13. Bölüm

3.5K 225 81
                                    

Bölüm Notu:

Merhaba :) Medya bölümün de şarkı da var, isterseniz onu dinleyerek okuyabilirsiniz. Okuduktan sonra düşündüklerinizi de yazabilirsiniz :)) Yorum&Eleştiri ve vote seçeneklerini boşuna eklemediler bence :D

İyi okumalar.

Şaşkınlığım daha da artarken dudaklarından çıkan hangi kelimeye odaklanacağımı şaşırmıştım. Ama ilk takıldığım kelime 'Ige'di. Bana 'Ige' demişti. 'Elmer' değil. Sonra diğer kelime beynimde tekrar canlandı 'özür dilerim' Özür dilemesine hiçbir şekilde anlam veremezken karşımda oturan çocuğa soran gözlerle bakmayı sürdürüyordum. "Ne-neden özür diliyorsun ki?" sesim düşündüğümden de titrek çıkarken Black daha önceden kafasında kurmuş olduğunu düşündüğüm cümleyi dile getirmişti. "Çünkü eğer sen söylemeseydin ilk olarak senden şüphelenirdim. Beni hata yapmaktan kurtardın, işte bu yüzden de teşekkür ederim." kelimeleri tane tane söylerken gözlerimi gözlerine dikmiştim. Neden böyle hissediyordum ki? Neden gözlerine bakarken huzuru bulduğumu düşünüyordum?

Söyledikleri beynimin içine bomba gibi düşerken ne kadar farklı olduğu kafama takılmıştı. Tanıdığım herkesten farklıydı.

Konuşmam gerektiğini biliyordum ama ne söyleyeceğimi bilmiyordum. "Be-ben..." devamı gelmiyordu. Neydi ki? "Onların yaptığı saçmalıktı, yani saldırı olayı" diye aklıma gelen ilk şeyleri söylemiştim. "Ve benim yüzünden olduğunu düşünüyorum"

Black soran gözlerle bana bakarken "Neden senin yüzünden olsun ki?" diye sordu. "Sonuçta sen gelmeden öncede biz aynıydık. Düşman..."

"Abimle tartışmıştım. Ona çok şey söyledim. Onun yüzünden olduğunu düşünüyorum. Kendini gösterme çabası içine girmişti bence" diye mırıldandım.

Black anlıyorum dercesine basını sallarken gözleri merakla sarılmış bir şekilde bana bakmaya başladı. Bir şey söylemek istiyor gibiydi ama nasıl söyleyeceğini bilmiyor gibi bir hali vardı. Bir kaç saniye süren sessizlik boyunca elimdeki kitabı kapatıp masanın üzerine bırakmıştım. Sonunca tüm cesaretini topladığını düşünmüş olmalıydı ki konuşmaya başladı. "O gün söylediklerin... Yani karanlık taraf konusunda... Gerçekten öylemi düşünüyorsun?" sesinde gizli bir merak vardı.

Gözlerimi ciddi olup olmadığını anlamak için Black'e çevirince kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı. Bakışları ciddiyet taşıyordu taşımasına ama aynı zamanda kalbimin iki kat hızlı atmasına neden olmuştu. Üzerimdeki battaniyenin kenarıyla oynarken ‘Ona söylemeli miyim?’ diye düşündüm. Sonuçta O Gryffindor'lu Black'ti. Tamam, düşmanım değildi ama sonuçta o kadar yakın olduğum biri de değildi.

Black aynı ciddiyetle beni süzerken "Tamam, söylemek istememeni anlıyorum. Geldiğinden bu yana hep tartıştık ama şu var ki..." derin bir nefes aldı ve gözleri gözlerimi delip geçerken "Günlerdir gece gündüz düşünüyorum. 'Ciddi miydin?' diye ve ben ciddi olduğuna eminim. Yoksa... Söylemezdin." diye mırıldandı. "Farkında mısın, bilmiyorum. Ama tüm Slytherin sana cephe alacak"

Farkında olduğumu belli etmek için başımı hafifçe aşağı yukarı sallarken Black konuşmaya devam etti. "Seni kendime benzetiyorum aslında" gözleri benden uzaklaşırken uzakta bir noktaya kilitlenmişti. Kısa bir sessizlik boyunca düşünceli düşünceli bakmıştı. Neden kendisine benzetmişti ki? Hangi yönümüz benziyordu?

Black gözlerini tekrar bana çevirirken "Tek farkımız ben gerçeği ilk başlarda gördüm ve Gryffindorlu oldum. Sen ise yeni yeni görüyorsun ve Karanlık tarafın bataklığından çıkman gerekiyor." diye mırıldandı. "Ve Ige, ben sana yardım etmek istiyorum"

Sana Güveniyorum... | Sirius Black & Ige ElmerWhere stories live. Discover now