Bxb kurgusudur
( Tamamlandı )
2 Yıl boyunca beş yıldızlı bir otelin Resepsiyonda çalışıp, eski müdürden yemediği azar kalmayan bir çalışanın, otel sahibinin yeğeni ve yeni müdür olmuş biriyle olan aşkını anlatacak...
Argo ve küfürler vardır. Ona gö...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Medya: Emir Demir
"Neden beni uyandırmadınız"
"Çağırdım ama gitmek istemedin. Bende buraya getirdim arabayı"
Dediğinde, geceyi düşündüm ama pek birşey hatırlmıyordum. O yüzden bende, simitimden bir ısırık daha aldım. Karnım açlıktan gurulduyordu çünkü. Hatta Olcay müdür benim için bir simit, iki tanede peynirli poğaça almıştı. Açıkçası hayatımda yediğim en güzel kahvaltıda olabilirdi. Çayımdanda bir yudum aldım ve simiti biraz havaya kaldırıp
"Yediğim en güzel simit, teşekkür ederim bu arada"
"Afiyet olsun"
Bana bakıp, gülümseyerek konuştu. Sonra o da, benim gibi simitimden ısırık alıp, üstüne de bir yudum çay içti. Elini karton posete koyup, bir tane poğaça bölüp, bana uzattı
"Bak bu zeytinli poğaça çok güzeldir. Arada bir alırım"
Göz ucuyla kendisine bakıp, elime aldım ve ısırdım. Tadı gerçekten çok güzeldi. Ağzımdan ımm diye ses çıkınca, Olcay müdür, diğer parçayı da gülümseyerek bana verdi;
"Al, bunu da sen ye" dediğinde, mahçup olmuş bir şekilde kafamı salladım. Çünkü bu onun hakkıydı.
"Yok, o sizin hakkınız, siz yiyin Olcay bey"
"Bir tane daha var poşette, afiyet olsun"
Madem öyle bende, minnetle başımı hafifçe eğip, denize baktım. Çalıştığım otel buraya 10 dakika mesafedeydi. Ve o kadar denize yakın çalışıp, deniz hasreti çekmek de bana özgü birşeydi sanırım. Çünkü kendimi bildim bileli, hayatım hep bir koşuşturma içindeydi. Yat, kalk, çalış, kazandığını, kiraya ve faturalara öde. Bu hayatta, kendime özgü pek birşeyim yoktu. Çünkü zamanım da buna müsade etmiyordu. Gün herkese 24 sat iken bana 12 saat falandı sanırım.
"Kendini nasıl hisediyorsun"
"Hangi konuda soruyorsun mesela?"
"Her anlamda diyelim"
Bana bakıp, devam edince simitimden bir ısırık daha alıp, yavaş yavaş soğumaya yüz tutan çayımdan bir yudum daha aldım ve;
"Ruhsal olarak soruyorsan, umutsuzlukla ve belirsizliklerle yaşayan bir ölü, eğer sağlık anlamında soruyorsan, ölüyorum demeyecek kadar da, sağlıklı hissediyorum kendimi"
Deyip, tamamen kendisine döndüm.
"Emir'den neden vazgeçtin. Yakışıklı çocuk sonuçta, bu arada biseks misin?"
Gözümün içine bakarak göz kırptı ve;
"Ben kalplere aşık olurum. Bedenlere değil, bu yüzden kendimi sayacağın kavramlarda da göremiyorum. Sen biseks dersin ben buna aşk, sevgi derim"
