Seni İstemiyorum

1K 80 23
                                    

Olcay'ın ağzından devam

Eğilip, kanlı ellerimi yerdeki çarşafa sürdüm ve tekrardan dik pozisyonuna geldim. Yerdeki cesete baktım. Kapıya doğru gidip kapıyı yarım açarak, tekrar arkamı dönerek Aras'ın yüzüne baktım. Sanki adamı kendisi öldürmemiş gibi burnunu çekip, kan bulaşan koluyla burnunu sildi. Göz göze geldiğimizde sabır çekerek, göz kırptı

"Hayırdır" dedi ve çenesiyle o piçin ayağını göstererek "Onu da ben yapmadım ya?" Diye ciddi bir ifadeyle devam etti. Cesetini siktiğim herifin ayağını gösterince, ister istemez gözlerim oraya kaydı.
Kesmişlerdi.

"Çabuk yok edin. Eğer bu da sonradan hortlarsa, sonraki hedefim siz olursunuz"

Adamlarına bakarak konuştu ve son kez cesete tekme atayarak bana doğru geldi ve silahı belime koyup, yürü der gibi beni hafiften itti.
Bakışlarımı ona çıkardığımda bu sefer kafasıyla ileriyi gösterdi. Kapıyı tam açtığımda hala birbirine sarılmış iki veleti gördüğümüzde, Aras benden önce davranıp, çocuklara eğildi ve ellerini şefkatle saçlarına koydu.

"Anneniz nerede çocuklar?" diye soru sorunca, çocuklar korkuyla birbirine baktılar. Henüz çok küçüktüler. En fazla 3 yaşında ikizdiler sanırım. Aynı yaşta duruyorlardı. Çocuklar cevap vermeyince Aras kafasını bana çevirip, dudaklarını sessizce birbirine değdirerek

"Öz babası değil" 

Diye konuşunca, kaşlarım hayretle yukarı kalktı. Önce çocuklara baktım. Sonra da Aras dönerek;

"Peki annesi nerede?" diye  soru sorduğumda, Aras dudak büküp omuz kaldırdı.

"Ee ne yapacağız şimdi?" diye tekrar soru sorduğumda "Annesini bulana kadar benim eve götürelim" dedi.

Tek kaşımı kaldırıp, tekrar birbirine sarılan çocuklara baktım. O kadar masum duruyorlar ki, tıpkı bebeğimin dün gece ağlayarak bana sarıldığı gibiydiler.
Dizlerimi kırıp, üzerine eğildim ve ellerimi sefkatle çocukların saçlarına atarak birer öpücük kondurdum saçlarına. Ardından birini ben kucağıma alarak ayağa kalktım, diğerini de Aras.

"Olcay bey" Mikail denen adam, müsade ister gibi konuşunca, taşıdıkları cesete tükürüp kenara kaydım ve Aras'a işaret verip dışarı çıktığımda karşı evin perdesi hafiften açıldı.

Gözleri fal taşı gibi açılmış, merakla giden cesete bakan 40'lı yaşlarında bir kadın gördüm.
Kafasını çevirip benimle göz göze gelince perdeyi hızla çekti. 'Sabır Allah'ım, sabır' dedim kendi kendime.

Kucağımdaki erkek çocuğuna baktığımda o kadar masum duruyordu ki, korkudan bana sarılmıyor sadece kucağıma sinmiş, bir eliyle göğsümdeki tişörtü tutmuştu.

Bir an kucağımda sevdiğim adam oturuyor sandım. Yutkunup tekrardan, art arda saçlarına sessiz öpücükler kondurup iki elimle sıkıca sarıldım.
Perdenin biri daha hareketlenince, sinirden gözlerimi kapattım. Daha fazla kimseye malzeme olmadan, arabalara bindik ve gözden kaybolduk. Yan tarafıma baktığımda, Aras telefonu çıkarmış rehberde bir numarayı tuşladı.

"Kimi arıyorsun" deyip göz kırptığımda

Aras bana cevap vermeden açılan telefonu kulağına koydu. "Rüzgar, bana acil bu siktiğim herifin karısını bul" çocuklar ürkek bir şekilde birbirlerine baktıklarında, Aras'ın kucağındaki çocuğu da alıp ortamıza koydum.
Tekrar birbirlerine sarılınca yutkunup, acı çeken yüzümle kafamı cama çevirerek gözümden yaş gelmesine izin verdim. 'bebeğim bulacağım seni' içimden defalarca kez konuşup, tekrardan yanımdaki çocuklara kafamı çevirdim. Uyumuşlardı. Çok masum duruyorlardı. Birinin gözü mavi diğeri de bebeğime benziyordu. Hisli bir şekilde tebessüm edip yutkundum.

ReSeP-SiYoNiST | BXBWhere stories live. Discover now