Ruhu hep başka bir bedeninkine sıkışıkken yaşamak zordu. Başka hayatlar, başka tecrübeler... Ama sonuç hep aynı. Ölümsüzlük değildi bu, aksine, sürekli o acı gerçeği yine, yeni, yeniden yaşamaktı. Aslında bu eski bir alışkanlıktı onun için, tıpkı ka...
Medya: How to Be A Heartbreaker - Marina & Diamonds (çeviri)
Sirius göl kenarında otururken ilk defa kendini umutsuz hissediyordu. Diana'nın gözlerindeki kabullenmişliği, çaresizliği, pes etmişliği sindiremiyordu. Canı acımıştı. Vazgeçilmek canını fena halde yakmıştı.
"Çimenler seni bu kadar kızdıracak ne yaptı, merak ediyorum." Sirius sese döndü. "Marlene," Ellerine baktığında o ana kadar çimenleri yolduğunun farkında değildi. Gülümsedi. "Oturabilir miyim?"
Sirius ona onay verince Marlene yanına çöktü. "Noldu? Anlatmak ister misin?" Sirius iç çekti. "Bilmiyorum, sanırım istemem. Başka şeylerden bahsetsek." Marlene gülümsedi. "Tabii ki. Bugün derslere girmeyerek çok şey kaçırdınız. Mary 'yanlışlıkla' Profesör Binns'in sesini kıstı ve adam fark etmeden bütün ders boyunca bir şeyler anlatıp durdu. Profesör Slughorn bu sene sonu parti vereceğini ve bu sefer hepimizin davetli olduğunu açıkladı. Bir de, McGonagall size bayağı sinirlendi. Biz sakinleştirmeye çalıştık fakat yine de ceza verecek gibi." Sirius sırıttı. "Minny'nin çıldırdığını görmek isterdim." "Çoğunlukla Peter'a bağırdı. Zavallı Peter, 15 kez nerede olduğunuzu bilmediğini açıklamak zorunda kaldı." Sirius kıza baktı. "Sahiden de bilmiyordu. Eh, sanırım gönlünü almamız gerekecek."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sirius, biliyorum konuşmak istemiyorsun ama, konu Diana ile mi alakalı?" Sirius iç çekti. Kafasını aşağı yukarı salladı. Marlene de aynısını yapıp göle döndü. "Anlıyorum." Sonra bir süre durdu. Yeniden Sirius'a döndü. "Hayır, aslına bakarsan anlamıyorum. Siz ikinizin ilişkisi hayatımda gördüğüm en karmaşık şey ve sizin bile ne istediğinizi bildiğinizden emin değilim." Sirius derin bir nefes aldı. "Doğrusunu istersen aynen öyle Marlene. Sanırım ne istediğimizi bilmiyoruz. En azından ben bilmiyorum. Diana'nın beni istediğini sanıyordum ama o mücadele etmek istemedi. Ben de benim için savaşmayan biri için savaşmak istiyor muyum, artık emin değilim."
Marlene'in suratı bir anda asılınca Sirius kıza döndü. Neden bilmiyordu ama Marlene hakkında ilk andan itibaren fark ettiği şey, hep biraz hüzünlü durduğuydu. Gülümsediğinde bile. Özellikle gülümsediğinde! Diana ise asla öyle değildi. O nasıl hissederse hissetsin bakışlarında hep bir gurur, duruşunda hep bir inat ve tavrında hep bir kibir vardı.
"O kadar kolay değil Sirius," dedi dingin bir tonla. "Savaşmayı bırakmaya karar verince birden bırakamıyorsun. O senin varolduğunu fark etmese bile, silmek isteyince silemiyorsun." Sirius önüne döndü. Genç kızın neden bahsettiğini, neyi kastettiğini gayet iyi biliyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
