☼BÖLÜM 9☼

10.7K 418 58
                                    

MEDYADA BULUNAN FON MÜZİĞİNİ DİNLEYEREK OKUYABİLİRSİNİZ İÇİNDE BULUNAN ŞİİRİ. BEN DUYGUYA GİREBİLMEK İÇİN ONUNLA YAZDIM :) UMARIM BEĞENİRSİNİZ.

KEYİFLİ OKUMALAR

"Beni öpebileceğinide kim söyledi serseri?" dedim hafif sesimi yükselterek. Derin bir iç çekip, gözlerime baktı. Bakışlarından hiç bir şey anlayamıyordum.

"Şakaydı zaten" deyip, arkasına döndü. Güldüğüne emindim. Hadi ama! Neden bana bakarak gülmüyordu? Üstelik şurada romantik ve hüzünlü bir an yaşıyorduk neden bozuyorsun ki?

"Sapık! İğrenç bir insansın. Sil o fotoğrafı! Fotoğrafımı öpmene bile dayanamıyorum" dedim. Omzunu silkti.

"Bu defter bende kalacak. Sen sürekli kaybetme korkusu içerisindesin" dediğinde, düşündüm. Gerçekten, belkide onda kalabilirdi ama okumasını istemiyordum.

"Bir şartla"

"Neymiş Maymun?"

"Okumayacaksın"

"Ooo. O zaman ne anlamı kaldı ki burada kalmasının" dedi. Omzuna bir yumruk geçirdim.

"Özel denen bir şey var serseri" dediğimde, gözlerini devirdi.

"Her gün bir sayfa?" Hayır, anlamında kafamı salladım.

"O zaman defteri yırtar atarım" deyip, hızla ayağa kalktı. Defteri yırtma pozisyonuna getirdi. Yapamazdı değil mi?

"Sakın! Senin kafanı keserim Çağan!"

"O benim hobim! Başka bir şey bul" dedi. Gözlerimi devirdim.

"Bak geri zekalı! O benim bu hayatta ki en değerli şeyim ve ona bir şey olursa küçük Çağanı sen uyurken keserim!" diye cırladım.

"Ovv. Bunu yapamazsın" dediğinde, elimi makas yapıp kesiyormuş gibi hareket ettirdim. Pis pis sırıtmaya başladığım da yutkundu.

"Bir dakika ya! O da benim en değerli şeyim" dedi. Yüzüme iğrenç bir ifade takındım.

"Onu bana ver"

"Sadece, bir sayfa daha okusam?" dedi. Bunu ne kadar çok istediğini fark ettim.

"Tamam. Bu gece benim yanımda, bir sayfa daha" İnanın bunu neden yaptığımı bilmiyordum. O defteri yazarken, bir gün Pusat bana okuyacakmış gibi yazardım. Şimdi ona benzeyen biri karşımdaydı. Sesi bile... Belki de bunu istiyordum, yani okumasını.

O günler her ne kadar zorda olsa şimdi geride kalmıştı. İyileşemeyen tek şey Pusat'ın acısıydı o kadar. Belki de bunları okumam iyi olacaktı. Korktuğum tek şey vardı ki, Çağan ve Çilek benim bir zamanlar fahişe olduğumu bilmiyordu. Bilseler beni yanlarında bile tutmazlardı. Derin bir nefes aldım ve düşünmeye başladım. Herhangi bir sayfada onu dile getirmiş olabilir miydim? Hatırlamıyordum.

"Sesli bir şekilde okuyacaksın" dedim. Kafasını tamam anlamında salladı. Defteri onda bırakıp, odadan çıktım. Aklıma takılan bir şey vardı. 'Sadece... Seni hiç öpemeyeceğim" derken neyden bahsediyordu? Şaka olduğunu söylemişti. Fazla takmamalıydım.

Odaya geçip yatağa uzandım. Gün aydınlanmak üzereydi, bunu takmayarak uyumayı diledim.

*****

Uyandığımda güneşin rahatsız eden parlaklığı odamı aydınlatmıştı. Yatakta doğrulup gerindim. Odama güneş vurmasına rağmen, hava soğuk gibi duruyordu. Yataktan kalkıp lavaboya girmek için odadan çıktım. Banyoya girip işimi hallettikten sonra, mutfağa geçtim. Odaları teker teker dolaştım ama cidden kimse yoktu. Saate baktığımda, öğlen olduğunu fark ettim. Çilek neredeydi? Kapı açıldığında, kafamı uzatıp kimin olduğuna baktım. Çilek elinde poşetlerle içeriye girmeye çalışıyordu. Yanına gidip elinde ki poşetleri aldım.

SERSERİNİN CENNETİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now