Hayal Kırıklığı

2K 134 6
                                    

2 gün sonra

Bugün günlerden Perşembe'ydi. Olcay müdür bana pazartesi gününe kadar izin verince, başta inanamadım. Furkan eve gelip, bana oteldeki durumdan ve resepsiyon iş çıkış saatlerinden bahsedince, sonra gerçek olduğuna kanaat getirip, kendimce bu boşluğu değerlendirmek istedim.

Yarın, fırsattan istifade edip, ilk işim, 2 günlüğüne Selma ablanın yanına gidecektim. Ona, pazartesi gününe kadar izinli olduğumu söylediğimde, direkt olarak yanıma gelip, birkaç günlüğüne kafa dinlememi istedi.

Şimdi de, çantama iki günlük için kıyafet koyuyordum. Furkan henüz eve gelmemişti. Saate baktığımda akşam 6'yı gösteriyordu. Yemek yapmayı da pek beceremediğimden, mecburen Furkan'ı beklemek zorundaydım.

Telefonuma bildirim gelince, dalgın kafayla etrafıma baktım. Telefonum yatağın üzerinde bırakmıştım.
İki gündür yaptığım en büyük etkinlik yatakta, baksırımla akşama kadar bir sağıma, bir soluma dönmek ve keyifsizce oflamaktı. Ha birde arada Instagrama takılmak.

Yatağın üstündeki telefonu elime aldığımda, Emir Demir size istek gönderdi diye bir bildirim gördüm. Alla alla, ne diye Instagram'da istek atıyor ki bu gereksiz.

Boşuna dememişler, arkadaşın bozuksa harca gitsin başına bela olur diye. İşte. Hayatımda ki bu gereksizde başıma bela olmuştu. Harcıyorum yine gurursuzluk yapıp, bana geri geliyordu. Ki arkadaş kategorisinde bile bulunmuyordu benim için.

Onayla
Sil

Diye iki seçenek vardı. Ama hesabı da herkese kapalıydı. Çok da merak etmediğimden telefonu yatağın üstüne attım. tam mutfağa gidip, su içecektimki, tekrardan bana mesaj geldi.

Telefonu yine elime alıp, Emir Demir'den mesaj isteği diye, yine bir bildirim geldi. Mesaj kutusuna bir süre bakıp, umursamadan komidinin üstüne koydum.

Hani kimi insanlar olur ya, çıkarları uğruna, sevdiklerini harcamaktan çekinmezler, işte Emir bu insanların zirvesinde yer alıyordu. Bu yüzden çok kafama takmadan eski yerime geçtim.

Çantamın fermuarını kapatıp, mutfağa gittim ve bir bardak su getirdim kendime. Sonra çantamı elime alıp, yatağın kenarına indirdim.

Tekrardan yatağıma gelip, uzandım. Hava sıcak olduğundan kısa siyah bir şort ve sıfır kollu mavi bir tişört vardı üzerimde.

Komidinin üzerine indirdiğim telefonu elime alıp, mesaj bölümüne girdim. Bakalım bu hayatsız ne göndermiş. Merak ettiğimden değil, sonradan yarak kürek konuşmasın diye.

Mesaja kutucuğuna girdiğimde, bir video göndermişti ama internet ağır olduğundan ne gönderdiğini göremedim.

Bende, pencerenin önüne gidip, kafamı dışarı çıkardım. Bu evde vodafonenin çektiği tek yer orasıydı.
Sırf bu ağır internet yüzünden, bir gün kahtalı köyü boylayacaktım, o olacaktı. Zaten hayatımda eksik kalan tek dert bu kalmıştı.

Video indiğinde, sahilde Olcay müdürün çektiği videomu görünce, bir süre tepkisice telefonla bakıştım.

Hemen ardından,

"Kahkahasız geçen bir gün, harcanmış bir gündür, sağol bugünümü de sayende kaliteli bir şekilde geçiridm. Bir daha da orda burda boktan sesini kullanma amına koyayım"

Mesajdan ziyade hayal kırıklığı bedenimi sarmıştı. Normalde gülüp, geçerdim bu videoya ama videoyu önce kendine gönderip, sonra oruspular gibi herkese yaymak da neyin nesiydi amına koyayım.

Yaş 29 ama hareketler 7 yaşındaki bir çocuğun yapacağı şeyler. Elimi alnıma atıp, yatağımın köşesine gelip, oturdum tekrardan.

Kızmış olsaydım, onu arar, ağzıma geleni söyleyip, istifamı verirdim. Ama ben kızgın değildim k.
Ben Kırgındım. Bu yüzden sessiz bir şekilde yatağıma daha çok sinip, elimi saçlarıma atarak, ofladım

ReSeP-SiYoNiST | BXBDonde viven las historias. Descúbrelo ahora