YORUM VE VOTE BEKLİYORUM.
KEYİFLİ OKUMALAR!
"Yeter bırak!" diye bağırdım. Pusat benden ayrılıp, kafasını bahçe kapısına çevirdi.
"Anlaşıldı" dedi ve Çağan'a eliyle selam verdi. Eline bir tane vurup, bahçe kapısına ilerledim. Kapının kolunu indirip, açılmasını bekledim ama açılmıyordu. Bir iki kez daha denedim. Kafamı kaldırıp Çağan'a baktım.
"Yemin ederim istemedim!" diye bağırdım. Tepkisiz bir şekilde gözlerime bakıyordu.
"Aç şu kapıyı! Sana yalvarıyorum aç kapıyı" dedim. Bana doğru ilerledi ve kolumdan tutarak beni kapıdan uzaklaştırdı.
"Çağan yemin ederim bilerek yaptı. İstemedim! Geleceğini bildiğinden yaptı" diye bağırdım. Beni duymadığı kesindi ama bu umrumda değildi, hem ağlıyor hemde deli gibi bağrıyordum.
Çağan Eren'e dönerek birşeyler söyledi ve arkasına birkez bile bakmadan yürümeye başladı. Eren'e baktım. Kafasını olumsuz anlamda salladı ve Çağan'ın peşine koştu.
"Beni de götürün! Yalvarırım beni de götürün!" diye bağırdım. Duymuyorlardı. Cama doğru koştum ve vurmaya başladım. Bakmıyorlardı.
"Senin yüzünden! Herşey senin yüzünden! Hayatımın ağzına sıçtın yeter Pusat yeter!" diye bağırdım.
"Gitmeyeceksin! Benimle kalacaksın daha fazla ağlama"
"Aç kapıyı Pusat! Aç kapıyı aç!"
"O artık seni istemez!"
"O beni ister! O beni ister anlıyor musun? Seni severken de istiyordu beni..."
"Kandır kendini! İsteseydi seni böyle bırakır gider miydi? Seven adam, isteyen adam gider miydi?"
"Ya yeter! Sen onun beni nasıl sevdiğini nereden bilebilirsin? Karışma, karışma!"
"Gitmiyorsun, gitmeyeceksin anladın mı? Evleneceğiz, benim karım olacaksın"
"Tabii canım, önüme yemek ver yiyeyim sus de susayım ne güzel dünya bu ya? Aç kapıyı istemiyorum. Seni, sevgini, soyismini hiçbir şeyini"
"Ben istiyorum"
"Bir orospuyu karın mı yapacaksın?" diye bağırdım. Kolumdan tutarak beni çekiştirmeye başladı.
"Kendine orospu deme! Kendine o kelimeyi kullanma!" diye bağırdı.
"Sen kullanırsın değil mi? Onuda sen yaparsın!" deyip, gözyaşlarımı sildim ve devam ettim. "Çağan benim cennetim! O benim cennetim anladın mı? O benim günahlarımı unutturan tek kişi"
"Yukarı çık!" deyip, kolumu bıraktı.
"Eğer beni bırakmazsan, Çağan'a gidemezsem kendimi öldürürüm!"
"Azra saçmalamayı kes!"
"Kendimi öldürürüm diyorum!" diye bağırdım.
"Azra" deyip, iki elini omuzlarıma koydu. "Bak biliyorum ben işe yaramaz herifin tekiyim hatta seni haketmiyorum ama seni seviyorum yetmez mi?"
"Yetmez, yetmiyor sevmek yetmiyor işte! Şu dünyada sevgi hiçbir şeye yetmiyor. Seviyorsun, kırıyorsun... Seviyorsun, üzüyorsun... Seviyorsun, gidiyorsun... Seviyorsun, can yakıyorsun. Sevgi bu olamaz! Kırık bir bardaktan su içebilir misin sorusunun klişeliğine, bardak olmadan da içebilirsin diye yanıtlıyorum. İçebiliyorsun, çünkü içmek zorundasın. Avucunla bile olsa içersin o suyu... Benim kalbim kırık bir bardak, suyumda sendin sevgindi. O bardak kırıkta olsa, dudaklarımı kese kese içmeye razıydım, yaptım. Sonra çok kanadı, çok fazla kanadı geçmedi. Su temizlemedi, yemin ederim ne içimin yangınını söndürdü, ne de kanı temizledi. Ama geçmedi" deyip, bir adım geriledim. "Bardağı kıran sen, suyu dolduran sen, su içmeye deli olan ben!"
YOU ARE READING
SERSERİNİN CENNETİ (TAMAMLANDI)
ChickLit30 Kasım 2014 tarihinde yazılmaya başlanmıştır. Genç Kız Edebiyatında ilk 10'na girmiştir. *** Ben çıkmaz bir sokakta duvar, oysa duvarı yıkan bir felaketti. O kalbimi avuçlarına alır severdi, ben o kalbi onun sıcak avuçlarından çeker, soğuk bir avu...