Kaçış

870 77 37
                                    

Yumruk yaptığım sol elimi, stresle ağzıma aldım ve dişleyerek odada volta attım dakikalarca. Çünkü az önce ikindi namazı için ezan sesi kulağıma gelmişti. Tekrar oflayarak duvardaki saate baktım. Hayır bir saat önce baktığımda 15.50'idi niye şimdi '16.00'ı gösteriyordu. Resmen dakikalar bana saatler gibi geçiyordu. Kafayı yemeden bu sikik Serdar'ın bir an önce eve gelmesi lazımdı.

En son dayanamayıp sağ ayağımı sinirden kaldırıp yere vurarak"Off, nerdesin amına koyayım" diye gür bir sesle bağırmamla, aşağıdan zilin çalması bir oldu.

Kalbim bir anda depar atarak hızlanmaya başladı ve saniyelerce yerimde mıhlandım.

Acilen ondan önce odasına gitmem gerekiyordu. Karşımdaki aynadan son kez, öfkeden kıpkırmızı olmuş yüzüme baktım.
Vücudumdaki kan basıncı bir anda artarak tüylerimi diken diken ederek, boynumdaki damarları daha bir belirginleşmişti.

'Sakin ol Metin, sakin ol oğlum' kendi kendime konuşarak, korkudan heyecanlanan basıncı kalbimden def etmeye çalıştım. Ardından gözlerimle üzerimdeki kıyafetlere süzmeye başladım.

Yakası açık mavi bir tişört, ve rahat koşabilmem için siyah penye bir eşofman giymiştim.

Derin bir nefes aldım ve kollarımı sarkıtıp, kendime geldim ve yüzüme tokatlar atarak odayı radarıma aldım birşey unutmuş miyim diye.
Hayır unutmadım. Zaten cüzdanım ve telefonum Olcay'ın arabasında kalmıştı. O oruspu çocuğu Muhsin'in gözüne daha çok batmamak için arabanın torbidosuna koymuştum.

Derin nefesler alarak kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açarak dışarıya adım attım ve bu sikik odayı arkamda bıraktım. Bir daha uğrayacağımı da sanmıyordum. Mermer merdivenlerden koşar adım, ikişer ikişer inerek, hızlıca onun odasının kapısını açtım. Henüz gelmemişti.

Bende içeri girmeden, kapıda bekleyip onun adım seslerine kulak kabarttım. Ses gelmeyince kaşlarımı birbirine yaklaştırarak alnımı kırıştırdım.

"Evde kimse kalmasın!"

Sonunda, gür ve kalın ses tonuyla emir verdiğinde, hizmetçiler kapıyı kapatıp çıktıklarında, kaşlarımı düzeltip yüzüme yabancısı olduğum şeytani bir gülümseme kondurdum. İlk defa ettiğim dua lehime sonuçlandığı için Allah'a sonsuz kere şükür ettim içimden.

Merdivenlerden ayakkabı sesi geldiğinde, kapıyı açarak onun odasına tekrar ayak bastım ve komidinin üzerindeki vazoya göz ucuyla baktım. Lazım olur diye her ihtimale karşı oraya koymuştum. Yatağın kenarına oturarak bütün konsantrasyonumu kapıya verdim.

Kapı açıldı ve takım elbise giymiş heybetli bedenini odaya soktu. Kapıyı kapattı.
Omuzlarını ve çenesini dik tutarak, heyecan, zevk ve mutluluk karışımı bir duyguyla bana doğru yavaş ve etkileyici adımlar atmaya başladı.

Muhtemelen benim yerimde bir başkası olsa, ondan etkilenmeme gibi bir durum söz konusu olamazdı. Çirkin değildi. Yakışıklı bir çehresi vardı. Tatlı bir dile de sahip olmuştu ama onun dilini kesecektim birazdan. Çünkü tatlı dilin altında koca bir zehir şelalesi akıyordu.

"Gel" diye fısıldadı.

Ardından göz ucuyla üstüme bakarak memnun olmayan bakışlar attı. Muhtemelen daha seksi şeyler bekliyordu.
Yutkundum.
Yataktan destek alarak ayağa kalktım ve ona doğru yavaş adımlar attım.
Şuan odada heyecan ve rahatsızlık verici bir sessizlik vardı. Tek ses burnumuzdan gelen nefes sesleriydi. Birde gözlerimiz birbirinden ayrılmıyordu.

Birbirimize bir adım mesafesi kaldığında elini, belime getirdi ve hızlıca kendine bastırarak dudaklarımızı birleştirdi sertçe.
Ona ayak uydurdum. Öpüşüne karşılık vererek hızlıca üzerindekileri soymaya başladım. Önce ceketini indirdim. Ardından gömleğini yavaş yavaş söktüğümde, elini bilmem kaç bin TL'lik gömleğine atarak, sertçe açtı ve düğmeleri yere saçıldı.

ReSeP-SiYoNiST | BXBWhere stories live. Discover now