Bölüm 9

24.5K 739 197
                                    

 
İyi okumalar

    Derin bir nefes alıp arkamı döndüm ve yürümeye başladım onu beş dakika oyalamalıydım ama nasıl?
Elimdeki yemeği ona doğru uzatıp
"Tutar mısın? Ellerimi yıkamaya gideceğim."
dedim ve gözlerimi yere çevirdim.

"Daha yeni çıkmadın mı lavabodan?"

Tutmasını beklediğim poşeti tutmak yerine elleri cebinde bana bakıyordu ve arından bana doğru eğilip konuştu.

"Eğer ki yapmaman gereken bir şey daha yaptıysan.." demesine kalmadan polis siren sesleri gelmeye başladı kendimi geriye doğru iki adımla uzaklaştırdığım anda sertçe kolumu tutmuştu.

"Kızı bırak!" dedi kasadaki adam, bırakmaya niyeti yoktu. Beni, polis arabaları petrol ofisini sarmadan buradan çıkarmayı planlıyordu.

Marketten çıktığımız anda etrafımız polis arabalarıyla çevrelenmişti.

"Kızı bırak ve ondan uzaklaş!" dedi silahı bize doğru doğrultmuş polis memuru.

Polisin talimatıyla beni bırakıp ellerini başının üzerine kaldırdı bize doğru yaklaşan polisler onu yakalayınca direnmedi, bana yaklaşan kadın polis ise sarılıp yanından uzaklaştırmaya başlamıştı beni, onu götürürlerken hâlâ o soğuk uzak bakışları üzerimdeydi.

  ~~~~~~~~~

Polis arabasına bindirilirken son kez görebilmek için onun olduğu tarafa baktım başını eğip polis arabasına sokulduğu ânâ tanık olmuştum artık özgürdüm evime aileme anneme gidecektim kabus bitmişti artık acı yoktu ama kaybettiğim sadece bedenim olmuştu artık kız değildim.

Karakolda ifadem alınırken her an bir yerden çıkacakta beni yine alıkoyacak diye aklım çıkmıştı ama korktuğum başıma gelmemiş polisler tarafından sağsalim evime bırakılmıştım.

Annem ve iki ablam bana kavuşmanın mutluluğunu yaşarken göz yaşlarına engel olamamışlardı annem tek tek yaralarımı öpüp beni affet diyerek ağlamıştı babam ise sadece bana sarılmış tek kelime etmemişti ama önemli değildi artık evimdeydim önemli olan oydu.

  Evim ve odam orta gelirli bir aileye nazaran bence idare ederdi evin ya da odanın güzelliğinin ne önemi vardı ki içerisindeki yaşanan acıdan sonra.

  O gece kafamı yastığıma koyduğumda ağrılarımı unutmuştum sanki tüm bedenim huzurla dolmuştu ben artık güvendeydim bir kez evimden kaçırılmıştım evet ama artık annem ve babam buna izin vermezdi her türlü önlemi almışlardı annem bana bir daha o cehennemi yaşamana izin vermeyeceğim demişti.

  Sabah uyandığımda annem ve büyük ablam Şule ki o benden sekiz yaş büyük, onları konuşurken duymuştum mutfağa geçip masaya oturdum ve çatalımı elime aldım dün gece babamın eve gelmediğinden bahsediyorlardı kapının sertçe çalınmasıyla hepimiz bir anda telaşlanmıştık Bilge ablam kapıyı açtığında içeriye giren babamı gördüğümüz de hepimiz şok içerisindeydik.

  Annem ona ne olduğunu defalarca sorsada tek kelime etmeyen babam kendisini odasına kapatmıştı kanlardan yüzü seçilmeyecek hâle gelmişti polise gitmek yerine eve gelmesi de bambaşka bir olaydı.

  Babam üst üste her gün aynı şekilde eve geliyordu ve o son gün kıyamet koptu.

Kapının kırılacak gibi çalmasıyla Şule ablam kapıyı açtı.
"Anne babam içmiş!" babam ablamı iterek içeri girdiğinde hemen televizyon karşısında omuzlarıma krem sürüyordum.

"Bu halin ne Cemal! artık anlat neler oluyor dört gündür aynı şekilde eve geliyorsun!"

Çaresizce bağırıp hesap soran annemi ittirdiğinde Şule ablam araya girip babama diklenmişti.

"Dayak yiyip geldiğin yetmiyor birde içip anneme dokunamazsın!"

"Ehh bırak! Çekil!"

Bu sefer ablamı ittirip yanından geçtiğinde önümde durmuştu.

"Geri dönmeyecektin her şey senin yüzünden."

Bu sözlerini gözlerime bakarak söylemişti o an evrenden silinmeyi hatta hiç doğmamış olmayı dilemiştim.

"Her şey bunun yüzünden lan anladınız mı beni?" dedi ayakta durmakta zorlanan babam.

"Günlerce bunun yüzünden dayak yedim döverler bırakırlar sandım bırakmadılar iş yerimi yaktılar sıra evine gelecek dediler."

Sarhoş ağzından dökülen her kelime hepimizi olduğu yere çivilemişti.

"Ben seni onlara sattım anladın mı lan beni sattım bitti gitti."

Üzerime doğru yürüyordu.

"Niye kaçıp geldin allahın belası orospu bak ne hale koydun beni!"

Hem bağırıyor hemde ayakta durmakta zorlanıp düşmemek için bir yerlere tutunuyordu bana doğru kaldırdığı elini Şule ablam havada yakalayıp kendine çevirdi.

"Sen ne biçim babasın he!"

"Heeh bırak!" sertçe kolunu çekip kurtulduğu anda zil çalmıştı akan göz yaşımı elimin tersiyle silip bana bunu yaşatanın asıl sahibine bakıyordum.

"Geldi işte yürü!"

Babam beni kolumdan tutup kapıya doğru sürüklerken annem ve ablalarım ona engel olmaya çalışıyordu ama bu çok zordu ona engel olmak imkansızdı, kapının açılmasıyla onunla göz göze gelmiştim önde kendisi arkasında adamları,yine hep giyindiği gibi siyah takım ve beyaz gömlekleydi bana bakışından bana olan öfkesini görebiliyordum bana yaşatacaklarını gösteriyordu sanki gözleri, işte o anda anlamıştım kabusumun geri döndüğünü.

Lütfen oylayıp yorum yapar mısınız?

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now