19. Bölüm

3.5K 185 124
                                    

Bölüm Notu:

Sevgili Okuyucular, (Jafey hangi karektere mektup yazacağını bulamadı :D )

Evet, bu bölüm Sirius ve Ige ağırlıklı oldu. Umarım becerebilmişimdir. Sizi seviyorum :) Yorumlarınızı eksik etmeyin.

Sevgiler, Jafey :)

Abim ortak salona girdikten sonra karanlık koridorda tek başıma kalmıştım. Her şei öyyeceğim demişti. Peki bu her şeyden kasıt neydi? Bir, artık karanlık tarafta olmak istememem. Bunun tamemen saçmalık olduğunu düşünmem. Asla birisine zarar veremeyecek olmam. Asla ölüm yiyen olmayı istememem.

Zaten babam bunları duyduktan sonra asla inanmayacaktı. Doğduğumuz günden bu yana ölüm yiyen olmamızı istemişti. Abimin de benim de… ama ben hayatımı onlara göre yaşayamazdım.

Sonra söyleyeceği ikinci şey beynimde canlandı. Gryffindorlu birisiyle çıkıyor olmam. Umurumda bile değildi. Onların yanında olduğumdan daha huzurluydum onun yanında. Sonra babamın neler yapabileceğini düşündüm. İlk yapacağı şey bağırmaktı. Sorunları bağırarak çözmeye çalışacaktı. Ama aslında bunlar sorun değildi. Çözümün ta kendisiydi. Huzuru bulmam için tek çözüm bunlardı.

Az önce abimin geçtiği ortak salon kapısından parolayı mırıldanarak geçtim. Ortak Salondaki herkes duvarda asılı olan panoyla ilgileniyordu. Panonun önünde bir grup öğrenci hararetli hararetli konuşurken panonun üzerine Büyük harflerle yazılıp, asılmış kağıdı gördüm.

 ‘’ QUİDDİTCH SEZONU BAŞLADI.’’

Başlıktan sonrasını okumama gerek bile yoktu. Quidditch benim ilgi alanım değildi. Süpürge üzerinde durmakta bile zorlanan birisinin Quidditch oynaması beklenemezdi.

Yatakhaneye doğru ilerlemeyi planlarken şöminenin karşısında oturan ikiliyi gördüm. Narcissa ve Regulus… Narcissa sıkkın bir şekilde tekli koltuğa oturmuş karşısındaki koltukta oturan Regulus’u dinliyordu.

‘Acaba konuşmalı mıyım?’ diye düşünürken sorumun cevabını Narcissa’nın bana kırgın bakan gözlerini görünce kendi kendime vermiştim. Biran önce konuşup aramızdaki sorunu çözmeliydim. Sonuçta buraya geldiğimden beri hep yanımda olmuştu. Regulus gibi…

Kendimden emin ve yavaş adımlarla ikilinin yanına ilerledim. Regulus’un tek başına oturduğu çiftli koltuğun diğer ucuna yerleştim. Oturmamla birlikte Narcissa’nın mavi gözleri üzerime kilitlenmişti. Soran gözlerle bana bakarken ‘’Konuşabilir miyiz?’’ diye mırıldandım.

Narcissa biraz dikleşirken gözleri sinirle parlamıştı. ‘’Yoksa yine Lucius’a laf sokmaya mı geldin?’’ Tek kaşını kaldırırken ‘’Eğer öyle ise Lucius abinin yanında.’’ Diye devam etmişti.

Gözlerimi devirirken ‘’Üzgünüm.’’ diye cevap vermiştim. Yüzüm düşerken sesimden üzgün olduğumu anlamasını bekledim. ‘’Narcissa, senin bu kadar kırılacağını tahmin edemezdim.’’ Gözlerimi konuşmamla biraz olsun yumuşayan bakışlarına çevirirken devam ettim. ‘’Bak, üzgünüm Narcissa ama Sirius’un yaptığı şeyi bana mal edemezsin.’’ Sesim bu sefer oldukça bıkkın çıkmıştı.

Regulus kollarını göğsünün üstünde birleştirip geriye doğru yaslanırken Narcissa derin bir nefes almıştı. ‘’Pekala, şunu söylemeliyim ki sana kızgın olma sebebim Sirius’un Lucius’a büyü yapması falan değil.’’ Gözlerini birkaç saniyeliğine kapatıp tekrar açmıştı. ‘’Asıl kızma sebebim, Lucius’a o kadar sert çıkman. O hatalıydı ama sen de karşılık vererek suçlu durumuna düştün.’’

Sana Güveniyorum... | Sirius Black & Ige ElmerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin