One Shot - Movie Night in Hogwarts

153 14 0
                                    

Helloğğ,
Herkese merhaba, napıyosunuz? *şık şık şık*
(:
Bir solukta okumalık.

Uzun ve eğlenceli geçen bir iksir dersi sonrası pek çok öğrenci gibi büyük salonda berbat ve sıkıcı tarih ödevini yapıyorduk. Parşömen ve kitaplarımı büyük masaya o kadar dağıtmıştım ki en az beş kişilik yer kaplıyordum.
Narcissa parşömeninin sonuna gelmiş gibiydi. Regulus ise kafasını kaldırıp bize bakmadan yazıyordu. Benimse dikkatim oldukça dağınıktı. Son bir gayret ile önümdeki son sayfayı tekrar okumaya yöneldim. Ansızın küçük bir kuş biçimdeki kâğıt sayfanın üstüne kondu. Yine dikkatim dağılıyordu. Kâğıdın geldiği tarafa baktığımda Sirius'u gördüm. Ona baktığımı görünce göz kırptı. Bana göz kırpma diye çığlık atmak istedim. Zaten odaklanamıyordum. Birde aklımı alırcasına göz kırpıyordu. Önümdeki kâğıdı işaret etti.
"Akşama Muggle Araştırmaları Kulübü'nün sinema günü var. Bende muggle'lara dair merak duygusu gelişmeye başlamış bu kıymetli arkadaşımın bana eşlik edip edemeyeceğini merak ediyorum."
Kâğıdın altına çöp adamlar çizmişti, hepsi çiftti ancak ortadaki biri yalnızdı ve kafasından soru işaretleri çıkıyordu. Gülümsememi engellemek için dudağımı ısırdığımda masanın altından bir tekme bacağıma indi.
"Ah!" diye inlerken kafamı kaldırdım. Narcissa, Regulus'u kolundan dürterek beni işaret etti. "Hani sadece arkadaştınız?"
Ona doğru masanın üzerinde eğildim. "Arkadaşız zaten." Gözlerimi Narcissa'ya diktim.. "Arkadaşlığıma zeval gelecek ne yaptım?"
Regulus omuz silkti ve yazmaya döndü. Narcissa'da hızla kâğıdı elimden asıldı. Tam okuyordu ki kâğıt bir anda yanmaya başladı. Narcissa hızla kâğıdı elinden attığında kâğıt masanın üzerine düştü. Regulus soğukkanlı olup kâğıdı yok etmeseydi, Narcissa'nın saatlerdir üzerinde çalıştığı parşömen tutuşacaktı.
Narcissa bir hınçla Sirius'a döndüğünde bu sefer bacağına tekme atan ben oldum. "Hak etmedin mi?"
"Hayır, şimdi bana söyleyeceğin şeyi okuyacaktım."
"Şimdi sana söyleyeceğim şey?" dedim sorarcasına.
"Eh, tabii, ne diyor?"
"Sevgili kuzenimin saçlarını bu şekilde yaptığında küçük bir çocuğa benzediğini ve kafasını ödevine vermezse bütün gece uyumadan çalışmaya devam etmek zorunda kalacağını, yazmış olabilirim." Sirius bir anda gelip yanıma oturdu. Narcissa sinirle ağzını açmak üzereyken Sirius başını yan yatırıp eline dayadı. Gözlerini ödev kağıdımın üzerinde dolaştı. "Neredeyse bitmiş gibi?"
"Aslında, nerden baksan başlamadım." dedim, neredeyse boş olan kâğıdı gösterirken.
Sirius rulo yapılmış parşömeni masa altından bana uzattı. "İstersen bir daha bak."
Gözlerim önce kocaman oldu, sonra parşömeni usulca açıp baktım. Evet, tam olarak benim ödevimin bitmiş haliydi. Parşömen rulosundan küçük bir kâğıt parçası yere düştü. Kafasından soru işaretleri çıkan çöp adam.
"Remus'la iddiaya girmek zorundaydım ama artık ondan alacağım bir şey kalmamıştı."
Küçük bir kahkaha attım. Birkaç kişi tasvip etmez birkaç bakış attığında dudaklarımı ısırdım. "Bir sonraki iddiaya fikir olması için söylüyorum. Pazartesiye tüm hafta sonumu esir alacak aritmasi ödevim var."
Sirius omuz silkti. "Hafta sonu sana ihtiyacım yok. Şimdiden başarılar diliyorum."
"O halde bende sana iyi seyirler, diliyorum."
Bir anda yavru köpek bakışları ile "Başka bir kızı çağırmak zorunda bırakma beni." dedi.
Artık ödevim de hazır olduğuna göre burada işim bitti diye düşündüm. Kitaplarımı toplamaya başladım.
"Hadi ama Ige, bir film gecesine davet edildiği için bunun romantik bir an olduğunu düşünüp onlardan etkilendiğimi sanacak kadar aptal kızlarla beni uğraştırma."
"Hah-"
"Sen bunların olmayacağını bilecek kadar zeki bir kızsın."
Narcissa masada bize doğru eğildi. Kısık bir sesle "Siz ikiniz yalnızca kendinizi kandırdığınızı anlamayacak kadar geri zekalısınız ve biz kalabalık bir grup olarak -inanmazsınız ama- sizinle uğraşıyoruz." dedi.
Regulus bıyık altından gülerken elini beşlik çakması için Narcissa'ya uzattığında, tekme atmak için Narcissa'nın bacağını arıyordum. Sirius'a kaçamak bir bakış attım. Sirius-altta-kalmaz-Black, Narcissa'ya üstten bir bakış attı. "Doğru söyle kuzenim, sen bu kızın benim gibi harikulade bir beyefendi ile bir gece film izlemesini kıskanan o kızlardansın, değil mi?"
Narcissa-altta-kalmaz-Black ise "Ne fark eder?" dedi. "Bu sizin flörtleştiğiniz gerçeğini değiştirmiyor."
Gözlerimi devirdim. Narcissa, Sirius'un yeni bir altta-kalmaz-Black cümlesini dinlemeden ödevine döndü. Sirius omuz silkip bana döndü. "O halde, Remus ile yeni bir iddiaya giriyorum ve yemek sonrası büyük salonun kapısında buluşuyoruz."
Başımı tamam anlamında salladım.
***
Yemek sonrası büyük salonun kapısında Sirius ile buluştuk. Muggle Araştırmaları dersinin 2. kattaki sınıfına doğru ilerledik. Narcissa'nın flörtleşmemiz hakkındaki iddiaları için bir iki cümle kurmayı düşündüm. Sonra bunu konu olarak ele almanın bile çok küçük düşürücü olduğuna karar verip hiç olmamış gibi yaptım. Neticede sadece arkadaştık.
Kapıda Profesör Burbage herkesi sınıfa alıyordu. Sirius önden ilerlemem için yolu gösterdi. Yaklaşık elli kişiyi alacak büyüklükteki sınıfta masalar üzerine patlamış mısır ve içecekler yerleştirilmişti. Çoğu masa şimdiden dolmuş görünüyordu. Birkaç kişinin bize bakarak fısıldaştığını gördüm. Umursamaz görünmeye çabalayarak hızla bir yer seçmeye çalıştım. En ön fazla göz önüydü, en arka Sirius'la baş başa olmak için çok romantikti. Ortanın biraz arkasındaki bir masaya ilerledim. Masaya yerleşirken kendi kendime Narcissa'nın haklılık payını sorguladım. Sirius Black ile kapkaranlık bu ortamda saatler mi geçirecektim? Kendi iç sesime gözlerimi devirdim.Yalnızca bir film izleyecektik ve sınıfın büyüklüğüne bakarsak yalnız sayılmazdık.
Ön taraftaki sıralarda Evans ve yanında tanımadığım bir kız otururken hemen yanımıza Remus ve James geldi. Arkalarından da ufak tefek bir kızla Peter geliyordu.
Remus, birkaç arkamızdaki sıraya ilerlerken Sirius'un mısırına uzandı. "Lily, James'le gelmeme konusunda inat edince Lily'i ben davet etmek zorunda kaldım."
Sirius mısırı kendine çekti. Arka tarafa ilerleyen James'e kısık ama onun duyabileceği sesle "Jami iddiayı kazandığımı söylememe gerek var mı?" dedi.
James omuz silkerken Sirius'a kısa bir bakış attım. "Yine mi iddia?"
Sirius bana doğru yaklaştı. Kulağıma eğildi. "Rüyamda Merlin bugün gireceğim her iddiayı kazanacağımı söyledi, bende elimi bol tuttum." Kısa bir an duraksadı. Sağ elinin serçe parmağını uzattı. "Eminim bir bardak içki ile sarhoş oluyorsundur, iddiaya var mısın? Kaybeden gelecek hafta Hogsmade gezisinde diğerine içki ısmarlar."
Serçe parmağımla serçe parmağını tuttum. Yüzüme küçük bir gülümseme yayıldı, ona yaklaştım."Sen benimle içki içmek için bahane mi arıyorsun?"
Sirius omuz silkti. "Yarın gece yarısı mutfakta olacağım." Kelimeler dudaklarından bir cevaptan ziyade soru gibi çıktı. Gözleri benimkilere takılı kaldı. Biraz uzaklaşmak istedim ama yapamadım. Çünkü içimde bir yerlerde ona daha yakın olmak istiyordum.
Bir anda ışık kapandı. Derin bir sessizlik oluştu.
Ama sinema perdesinden yansıyan ışık gözlerini aydınlatıyordu. Onay bekler gibi bakıyordu. Ama bu yakınlıktayken neye onay vereceğimi bilmiyordum. Boğazımdaki o heyecanlı yumruyu atmak için yutkundum. Geri çekilip arkama yaslandım. Yarın akşam onunla buluşmak için sözleşmiş miydim? Yine?
Profesör Burbage filmin başlayacağını haber verdi, erken çıkmak isteyenlerin kesinlikle sessizce ayrılmasını ve kendi binalarına sessizce gitmesini istedi. Ek olarak; Filch'in koridorda öğrencileri büyük bir zevk ile cezalandırmak için beklediğini hatırlattı.
Filmin başlamasıyla kendimi biraz daha gergin hissettim. Burada ne işim vardı? Son zamanlarda her boş anımı onun yanında geçirmeye mi başlamıştım, her fırsatta benimle bir şeyler yapmak için zaman mı kolluyordu yoksa yalnızca vakit mi geçiriyorduk? Sirius'a çaktırmadan bakmaya çalıştım. Hemen gözümü kaçırdım. Çok rahat duruyordu. Ağzına bir mısır attı. Heyecanlı yada gergin bir hali yoktu. Olması gereken yer burasıymış gibiydi. Kafamdaki düşüncelerden kurtulmak için filme odaklanmaya çalıştım. Muggle'ları gerçekten tebrik etmek gerekirdi. Film denilen şey inanılmaz zevkliydi. İnsan kendini hikayeye kaptırıp gidiyordu.
Sirius yan taraftan mısırıma uzanınca elim sıcacık eline değmişti. Hızla elimi çektim. Ya o çok sıcaktı, yada ben çok soğuktum. Kulağıma eğilip "Üşüyor musun?" dedi. Başımı hayır anlamında salladım. Tekrar mısırıma uzandı. "Daha hiç yememişsin. Sana yardım edeceğim." dedi. Bir mısır aldı ve dudaklarıma doğru uzattı. İstemsiz olarak dudaklarım aralandığında mısırı ağzımın içine bıraktı. Parmağının sıcaklığını dudağımda hissettim. Onun umrunda bile olmayan bu anda benim kalbim yerinden çıkacakmışcasına atıyordu. Tekrar mısırıma uzandı ve bir avuç alıp ağzına attı. Ona göz attım.  Filmi pür dikkat izliyordu. Ona baktığımı fark edip bana baktı. Gözlerimi kaçırıp filmi izlemeye devam ettim. Tekrar kaçamak bir bakış attığımda göz göze geldik. Yarım bir gülüş yüzüne yerleşti. Kulağıma eğildi. Saçlarımın arasından nefesi tenime değiyordu. "Beni mi izlemeye geldin yoksa filmi mi?"
Ne söyleyeceğimi bilemediğim için sanki mısırımı önemsiyor gibi "Mısırımı yiyorsun." dedim.
Mısırıma tekrar uzandı ve yine mısırı dudaklarıma uzattı.Dudaklarımı açmayınca kendi ağzına attı. "Sana yardımcı oluyordum."

Film yarıyı geçmiş olmalıydı. Sirius zaman geçtikçe sıraya yayılarak oturuyordu, kolunu sıranın arkasına attı. Koluna yaslanıyor gibi olmamak için yerimde biraz dikleştim, ya da huzursuzca kıpırdandım. Kulağıma eğildi. "Şimdi, başka bir kız olsaydı, kolumu atmamdan-" Masadaki mısırdan birkaç tane alıp ağzıma uzattı. "-Mısırı yedirmemden-" Arkamdaki elini kaldırıp diğer taraftaki saçlarımı yüzümün önünden aldı. "-saçlarını ellememden bile etkilenecekti."
Yüzümün kıpkırmızı olduğuna yemin edebilirdim. Neyse ki her yer karanlıktı. Patlamış mısıra uzandım. Arkamdaki koluna dokunmadan yaslandım. Gerginliğim hat safhadaydı. Kaskatı kesilmiştim. Filmin gerisi boyunca burnuma dolan kokusuna odaklanmamak için savaştım. Taze nane ve baharatlı kokusu her içime çektiğimde kızarmama neden oluyordu.
Film bittiğinde sakin adımlarla sınıftan çıktık.
James hemen yanımıza geldi. "Sizin randevunuz nasıl geçti?"
Sirius gözlerini devirdi. James'e  "Bu bir randevu değildi." dedim.
Hemen karşımdaki James inanmaz gözlerle bizi süzüp Remus'un omzuna dirseğini koydu. "Rem, bir randevuyu randevu yapan nedir?"
Remus gözlerini etrafta dolaştırdı. "Yapma James." Parmaklarını tek tek saymaya başladı. "Bir. Erkek kişinin öncesinde kız kişisini davet etmesi gereklidir; sözle ya da yazılı olarak. İki. Davet gülücükler eşliğinde kabul edilir ve bir yerde buluşulur. Üç. Buluşmanın gerçekleştiği mekana gidilir. Dört. Kaçamak bakışlar, elini kolunu nereye koyacağını bilememeler ve parlayan gözler eşliğinde bir buluşma geçirilir."
James kocaman bir sırıtma ile göz kırptı. "Haklısınız, bu resmen bir randevuymuş." Remus'un koluna vurdu. "Hadi gel Rem," dedi arkasını dönerken bir an durdu. Bize baktı. "Ama bir randevuyu başarılı yapan; gecesinin sonunda güzel bir öpücükle mühürlenmesidir."
Tekrar arkasını dönüp ilerlerken Sirius'a bir öpücük attı.
Sirius'a yan gözle baktım. "Seni öpmeyeceğim."
Sirius büyük ve uslanmaz bir kahkaha attı. Elleri cebimde bana bakıyordu. "Yoksa, bunun bir randevu olduğunu mu düşünüyorsun?"
Yan tarafta sınıftan çıkan birkaç kızın sesini duyunca o tarafa döndüm. Yan gözle bize bakıyorlardı.
Omuz silkip yürümeye devam ettim. "Çok saçma değil mi? Altı üstü arkadaş olmaya çalışıyoruz."
Hemen yanımda yürüyordu. "Başarıyor muyuz dersin?"
Kısa bir an düşündüm. "Tabii ki, iddiaya bile girdik, James veya Remus'la yaptığın gibi, seviyeli bir arkadaşlığın içindeyiz." dedim ve ekledim. "Arkadaşlarımıza rağmen."
Sirius yarın ağız güldü. Sonra bir an duraksadı. Göz göze geldiğimizde gözlerinden ışıltılar çıktığına yemin edebilirdim. "Aslında-"
Tanrım. Kalbim göğsümü delecek gibiydi. Avuç içlerim terlemeye başladı.
Arkadaş mıydık gerçekten? Ige! dedi içimden bir ses. Hangi arkadaşına bakarken bu kadar heyecanlanıyorsun?
Sirius hafif bana doğru eğildi. Elimi nazikçe tutup dudaklarına götürdü. Daha önce hiç duymadığım buğulu bir sesle konuştu. "Bu güzel gece için teşekkür ederim, Ige."

Sana Güveniyorum... | Sirius Black & Ige ElmerWhere stories live. Discover now