtıyo!" Bu defa birbirine karıştı kahkahaları. Kabul etmeselerde ikisinin arasında bir bağ oluşmuştu o gece. Bir daha kopmayacak bir bağ.

××××××××××××××××××××××××××××

"Aa, neşelen biraz Pettigrew! Seneye yeniden görüşücez." dedi James elindeki elmadan bir ısırık almadan önce. - yazar burada Drapple'a bir gönderme yapmaktadır😂 - "Hem neden üzülüyorsun anlamıyorum, ailen gayet tatlı. Bense o kaçıkların yanına dönmek zorundayım." diye ekledi Sirius yüzünde tiksinç bir ifade ile. Bu sırada kompartımanın kapısı açıldı. "Selam."

Diana, Peter'ın elindeki şekerlemeye doğru yönelince Peter saklamaya çalıştı fakat Diana çoktan uzanmıştı. Uzun süren bir savaşın sonunda Diana galip geldi ve zafer sırıtışıyla James'in yanına Sirius'un da tam karşısına oturdu. Sirius bir tebessüm eşliğinde "Burada ne işin var Reynolds?" dedi. Peter da hafif kuzgın bir edayla ekledi. "İzinsiz gelmen yetmiyormuş gibi bir de şekerlerimi çalıyorsun." Diana kafasını yukarı kaldırıp ağzını kocaman açtı ve içine hatrı satılır bir miktarda şeker döktü. Sonrasında da Peter'a dönüp alaycı bir tavırla gülümsedi. "Sev Slytherin'lerin yanına gitti. Remus da bizim kompartımana gelip Lily'yi çaldı, birlikte ders çalışıyorlar. Sanki ben olmasam arkadaş olabileceklermiş gibi. Hem yaz tatiline girerken ders çalışmakta neyin nesi anlamıyorum. İnek bunlar!" dedi ve elini yine şekerlerin arasına daldırdı. James de şekerden biraz almak için elini uzattı fakat Diana eline sertçe vurdu. "Bir daha denersen elini ısırırım, anladın mı Potter? Bu şekerler benim!" "Aslında benim." diye homurdandı Peter ama Diana onu duymazdan geldi. "Sen de bizim kompartımanımıza mı geldin?" diye sordu Sirius diğerlerine aldırmadan. "Aslında Xeno ve Susan'a giderdim ama onlarınki çok uzakta ve böyle lezzetli şekerlemeleri olduğunu da sanmıyorum." Sirius yüzüne çapkın bir sırıtış yerleştirdi. "Henüz en lezzetlisini denediğini sanmıyorum." "Ben de benden başka Hogwarts'taki tüm kızların denediğini sanıyorum." Peter ve James aynı anda "Ooo!" sesi çıkarınca Sirius yeniden gülümsedi. "Sanırım ben de henüz en lezzetlisini denemedim." Diana istemsizcesine de olsa tebessüm etti. "Hey, çocuklar! Yavaş olun, burada aile var." diye isyan etti James.

Sirius aklına gelen şeyle Diana'ya döndü. "Bu arada, Olivia Campbell'in sevgilisine takıldığımızı sen mi söyledin?" Diana içten içe sırıtsa da dışına hiç vurmadı. "Alakam bile yok." "Gerçekten mi? Çünkü her ne hikmetse senin öğrendiğin akşamdan sonraki gün öğrendi." Diana yine hiçbir mimiğini oynatmadı. "Ben olduğumu ispatlayamazsın." Sirius sırıttı. "Ha yani sen kıskanç bir ispitçi olmana rağmen ardında iz bırakmayan başarılı bir yalancı da olduğundan suçsuzsun." "Neden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok." dedi fakat bu sefer gülümsemişti. "Neyse," dedi Sirius iç çekerek. "Zaten çok sıkıcı bir kızdı."

***********************************************

Arkadaşlar eper oy vericek yaştaysanız mutlaka yarın oy vermeye gidin. Hangi partiye verdiğinizin bir önemi yok, bu bir vatandaşlık hakkınız olduğu kadar sorumluluğunuzdur da.

Türkiye için hayırlısı ne ise o olur inşallah, iyi geceler.

Ravenclaw'un LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin