Mutlu Haber

915 71 33
                                    

İlahi bakış açısıyla...

Önündeki dosyaların her sayfasına zoraki birer imza atan yeşil gözlü sarışın adam, işini bitirdikten sonra, çekmecesinden Range Rover arabasının kontağını aldığı gibi ayaklandı ve koltuğunu eliyle geriye iterek kapıya doğru yürüdü. Elini kapının koluna atınca, bir süre bekleyip derin nefesler aldı. Bu üzüntüyle nasıl baş edeceğini bilmiyordu. Sinir hastası bir adamdı. Ailesini kaybettikten sonra öfkesini kontrol edemiyordu. Sevdiği adam sayesinde biraz olsun iyi olmuştu ama şimdi tekrar o günlere dönüyor gibi hissediyordu.

Son kez derin nefes aldı ve kapının kolunda olan elini yavaşça baskı yaparak kolu indirdi. Kendini dışarı atacağı sırada, Emir ile az daha çarpışacaktı. O kadar dalgındı ki hayat enerjisini kendinden bulamıyor, baktığı her yerde bebeğini görüyordu.

"Dikkatli olsana Emir!" Sesi gür çıkınca Emir bir adım kenara kaydı ve elindeki son dosyayı da müdürüne uzatarak morali bozuk bir şekilde yanında uzaklaştı. Ardından resepsiyona giderek gelen aramalara baktı.

'Kendine gel Olcay. Kendine hakim ol Metin bulunacak' kendi kendine konuşarak, tekrar içeri girdi ve imza atmak için Milano da aldığı siyah kalemle, dosyada bulunan resmi evraklara birer imza daha attı ve kalemi tekrar yerine koydu.

Tekrar kapıya doğru gideceği zaman, son anda telefonu çekmecede unuttuğunu hatırladı. Kare şeklindeki ahşap masanın etrafında dönerek çekmeceye ulaştı ve telefonu eline alarak ekrana baktı. Herhangi bir hareketlilik göremeyince tekrardan cebine iliştirdi.
Günlerdir, aramadık yer bırakmamalarına rağmen ne bir iz, nede GPS'den konumuna dair bir yer vardı.

Elindeki dosyayı sıkıntıdan yuvarlatıp resepsiyon bölümüne giderek, kendisine hala platonik aşık olan elemanına verdi. Gerçi Olcay, Emir'in kendisine olan duyguları kenara bıraktığını düşünüyordu ama durum tam aksini gösteriyordu. En ufak bir hareketinde, övgüsüne, bakışına Emir'in karnında kelebeklerin uçmasına neden oluyordu. Emir'in mutsuz ifadesini görünce gözlerini kapatarak birkaç saniye kendine gelmeyi bekledi ve gözlerini açarak;

"Emir özür dilerim. Bağırmak istemedim. Bir an önüme çıktığında anlık sinirlendim" diye özrünü dile getirince, Emir'de tıpkı Metin gibi hayranı olduğu gözlere baktı. Ardından ayağa kalkarak elini müdürünün koluna koyarak, gülümsedi "Sorun yok müdürüm. Siz iyi olunda" dedi.

Olcay'da sorun göremeyince, kafasını sallayarak yalandan gülümsedi. Ardından elindeki dosyayı masanın üzerine koyarak eliyle iki kere ritim tuttu ve arkasını dönerek, kendini dışarı attı. Önce kafasını gökyüzüne kaldırarak 'Allah'ım Metin'e birşey olmamış olsun yalvarıyorum sana Allah'ım' diye içli içli dualar ederek cebindeki kontağı çıkardı ve arabaya doğru elini uzatıp düğmeye bastı.

Biraz uzağında bir hareketlilik görünce kafasını o tarafa çevirdiği vakit, Kendisini gözetler gibi bakan biriyle göz göze geldi. Önce umursamadı. O da sinirle baktı kendisine.
Sonra da cebindeki telefon çaldı. Bakışlarını kendisine bakan kişiden çekmeden, elini cebine koydu ve telefonu eline alarak kısaca ekrana vaktı

Aras arıyor....📞

Yazısını görünce, direkt elini kaydırıp açtı ve kulağına koyarak "Efendim Aras" dedi heyecanla.

Tam 8 gündür Her aradığında umut dolu oluyordu ama her cevap verişinde bebeğine bir adım uzaklaşıyordu. Çünkü aynı döngü içerisine girmişti. Üstüne bir de sürekli kendisini arayıp, ağlayan Selma hanım da eklenince daha bir umutsuzluğa kapılıyordu. Ama yine de umut kırıntısına tutunuyordu. Yutkunup telefona odaklandı.

"Olcay neredesin?" Aras'ın telaşla soru sormasına kaşlarını kaldırarak şaşırdı, korktu ve bakışlarını Kendisine bakan kişiden çekip, arabasına doğru yürüdü. "Aras hayırdır ne oluyor?"

ReSeP-SiYoNiST | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin