33. Bölüm

2.6K 138 74
                                    

1977 Londra

Becca ve Logan kapıdan çıkarken süren şaşkınlığımı attığım an hızla odama çıkarak Logan'a Sirius'un patavatsızlığı için gerçekten çok üzgün olduğumu ama Becca'nın ona bakışlarının dahil sinir bozucu olduğunu anlatan bir mektup yazmıştım. Normalde alttan alsam belki düzelerdi ama benim alttan alma gibi bir özelliğim yoktu. Her zaman ben haklıydım. Her zaman!

Birkaç gün sonra gelen mektupla sinirlerim ve şaşkınlığım tavan yapmıştı.

"Üzgünüm Ige,

Ama hala aynı şeyi yapıyorsun. Sirius'u savunmadan duramıyorsun.

Becca'nın Sam konusunda ne kadar hassas olduğunu biliyorsun! Hep kendisini suçladı. Oysa ki onunla hiçbir alakası yoktu, bunu sen de biliyorsun.

Böyle basit bir tartışmada olayı yine gün yüzüne çıkartan Sirius oldu!

Ayrıca senin Sirius'a bu konuyu anlatmış olduğuna inanmıyorum!

Gerçekten üzgünüm, Ige! Bir yılda böyle bir değişim yaşayacağına inanmazdım. Daha fazla konuşmanın anlamı yok.

Becca haklı!

Sirius varsa, biz yokuz!

Logan."

Gözlerim satırlar arasında şaşkınlıkla dolaşıyordu. Belki biraz da yere düşmüş bir cam gibi parçalara ayrılmış hayal kırıkları...

Hızla yeni bir mektup yazmıştım. Üzgün olduğumu anlatan. Çünkü en yakın iki dostumu kaybetmek istemiyordum.

Ama haziran kapanıp, temmuz ayı ilerlerken yazdığım her mektup geri postalanmıştı. Oysa ben Sirius'a hiçbir şey anlatmamıştım. O, benimle ilgili bir şeyler öğrenmek için Bulgaristan'dan birisiyle iletişime geçtiği zaman öğrenmişti.

Üzerime düşen, en yakın arkadaşlarımı kaybetme hüznü yaz tatilime gölge düşürecekmiş gibiydi.

Temmuz ortalarında Regulus'tan aldığım azarlayıcı mektupla soluğu Black Malikanesi'nde almıştım.

Regulus'la bütün gün sohbet etmiştik. Her şeyi anlatmıştım. Becca ve Logan'ın Sirius yüzünde beni bırakıp gitmesini, her şeyi.

Regulus kendimi üzmemem gerektiğini söylemişti. Eğer Becca gerçek bir dost olsaydı asla seni bırakmazdı, diyerek de eklemişti.

Haklıydı.

Bunun en büyük örneği Regulus'tu. Ve ben o an yeri geldiğinde Regulus'tan da ayrılmaktan korktum.

Sonuçta Regulus da Ölüm Yiyen olmak istiyordu. Ve ben seherbaz olursam arkadaş olamazdık. İmkansızdı.

Narcissa'nın da gelmesiyle Black Malikanesi'nin yeşil ve gri renklerine bezenmiş küçük odadan çıkan sesler yükselmeye başlamıştı.

Temmuz ayının son haftaları yazın ilk ayına kıyasla daha eğlenceli geçmişti. Narcissa ve Regulus'la sık sık dışarıya çıkmıştım ve Sirius'la da sık sık buluşmuştum

Takvimler 30 Temmuzu gösterirken sabah kahvaltısında gelen SBD Sonuçları ile masaya her zaman hakim olan konu değişmişti.

Elimdeki mektubu yırtarcasına açmıştım adeta. Babam bile gazetesini bırakmış beni izliyordu. Annem kendinden emin bir şekilde saldalyesinden dikleşmiş, yüzündeki hafif bir temessümle "Telaş yapma, Ige." demişti. "Hepsinden 'O' aldığına eminim."

Sana Güveniyorum... | Sirius Black & Ige ElmerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin