29. Sırlar ve Çiftler

2K 153 70
                                    

"Ne dememi istiyorsun bilmiyorum Lily.. Ama sana cevap veremem!" Diana artık bıkmıştı. Yalan söyleyemiyordu belki ama gerçeği de söylemiyordu. Her şeyden bıkmıştı. Lanet olsun Sirius! diye geçiriyordu içinden. Senden önce her şey çok daha basitti...

"Tamam, sanırım ben cevabımı aldım." dedi Lily muzip bir sırıtış eşliğinde kazağını katlayıp bavuluna yerleştirirken. "Sen fazla olmaya başladın haa kızıl!" Diana elindeki tshirtü Lily'e fırlattı. Lily güldü. "Daha yeni başlıyorum bebeğim."

Diana ve Lily bavulu toplamaya geri döndüler. Lily tatilde eve gidiyordu. Ailesi Petunia'yı uyarmış ve Lily'i çağırmak zorunda bırakmışlardı. Lily oldukça gergindi. Kız kardeşini çok seviyordu ve onu erkek arkadaşının önünde utandırmak istemiyordu.

Diana ise Hogwarts'ta kalıyordu. Susan'la birlikte olmayı planlamıştı ama Sue ona tüm gününü kütüphanede geçirip Sihir Tarihi çalışıcağını söyleyince bu fikirden vazgeçmişti.

Şimdi Lily ayrılmadan önce son Hogsmade gezilerine gidiceklerdi. Severus'u da çağırmışlardı ama o, Slytherin arkadaşları ile olucaktı.

Bu durum Diana'yı fazlasıyla geriyordu. Severus gittikçe onlardan uzaklaşıyor, gün geçtikçe farklı birine dönüşüyordu. Diana onun yanlış yola sapmasından endişe ediyordu. Tom, manipüle etmeyi iyi bilirdi. Ve Severus oldukça yetenekli bir genç büyücüydü. Üstelik melezdi ve Slytherin'di.

"Hadi inelim," dedi Lily, bavulu kapatınca. "Marlene'ler bizi bekliyor."

Aşağı indiklerinde herkes alkışlamaya başladı. Lily'nin kaşları çatıldı. "Noluyor?" Dorcas ise bir sırıtış eşliğinde kolunu Diana'nın omzuna attı. "Onu bizim Kanatsız'a sorucaksın kızıl." Diana da güldü. "Ne tepki verdi?" Alice imalı bir biçimde göz kırptı. "Birazdan öğrenirsin.."

"REYNOLDS!!" Kalabalık bir grubu yara yara gelen James oldukça sinirli görünüyor denilemezdi, çünkü yüzü çok da görünmüyordu. Lily ise bu manzarayı görür görmez kahkahayı patlatıverdi. "Cidden inik saç büyüsü mü var?!"

James elleriyle saçını iki yana ayırınca- İşte şimdi sinirlendiği cidden belli oluyordu. Onun hemen arkasından kalabalığın içinden gelen Remus ve Sirius'un gülmemek için kendilerini çok zor tuttukları gayet anlaşılırdı. Ama onların şu anki önceliği James'in, Diana'yı öldürmesine engel olmaktı.

"Efendim Potter?" dedi Diana tatlı tatlı, sanki olayla hiçbir alakası yokmuşcasına. Potter yumruklarını sıktı. "Bu senin eserin mi?!" Diana James'i şöyle bir süzdü. Sanki hiçbir gariplik yokmuş gibi kaşlarını çattı. "Ne benim eserim mi?"

Sirius bu sefer sesli gülmüştü. Ama James dönüp ona buz gibi bir bakış atınca sustu. Yeniden Diana'ya döndü. "Geri al D, her ne yaptıysan GERİ AL!!" Diana kaçlarını kaldırıp dudağını büzdü. "Neden bahsettiğin hakkında bir fikrim yok Jaime.." Geçip gideceği sırada James asasını çıkarttı. "O kadar hızlı değil Kanatsız.." Ve James'in yaptığı büyüyle Diana'nın saçı tamamen mavi oldu.

Diana saçlarına baktığı gibi çığlık attı. "Naptın sen?!" Bir hışımla James'e doğru dönüp üstüne yürüdü. James'se salağa yatıyordu. "Napmışım ki?" "James, sana emrediyorum: SAÇLARIMI HEMEN ESKİSİNE DÖNDÜR!" James biraz tırssa da belli etmedi. "Neden ki, mavi rengini sevdiğini sanıyordum?" "Ha öyle mi?" diye sordu Diana sesini incelterek. "O zaman seni de kırmızı yapalım bakalım!"

Ravenclaw'un LanetiWhere stories live. Discover now