☼BÖLÜM 25☼

9.3K 378 100
                                    

"Bir daha ağlama olur mu?" dedi benden ayrılırken, ve devam etti "Bir daha da bana böyle sarılma"

"Anlamadım" dedim bozulduğumu belli etmemeye çalışarak.

"Bana böyle sarılırsan, senden nasıl ayrılabilirim?" deyip saçlarımı karıştırdı. "Şaka yapıyorum Ayı Azra" dedi ve saçlarımı karıştırmayı kesti.

Duygularımın bir kez daha incindiğine emindim. Resmen erkek arkadaşıymışım gibi davranıyordu. Dalga geçiyordu benimle. Elinden kurtulup onu arkamda bırakarak içeriye doğru ilerledim.

"Azra kızdın mı?" diye bağırdı. Arkama dönüp yüzüne baktım. Hiç birşey demeden tekrar önüme dönüp içeriye girdim.

"Gidelim mi?" dedim Çağan'a bakarak. Cevap vermedi.

"Aşşşkkıım gidelim mi?" diye sordum tekrar.

"Gidelim" dedi yüzüme bakmadan. Kafamı sallayıp, diğerlerine baktım.

"İsterseniz siz gelmeyin. Biz Çağan'la önden gideceğiz"

"Hayır Azra hep birlikte gideceğiz" dedi Eren. Çağan hızla ayağa kalktı. Pusat içeriye girdi. Çağan'a tuhaf bakışlar atarak yerine oturdu.

"Neden?" diye sordum sakince. Bu ortamdan bir an önce kurtulmak istiyordum. Neden anlamıyordu?

Çağan beklemediğim bir anda kolumdan tuttu ve sıkmaya başladı. Bu hareketine anlam verememiştim. Kulağıma eğildi ve konuşmaya başladı.

"Sana nasıl sarılıyor!" dedi kolumu biraz daha sıkarak. Kimse birşey demiyordu. Eren demek istiyordu ama şuan sevgilisi konumunda olduğum için Çağan'a ses çıkaramıyordu.

"Ne yapıyorsun Çağan bırak" dedim sessizce.

"Yalandan da olsa benim sevgilimsin Azra. Yalandan da olsa benimsin anladın mı?"

"Delirdin mi? Bırak kolumu. Herkes bize bakıyor" dedim. Kolumu bırakıp, masadan hızla ayrıldı. Ne yaptığını sanıyordu? Bir anda gözü dönmüştü sanki.

Kolumu ovup, masadakilere baktım.

"Ne oldu?" diye sordu Aylin. Pusat gözlerini gözlerime dikip,

"Sarılamama mı kızdı?" diye sordu.

"Evet" dedim sadece ve devam ettim. "Kalkalım artık"

*****

Saatlerdir evdeydik. Çağan henüz eve gelmemişti. Telefon ediyorduk ama cevap vermiyordu ve bu yetmezmiş gibi lanet olası Aylin henüz defolup gitmemişti.

"Cevap vermiyor" dedi Eren.

"Aynen öyle ne yapacağız?" diye yakındım endişeyle.

"Her zaman bu kadar sorumsuz mudur?" diye sordu Pusat. Göz devirdim.

"Bence sorumsuz davranan sendin! Kim dedi sana bana sarıl!" diye bağırdım. Çağan'ın canını yakıyordum. Daha önce bilmeden ne kadar da çok yakmıştım. Artık onun canını yakmayacaktım. Sevdiğim adama kötü davransamda onun canını yakmayacaktım.

Çünkü biliyordum bunun ne kadar acı olduğunu. Sevdiğin kişinin gözünün önünde başkasını sevmesinin, ona sarılmasın ne kadar acı verdiğini biliyordum. Bile bile ona bu kötülüğü yapamazdım.

"Eskiden arkadaşım olduğunu söylemiştin. Nerden bilebilirdim bu kadar sorun olacağını? Eren'e sarıldığında bir şey demiyordu"

"Seninle o bir değil!" Evet değildi ve o bunu bilmiyordu. Saate baktım gece on iki buçuktu. Bir kez daha aradım.

SERSERİNİN CENNETİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now