One Shot - Corridors

157 9 2
                                    

Bin yıl sonra yine merhaba,
Hayatın hangi aşamasında olursam olayım galiba eski zamanları özlediğimde kendi HP hikayesi yazarken bulacağım.
Sevgiler,
Jafey

(Sirius'tan)
Kasım ayının başlarıydı. Ders sonrası birkaç öğrenci ile bahçede oturuyorduk. Kasım ayı için oldukça güzel bir hava vardı. James ve Peter'a beş dakikada kız tavlama taktiklerini göstermek için yanımızdaki kızlara numaralar çekiyordum.
Esmer kız kahkahaları arasın "Niye sana Pati diyorlar?" diye sordu.
Saçlarımı geriye attım. "Farkında değil misin güzelim bende köpek cazibesi var." Hemen arkasından Remus'un köpek havlamasına benzettiği kahkahamı attım. "Aovv"
Gözlerim biran karşıdaki bankta oturanlara takıldı. Sarı saçlı kız elini çenesine dayamış etrafı izliyordu. İçimi sebepsiz bir endişe kapladı. Canı sıkkındı. Ama yanındaki küçük kardeşim Regulus ve çok sevgili kuzenim Narcissa'nın keyfi fazlasıyla yerindeydi. Regulus, Ige'e eğilip bir şey söylediğinde Narcissa abartılı bir kahkaha attı. Ige zoraki bir gülümsemeyi yüzüne yerleştirip onlara gözlerini devirdikten sonra kafasını çevirince göz göze geldik. Tanrım. Bu gözler neden beni tüm dünyadan soyutlaştırıyordu. Sesler siliniyor, Ige hariç her şey bulanıklaşıyordu. Belli belirsiz yutkundu. Gözlerini kaçırdı. Saçlarının lüleleri güneş gibi parlıyordu. Sonra tekrar bana baktı. Gülmeden edemedim. Hala ona bakıp bakmadığımı kontrol etmişti.
"Neye gülüyorsun sen?" James elini hızla gözümün önünde salladı. Kızlar baktığım yöne dönüp baktılar. Esmer kız bozulmuşa benziyordu. İki güldük, güldürdük diye aramızda bir şey olacağını düşünmesi hataydı. James kızı işaret ederken omuz silktim. Onlarda işleri olduğunu söyleyerek yanımızdan ayrıldılar. James oflayarak omuzuna vurduğunda "Ne?" dedim gözlerimi kocaman açarken.

(Ige'den)
Büyük salona girmek üzereyken Narcissa'nın anlattığına küçük bir kahkaha attım. "Cissy-"
Cümlemi bitirememiştim ki birisine çarptım. Kucağımdaki kitaplar yere düştü. Eğilip kitaplarımı toplamaya çalışırken çarptığım kişinin sesiyle başımı kaldırdım. Sirius. "Özür di-"
Bu seferde onun sözü kafalarımızın çarpışması ile bölündü. İkimizde başımızı tutarken birbirimize baktık. Sirius hızla tekrar bir özür mırıldandı. "Gerçekten-Özür dilerim."
Cissy hızla araya girdi. "Sakin olun, sakin, çok belli ediyorsunuz."
İkimizde aynı anda Cissy'e döndük. Ben ölümcül bakışlar atarken Sirius anlamamış gibi bakıyordu. Cissy'i önemsemeden bana döndü. Benden uzağa, onun yanına düşmüş defterimi alıp bana uzattı. "Benim hatam, önüme bakmadım."
Bu sefer afallayan bendim. Defteri elinden alırken "Önemli değil. Benimde dikkatli olduğum söylenemez." diye bir mırıltı dudaklarımdan döküldü ya da ben öyle sandım.
Defter ve kitaplarımı aldım, ilerlemeye devam ediyorduk ki tekrar beni durdurdu. "Ig-"
Göz göze gelince adımı tamamlayamadan durdu. Birkaç yılmış gibi gelen uzunlukta ikimizde konuşmadık. Kalbim uzun bir maraton koşmuş gibi atmaya başladı. Ne sesim çıktı, ne yutkunabildim, ne de bir adım atabildim. Başını bana doğru eğerken eli saçına gitti. "Bugün biraz konuşabilir miyiz Elmer?"
"Ta-tabii" dedim. Ama hızla kitapları gösterdim. "Aslında-ders-"
"Yo-yo, yani dersten sonra, eğer uyarsa," Narcissa'ya belli belirsiz bir bakış attı. "Yalnız."
Narcissa'nın gülümsediğini görünce bacağına bir tekme atmamak için kendimi zor tuttum. O da kendimi daha çok tutamayacağını hissetmiş olacaktı ki "Ben masaya gidiyorum." diye koşar adım uzaklaştı.
Sirius etrafa bakındıktan sonra bana bir adım daha yaklaştı. "Ige-"
"Günaydın Sirius, hadi, kahvaltı için bekliyoruz!" Bu sefer meydan okuyan ama hevesli bir kız sesi aramıza girdi. Hemen yanımızdan geçen kız, dünkü esmer kızdı. Sirius'tan uzaklaşmak için geriye doğru bir adım attım. "Kız arkadaşın-yanlış anlamasını istemem-"
Sirius hızla bana doğru bir adım attı. Telaşlı bir sesle "Yo-yo kız arkadaşım değil-arkadaşım" diye mırıldandı.
Bu sefer ben telaşla açıklama yapmam gerekiyor gibi düşündüm. "Ben öyle sandım. Dün görmüştüm-"
Sirius' hızla kendini açıklamaya devam etti. "Hayır, arkadaşım-"
"Aslında-"
"Zaten benim kız arkadaşım yok,"
"Yani beni ilgilendirmez, sadece-"
"Yalnızım."
İkimizin lafları tamamen birbirine girmişti ki durduk. O saçlarını karıştırırken ben hızla derin bir nefes aldım. Cissy haklıydı.
Sirius sakinleştikten sonra yüzünde beliren çapkın gülüşüyle başını yana eğerek "Aramızda yanlış anlaşılacak bir şey olduğunu düşünmemiştim." dedi.
Kalbim niye bu kadar hızlı atıyordu? Neden olacak Ige, nasıl baktığını görmüyor musun? Gördüğüm için bu haldeyim aslında. Telaşla "Fazla yakın olmamızı." derken onu ve benim aramızdaki mesafeyi işaret ettim. Sonrada başımı toprağa gömmek istedim. Muhtemelen kıpkırmızı olmuştum.
Bana bir adım daha yaklaştı. Ne yapmaya çalışıyordu? Aramızda yalnızca bir adımlık mesafe vardı. Gözlerine bakabilmek için başımı kaldırdığımda biraz daha yaklaştı.
Gözlerimi devirdim. "Ne yapmaya çalışıyorsun Sirius?"
"Nerede rahatsız olduğunu itiraf edeceğini görmek istiyorum."
Kollarımı birbirine bağladım. Başımı emin bir şekilde kaldırdım. "Ya hiç itiraf-"
Yüzünü yüzümle aynı hizaya getirecek şekilde eğildi. Sadece birkaç santim mesafe bırakana kadar yaklaştı. Nefesi ve nefesim karışıyordu bu yüzden nefesimi tutarken buldum kendimi. Yüzündeki çarpık gülümsemeyle "O zaman seni öpmek zorunda kalabilirim Ige" diye fısıldadı.
Geriye doğru bir adım atmayı hedeflerken duvara çarpınca düşecek gibi oldum, kafamı onun çenesine çarptım. Düşmemem için kolumu tutarken diğer eliyle de dudağını tutuyordu. "Tamam, öpmeyeceğim Ige-dudağımı patlatmana gerek yoktu."
Küçük belli belirsiz bir kahkaha dudaklarımın arasından istemsiz kaçınca "Pardon." diye mırıldandım. "Düzeltebilirim."
Cebimden asamı çıkarıp ona doğrulttuğumda bir adım geri çekildi.
"N'oluyor Pati?" Potter soran gözlerle yanımızda dikilirken eli asasını çıkarmak üzere cebine uzandı.
Sirius gözlerini devirirken "Aman yani." diye mırıldandı. "Savaş çıkartmadan yakınlaşamaz mıyız biz?"
Pettegrew "Yakınlaşmaya mı çalışıyorsunuz?" dedi.
Sirius asamı indirmemi işaret etti. Uzattığım mendili kanayan dudağına bastırıyordu. "Kalsın, bir daha öpmeye yeltenirsem-"
James'in yanına gelen Remus soran gözlerle bize bakıyordu. James elini asasının üzerinden çekmişti. Remus kafası karışmış bir şekilde "Öpmek mi?" diye mırıldandı.
James "Savaşmayalım, sevişelim felsefesine mi geçtiniz?"
Gözlerimi devirdim. "İyi dersler baylar."
Arkamı dönmüş ilerlemek üzereydim ki Sirius kolumu tutup kendine çevirdi. Kulağıma yaklaştı. Bu seferde nefesini saçlarımın arasında hissediyordum. Bu çocuğun benimle derdi neydi bugün.
"Dörtte, arka bahçede bekliyorum."
Gözlerimi gözlerine çevirdim. Onun umursamayan tavrına büründüm. "Sirius Black! Ne savaşacağım, ne sevişeceğim kişi değilsin."

Sana Güveniyorum... | Sirius Black & Ige ElmerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin