☼BÖLÜM 14☼

10.7K 395 143
                                    

MEDYA ULAŞ!

KEYİFLİ OKUMALAR 

Killian'a yaklaşıp şaşkınca ona bakmaya başladım.

"Ne diyorsun sen?" cevap vermeyince onu silkelemeye başladım. Uyuyordu! Sayıklamış olamazdı değil mi? Ne fark ederdi ki o yaşıyordu. Killian öyle demişti Pusat yaşıyordu! Peki ya sadece aptalca bir sayıklamaysa?

Şuan ne düşüneceğimi bilemiyordum. Mutlu muydum? Yada hüzünlü müydüm? Bilemiyordum. Tek bildiğim şu cümlelerin gerçek olmasını her şeyden çok istiyor olmamdı. Eğer o yaşıyorsa onu bir daha asla üzmeyecek ve bırakmayacaktım. Bana ne yaparsa yapsın onu bırakmayacaktım. Beni hala sevmiyor olsa bile onu bırakmayacaktım!

"Uyan Killian! Uyan" diye sesimi yükselttim. Sıçrayıp etrafına şaşkın şaşkın bakmaya başladı.

"Ne işin var burada?" dedi. Yatağın kenarına oturup ona bakmayı sürdürdüm.

"O yaşıyor mu? Pusat yaşıyor mu?" diye sorduğumda, gözlerini devirip bana 'Delirmişsin sen' bakışlarını gönderiyordu.

"Saçmalıyorsun Azra!"

"Hayır Killian hayır. Bunu bana sen söyledin. O ölmedi, o seni hiç bırakmadı dedin hatırla" diye yakınmaya başladım. Yüz ifadesi bir anda değişmişti ve bu benim ümidimi biraz daha artırmama neden olmuştu.

"Azra o öldü. Ne olur anla bunu artık" dedi. Kafamı iki yana sallayıp hızla yataktan kalktım.

"Sen söyledin bana bunu sen! Onun ölmediğini söyledin. Bu sadece sayıklama olamaz tamam mı? Neden böyle bir şey sayıklasın ki?" diye art arda konuşup sesimi yükseltmiştim.

"Dediğin gibi sadece bir sayıklama. Bilincim yerinde olmadan söylemişim"

"Hayır Killian! Bana onun yaşadığını söyle yalvarırım. Ne biliyorsan söyle bana. Yemin ederim kızmayacağım, öfkelenmeyeceğim yeter ki onun yaşadığını söyle"

"Azra sakin olur musun? O yaşamıyor lütfen kendine gel" dedi. Bana elini uzatmaya çalışıyor ve çalıştıkça acıdan inliyordu. Gözlerime yaşlar dolmaya başlamıştı ama ağlamak istemiyordum. Ağlamamalıydım.

"Ne olur söyle. Doğruyu söyle" diye inat ettiğimde, ağlamaya çoktan başlamıştım.

"Azra lütfen ağlama. O öldü bunu sende çok iyi biliyorsun"

"Aptal! Onun ölmediğini bana sen söyledin. Nasıl olurda içime bu kadar umut dolmuşken bir anda 'O ÖLDÜ' diyebiliyorsun?"

"İnsanlar uykularında sayıklar. Olmayan şeyleri sayıklar. O an ne görüyorsa onu sayıklarlar. Rüyalar gerçek değildirler anla bunu" yere çöküp ellerimi kafama koydum.

"Kalk Azra lütfen. Aptalca bir şeyi bu kadar kafana takma" dedi. Kafamı kaldırıp ona uzunca baktım. Aptalca ha aptalca!

"Aptalca öyle mi? Ne kadar ümitlenmiştim. Ne kadar inanmıştım biliyor musun sen? Onunla aynı havayı tekrar solumak için nelerimi vermezdim! Onu bir daha öpebilmek, ona bir daha sarılabilmek ve onun eşsiz gülüşüne bir kere daha tanık olabilmek için nelerimi vermezdim. Sıcak tenini hissetmek, sıcak nefesini yanımda bilmek için nelerimi vermezdim. O benim tek aşkım anlamıyorsunuz! Bu boktan hayat, sadece onunlayken çekilebilir oluyor. Ben sadece onunla rahat nefes alabiliyorum!" diye bağırdım. Bulanıklaşan gözlerimi elimin tersiyle sildim.

"Onun nasıl öldüğünü hatırlıyor musun?" dedi. Şaşkınca ona bakmayı sürdürdüm. Dünden beri herkesin derdi neydi? Tabii ki de onun nasıl öldüğünü hatırlıyordum.

SERSERİNİN CENNETİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now