Ruhu hep başka bir bedeninkine sıkışıkken yaşamak zordu. Başka hayatlar, başka tecrübeler... Ama sonuç hep aynı. Ölümsüzlük değildi bu, aksine, sürekli o acı gerçeği yine, yeni, yeniden yaşamaktı. Aslında bu eski bir alışkanlıktı onun için, tıpkı ka...
Medya: The One That Got Away - Katy Perry (çeviri)
Maç başlamak üzereydi. Diana süpürgesine bindi. Şimdi tüm zihnini temizleyip buraya odaklanmalıydı. Raymond'ın kazanmasına izin veremezdi. Bu kişiseldi, gururu söz konusuydu.
Düdüğün çalmasıyla havalandı. Ve ilk fark ettiği şey nerdeyse kimsenin orada olmadığıydı. Anladığı kadarıyla Sirius sözünü dinlemişti. Lily ve James de ortalıkta gözükmüyordu. Remus, Dorcas, Mary, Peter, Alice ve Frank yan yana oturmuşlardı. Marlene'i görememişti. Susan da Xeno'ların yanındaydı. Severus gelmeye zahmet etmemişti anlaşılan.
Gözleriyle Snitch'i aradı. Ortalıkta gözükmüyordu. Biraz yükseğe çıkarak avantajı eline almaya çalıştı. Bir anda yanında bir ses duyunca hemen o yana döndü. Snitch olduğunu ummuştu ama bunun yerine kendisini aldatma cürretini gösteren kişiyle burun burunaydı.
"Ne işin var burada? Git sahayı başka yerden izle!" Raymond göz devirdi ama uzaklaşmadı. "Neden bu kadar kızgın olduğunu cidden anlamıyorum. Bana günahın kadar bile değer vermedin!" Diana güldü. "Üzgünüm kuzum, değer göremediğini hissettiğin için mi aldattın? Kimse beni böyle aşağılayamaz! Sen kim, beni aldatmak kim? Ne haddine senin?" Raymond iç çekti. "Gördün mü? Senin kalbini kırdığımdan değil bu öfken, gururunu incittiğimden. Oysa sen benim hem kalbimin hem de gururumun üstünde tepindin ve ben hiçbir şey demedim." Diana bir anda öfkeyle parladı. "Ben seni asla aldatmadım!" Raymond gülümsedi. "Biliyorum. Ama bu beni kandırdığın gerçeğini değiştirmiyor. Beni kullandın Diana, sırf Sirius'u kendinden uzak tutmak istediğin için. Benim aşkımı, duygularımı kullandın."
Diana yutkundu. Haksız değildi. "Seni kandırmadım," dedi olabildiğince net bir şekilde. "Durumun her daim gayet farkındaydın. Sen sadece bundan yararlanmayı seçtin. Şimdi karşıma geçip saf rolü yapma." Uçarak oradan uzaklaştı.
Maçı Ravenclaw kazanıyordu ama Cox Snitch'i yakalarsa kaybediceklerdi. Kafasını cidden boşaltmalıydı. İzleyicileri bir kez daha taradı. Susan gelmişti ama üzgün gözüküyordu. Lily, James ve Sirius ortalıkta gözükmüyordu. Marlene de öyle.
O anda önünden bir şey geçti. Altın Snitch hızla Cox'a doğru yol alıyordu. Diana da hızla o yöne doğru uçmaya başladı.
Cox da Snitch'i fark etmişti ve şimdi resmen yarışıyorlardı. Bu bir maçtan fazlasıydı. Bu Diana için bir gurur meselesiydi. Süpürgesini sıkıca tuttu ve hızlandı. Bir kolunu öne uzattı. Cox da aynısını yapmıştı. Parmakları tam Snitch'i sarıyordu ki-
Diana gördüğü görüntüyle bir an dona kaldı ve o sırada Cox Snitch'i yakaladı. "Cox Snitch'i tutuyor ve maçı Hufflepuff kazanıyor!"
Etrafta bağırışmalar, yuhalamalar, tezahğratlar uçuşuyordu ama Diana hiçbirini duymuyordu. Sadece baktığı yerdeki şeye odaklanabiliyor, başka hiçbir şey düşünemiyordu.
Marlene ve Sirius el eleydi. Marlene mutlulukla sırıtıyordu, Sirius'un da yüzü gülüyordu. Birlikte gelmişlerdi. Maça birlikte gelmişlerdi. Birliktelerdi.
Sirius maçı Hufflepuff'ın kazandığını duyunca sinirle Raymond'a baktı. Marlene de yuhalıyordu. Diana yutkundu. Marlene ve Sirius el eleydi.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
