☼BÖLÜM 38☼

7.6K 353 104
                                    

MEDYA PUSAT!


"Bu gerçek mi? Gerçekten beni hatırlıyor musun?" deyip, sıkıca kollarımı sarmaya devam ettim. Kollarını daha çok sıkıp, kafasını boynuma gömüp, kokumu içine çekti.

"Pusat beni hatırlıyorsun" deyip, mutluluktan ağlamaya başladım. Boğuk çıkan sesiyle,

"Seni çok özlemişim" diyebildi sadece. Ağlamaklı sesimle devam ettim.

"Ya ben, ya ben ne kadar özlemişim bir bilsen" deyip, sarılmaya devam ettim.

"Azra seni çok seviyorum. Lütfen affet beni bir tanem. Lütfen affet beni Azra'm, her şeyim. Nasıl olurda seni bu zamana kadar yalnız bırakabildim?" deyip, boynuma bir öpücük bıraktı ve ağlamaya devam ederek, "Ne kadar özlemişim kokunu, tenini, sesini... Bana sarılışlarını, ağlayışlarını..." Elimi saçlarını götürüp, hıçkırıklarla ağlamaya devam ettim.

"Neden seni affedeyim? Sen benim canımsın"

"Seni yalnız bıraktığım, bir türlü hatırlayamadığım için affet beni. Bunca sene, gerçek olmayan bir aşkın peşinden koştuğum için, seni üzdüğüm için, ağlattığım için affet beni" deyip, nefesini toparladı ve devam etti "Beni sabırla beklediğin için, hep beni sevdiğin için çok teşekkür ederim" deyip, benden ayrıldı. Ellerini yüzümde gezdirip,

"Artık benimsin. Gözlerin, dudakların her şeyin benim. Artık bana aitsin Azra... Bitti her şey" deyip, gözyaşımı sildi. Derin bir nefes alıp, burnuma eğildi ve bir öpücük de oraya bıraktı. Ağlamaya devam ederek, yanağına doğru eğildim ve defalarca tekrar, tekrar öptüm. Ellerimi avucunun içerisine alıp, hasretle öptü.

Canıma, tenime, nefesime kattım onu... 3 yılın hasreti sadece birkaç dakika önce bitti. Kavuştum ona, sevdiğim adama kavuştum. Ne kadar da çok beklemiştim seni? Ne kadar da çok özlemiştim, bana böyle güzel bakan gözleri... Teşekkür ederim Pusat. Bana böyle güzel baktığın için, hasretimi dindirdiğin için, artık yanımda olacağın için.

"Sözünü tuttun. Kalbin attığı, aklın yettiği sürece beni bekledin ve beni sevdin" deyip, gözlerime baktı. Gözleri bile hatırladığının kanıtı gibi bakıyordu. O kadar güzel bakıyordu ki... Eski Pusat şuan karşımdaydı, her şeyden gerçekti... Benimdi, benimleydi. Kalbinin atış nedeni bendim, gözlerinin bu kadar güzel bakmasının nedeni, bu kadar güzel ağlamasının nedeni de bendim.

Elini kalbimin üzerine koyup,

"Buraya minnettarım. Kim öldüğünü düşündüğü bir adamı bu kadar bekler ve hala ilk günkü gibi sevmeye devam edebilirdi ki? Azra sözünü tuttuğun için çok teşekkür ederim" deyip, ağlamaya başladı. Kaşlarımı çatarak, elimi yüzüne götürüp gözyaşını sildim.

Bir erkek nasıl bu kadar içten ve güzel ağlayabilirdi?

"Lütfen ağlama. Acı çekmek istemiyorum"

"Ben varım" deyip, bir kez daha sarıldı. "Artık beni sevdiğini söyleyecek misin?" deyip, güldü ve kollarını benden ayırdı. Omzumu silkip,

"Seni seviyorum aptal! Hep seni sevdim ve hep seni seveceğim" deyip, güldüm ve kaşlarımı çatarak, "Ne zaman hatırladın?" diye sordum. Gözlerini benden ayırıp,

"Bunu söylersem bana çok kızarsın" dedi.

"Yoksa en başından?"

"Tabii ki hayır Azra. En başından bilseydim sana inatla acı çektirir miydim?"

"Peki ne zamandan beri?"

"Aslında İstanbula'a gelirken biliyordum. Çünkü"

"Çünkü?"

SERSERİNİN CENNETİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now