☼BÖLÜM 41☼

4.9K 213 135
                                    

EN GEÇ 45. BÖLÜM FİNAL OLACAK. KEYİFLİ OKUMALAR!

"Seni daha kaç kez döveceğim! Sen yemin ederim beş kuruş etmezsin" deyip, Killian'ın yakasından tutarak birkaç kez silkeledi. Çağan'ı koltuğa oturttup Pusat'ın yanına geçtim.

"Tamam Pusat boşver gitsinler" deyip, Pusat'ın koluna girmeye çalıştım fakat beni ittirerek Killian'a kafa attı.

"Bir daha, Azra başta olmak üzere ve aynı zamanda Çağan'da dahil olmak üzere bu evden birine zarar gelirse sizden bilir ve emin olun sizi öldürürüm" dedi ve Killian'ı ittirerek Defne'nin yanına geçti. "Yemin ederim cinsiyet ayrımı yapmam ikinizide gözümü kırpmadan öldürürüm. Sadece bir hata, bir hata yada bir hamle sonunuz olur. İntikamı ben alırım siz değil!" deyip, Defne'nin üzerine, üzerine yürümeye başladı.

"Azra'yı sevdikleriyle tehdit ediyorsunuz ya! Şuanda bende sizi sevdiklerinizle tehdit ediyorum. Ama ilk ve son olmak üzere tehdit ediyorum. Yani anlayacağınız bir daha bu kadar şanslı olmazsınız. Sevdikleriniz de dahil"

"Pusat tamam. Çağan iyi değil bırak gitsinler. Hem sen Ankara'ya gitmiyor muydun?"

"Bu dangalaklar rahat dursaydı gidecektim" dedi. Nerden haberi olmuştu ki? Pusat'ı bazen anlayamıyordum.

"Hadi siktirin gidin şimdi" dedi ve koltuğa, Çağan'ın yanına geçerek oturdu.

"Ben durmam! Biz durmayız. Adam öldürmek bu kadar kolaysa, neden bizim başka bir hamlemizi beklemek yerine şimdi öldürmüyorsun? Korkaksın Pusat TANRIKULU. Sen geçmişine dönmekten korkuyorsun"

"Korkumu yenmem için bana birkez daha fırsat sunmanı dört gözle bekleyeceğim. Ben seni korkmadan öldürebilirim. Sen Killian sen ölmekten korkmaz mısın? İntikamsa benim intikam almak için birçok nedenim var. Ama sizin saçma sapan nedenleriniz. Şimdi defolup gidin!" diye bağırdı.

*****

"Onların yanında Ankara'ya gideceğimi neden söylüyorsun?"

"Biran boşluğuma geldi gerçekten" deyip, Çağan'a pansuman yapmaya devam ettim. Çağan kaşlarını çatmış bizi dinliyordu.

"Hem senin nasıl haberin oldu?"

"Ben seni korumasız bırakıp gider miyim sence? Korkma artık"

"Çağan'a oluyor ne oluyorsa" dediğimde, bir Çağan'a bir bana bakıp arkasına yaslandı. Çağan koltukta doğrularak,

"Gerçekten onları öldürecek güce sahip misin?" diye sordu. Pusat birkaç saniye cevap vermedi.

"Senide öldürebilirim" diye yanıtladı.

"Killian'la beni aynı kefeye koyma. Sen zararlı çıkarsın"

"Ne yani seni öldüremez miyim?"

"Ay yeter! Kimsenin kimseyi öldürdüğü yok. Ölüm lafı duymak istemiyorum"

"Neyse ben gidiyorum" deyip, ayaklandı.

"Nereye?"

"Birkaç gün idare et. İşlerimi halledip geleceğim"

"Ankara'ya mı?"

"Duruma göre bakacağım. Gitsem de gitmesemde birkaç gün uğrayamayacağım"

"Pusat lütfen ne yapmaya çalışıyorsun?"

"Sen merak etme. Korkma da ve ayrıca Çağan'la fazla ilgilenme. Kendinize iyi bakın" deyip, bahçe kapısından çıkıp gitti. Çağan,

"Çığınlı fızlı ılgılınmı. Kındınızı ıyı bıkın" diyerek taklidini yaptı.

SERSERİNİN CENNETİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now