☼BÖLÜM 30☼

10.5K 416 102
                                    

BU BÖLÜMÜN YORUMLARINI ÇOK MERAK EDİYORUM UMARIM BİR KISMINIZ FİKRİNİ BİLDİRİR... ( MEKTUP KISMI VAR O BÖLÜMÜ DUYGUSAL BİR PARÇAYLA OKUYABİLİRSİNİZ. TABİİ DİLERSENİZ. BEN BİR TANE KOYUYORUM MEDYAYA BEĞENMEZSENİZ DİNLEMEYİN :)

BÖLÜMÜ ARZU'YA İTHAF EDİYORUM :)

KEYİFLİ OKUMALAR!

Tüm gücümü toplayıp onu ittirmeye başladım. En sonunda beni bıraktığında, hem ağlıyor hem de gözlerimi siliyordum. Arabanın kapısını açıp arabadan indim.

“Sakın gelme! Sakın” diye bağırdım. Çağan arabadan inmeye kalkınca,

“Sana gelme dedim! Rahat bırak!”

“Özür dilerim. Bırak geleyim!”

“Üç yılımı çaldın. Koskoca üç yılımı! Ona ait olan tek şeyi çaldın! Ne iğrençliklere maruz kalarak sakladım ben onu!”

“Beni de anlayamaz mısın? Ben seni seviyorum!”

“Lanet olsun sadece gelme! Çok sinirliyim” deyip arabadan uzaklaşmaya başladım. Arabanın sesini duymuyordum. Arkamı dönüp arabaya baktım. Aylin şoför koltuğuna geçiyordu. Pusat’sa bana doğru geliyordu. Sanırım Çağan’ı durduran kişi Çilek’ti. Önüme dönüp, nereye gittiğimi bilmeden yürümeye devam ettim.

Birkaç dakika sonra Pusat yanımda yürümeye başladı. Yaklaşık yarım saattir hiçbir şey konuşmadan yürüyorduk. Ağlamıyordum.

Belki biraz ağlarsam rahatlardım ama bunu Pusat’ın yanında yapmak istemiyordum. Belki fazla abartıyordum, belki de haklıydım. Çağan’ın bu yaptığı kabul edilemez bir şeydi.

Kafamı çevirip Pusat’a baktım. Sonra tekrar önüme döndüm. Pusat ve Aylin’i gözümün önünde canlandırmak istemiyordum. Bu bile midemi bulandırmaya yetiyordu. Pusat bilmeden de olsa bana ihanet etmişti. Peki ya ben? Beni seven bir adam beni öptüğü için ona kızıyordum. Evet kızmaya hakkım vardı ama Çağan’da haklıydı.

Derin bir nefes alıp,

“Sadece çok yoruldum” dedim. Kafasını çevirip bana baktı.

“İleride bir park var oraya oturabiliriz. Hava soğuk ya çocukta olmaz” dedi. Gülümsedim.

“Yürümekten değil. Sürekli bir şeyleri kazanmak için savaşmaktan”

“Kimse savaşmadan kazanamıyor”

“Sorunda bu ya, ben savaştığım halde yerimde sayıyorum” dedim. Parkı fark ettiğimizde, ikimizde adımlarımızı o tarafa yönelttik. Rüzgar estikçe yüzümde ki çizikler sızlıyordu.

Üzeri kapalı olan bir çardağa geçip, karşı karşıya oturduk.

“Neden bu kadar tepki verdin?” dedi. Gözlerini gözlerime dikerken... Haklıydı. Ben onun sevgilisiydim ve o beni öpebilirdi.

“Sadece sizin yanınızda olduğu için kızdım” dedim. Kafasını olumsuz anlamda sallayıp,

“Üç sene boyunca sakladığın şey neydi? Ve o neyi çaldı?”

“Her şeyimi!” diye bağırdım. Böyle tepki vermeme şaşırsa da kendini toparlayıp,

“Siz daha önce hiç öpüşmediniz mi?” diye sordu. Daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı bu oyuna. Sadece dört gün Pusat! Sadece dört gün daha katlanacağım.

“Hayır!” dedim huzursuzca kıpırdanırken.

“Yalan söylüyorsun” dedi. Kaşlarımı çatarak,

SERSERİNİN CENNETİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now