☼BÖLÜM 28☼

11.1K 395 100
                                    

OKUMADAN GEÇMEYİN! DİĞER BÖLÜMDE BÜYÜK ŞEYLER OLACAK. YANİ HEM ÜZÜLECEK HEMDE 'SONUNDA YA' DİYECEKSİNİZ. YANİ KISACA ŞAŞIRACAKSINIZ BUNA EMİNİM.

SİZDEN BİR RİCAM VAR. BÖLÜMÜN İÇİNDE BULUNAN ŞARKILARIN SÖZLERİNİ OKUYUN. OKUMADAN GEÇMEYİN ÇÜNKÜ EN BÜYÜK ANLAM ONLARDA :) AZRA'NIN SÖYLEDİĞİ ŞARKININ SÖZLERİNİ BİRAZ DEĞİŞTİRDİM :) AZRA VE PUSAT'I BU KADAR GÜZEL ANLATABİLEN TEK ŞARKI BELKİ DE :) (5 Seconds of Summer-  Amnesia) 

BU BÖLÜMÜ DİLARA'YA İTHAF EDİYORUM. DOĞUM GÜNÜ İÇİN ÖZEL BİR BÖLÜM İSTEDİ. NORMALDE PAZARTESİ GÜNÜ YAYINLAMAM GEREKİYORDU AMA GECİKTİ. BUNUN İÇİN ÜZGÜNÜM. DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN DİLARA İYİ Kİ VARSIN :)

KEYİFLİ OKUMALAR

MEDYA PUSAT!

"Yalan söylüyorsun değil mi?" dedim Aylin'e doğru yürüyerek.

"Yalan söylüyorsun Aylin. Yalan de" diye bağırdım. Pusat anlamayan gözlerle bana bakıyordu. Şaşkınlığını henüz üzerinden atamamıştı.

"Yalan de ne olursun! Sadece ayrılmamak için uydurdum de!" diyerek, onu silkelemeye başladım. Gözlerimden süzülen yaşlara aldırmadan Pusat'a dönerek, birkaç adım attım.

"Nasıl yaparsın Pusat! Nasıl ben-" derken ağzıma bir el kapandı. Çağan kulağıma eğilerek,

"Ne diyorsun delirdin mi? Böyle bir zamanda söyleyemezsin" deyince, derin bir nefes alarak,

"Bitti!" diye bağırdım.

Çağan, "Azra kes sesini" diyerek beni çekiştirmeye başladı. Çıkmadan önce eğilip yerdeki defteri eline aldı. Bahçeye doğru sürükledi ve salıncağa oturtturup yanıma oturdu.

"Ağlama!" diyerek sesini yükseltti. Elimi yüzüme kapatıp ağlamaya devam ettim.

"Azra lütfen" dedi ve teselli etmek amacıyla sırtımı sıvazlamaya başladı. Kolunu sinirle ittirip,

"Benden başkasını seviyor, buda yetmezmiş gibi onunla yatıyor ve bebeği oluyor! Ne yapacağım şimdi? Artık istesem de engel olamam bu evliliğe, istesem de hatırlatamam kendimi. Hoş, hatırlayacağı da yok. Aşkımdan gebersem bile o bir daha benim olmayacak!"

"Ağlama Azra. Yalvarırım"

"Bitti işte görmüyor musun? Ölmüştü lan o! Şimdi onun bir parçası gelecek dünyaya! Hem de başka birinden! Canım nasıl yanıyor! Allah'ım bu nasıl bir acı! Yüreğimi elleriyle alıyor ve çöpe atıyor. Bir kere lan! Ben bir kere olamadım onun! Bir kere bile hissedemedim onun tenini! Bana bunu nasıl yapar? Söylesene nasıl yanmaz bu can?"

Titreyen dudaklarıma, sol elimi bastırıp hıçkırıklarımı bir süreliğine de olsa dindirmek istedim ama bu mümkün değildi. Boşta kalan sağ elimi kalbime sertçe ve ardı ardına vurmaya başladım.

"Lanet olsun yanma! Yanma lan yanma! Sevme artık onu! Bıktım senden! Sen bıkmadın lan? Sen bıkmadın mı sürekli parçalanıp ufalmaktan! Sen bıkmadın aptal? Aptal! Aptal!" diyerek vurmaya devam ettim. Bir süre sonra Çağan elimi durdurdu.

"Yeter! Zarar verme kendine!"

"Bu kalp aptalın teki! Bıktım, yoruldum, tükendim! Bitti bu oyun bitti!"

"Neden sürekli vazgeçiyorsun? Gerçi bu benim işime gelir" dedi. Ona inanamayan gözlerle baktım.

"Ondan vazgeçsem bile onu sevmekten vazgeçmem. Vazgeçseydim çok önceden vazgeçerdim”

SERSERİNİN CENNETİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now