Bölüm 40

6.1K 160 18
                                    


Yorum ve vote yapmayı unutmayın yapanlara da çok teşekkür ederimm


İyi okumalar :*



Asya'dan

Üzerimdeki elbiseden kurtulup dolaptan şort ve tişört almıştım bu şekilde dizlerimdeki sargıları da kolaylıkla değiştirebilirdim.
Ayağımdaki sargıları çözerken ablamı düşünüyordum annemin peşine onu da toprağa verecektik sargılarımı tek tek çözerken gözlerimden akan yaşlara engel olamadım bu acı hiçbir zaman dinmeyecek gibiydi ama zaman her şeyin ilacı derdi annem ondan geldik ona döneceğiz derdi.

Salondan gelen ayak sesleriyle birinin geldiğini anlamıştım yorganımı bacaklarımın üzerine çekip arkama yaslandım telefonum dahi yoktu ki Şule ablamı arayıp ne yaptıklarını öğrenebilseydim.

Kapımın tıklanmasıyla doğruldum ve içeriye girmesini bekledim bu gelenin Atalay olmadığı kesindi çünkü o kapı çalmazdı ama çalan içeriye girmeyince gir demekten başka seçeneğim kalmamıştı.

"Atalay seni aşağıda bekliyor." 

Sözü biter bitmez arkasını dönmüştü ve beklemeye başladı bu Emre denilen kişi olmalıydı daha öncede onu yanında görmüştüm ve sayılı kişiler Atalay'a Atalay diyordu diğer adamlardan farklıydılar demek oluyordu buda.

"Geliyorum."

Yorganı kenara ittim ve ayağa kalktım dizlerimdeki ve ayaklarımdaki sargılar çok göze çarpıyordu belkide uzun bacaklı bir şeyler giymeliydim ama o burada beni bekler yapamazdım sanki acelesi var gibi kapıda bekliyordu.

Yalın ayaklarımla yanına gittiğimde önce ayaklarıma ardından yüzüme baktı.

"Ayakkabı giyebilecek gibi değilsin sanırım."

Başımı yana yatırarak sarılı ayaklarımı gösterdim.

"Sanırım."

Dolaptan bana beyaz taşlı tüylü bir terlik getirip ayaklarımın ucuna bıraktı.

"Bunlar iyi gibi." Dedi doğrulurken, o çekildiğinde ise terlikleri ayağıma geçirip dik durmaya çalıştım ayaklarım acıyordu ama belli etmemeliydim.

  Asansöre kadar yavaş adımlarla yürüyüp onunla beraber aşağı yönde ilerlemeye başladığımda acaba nereye gidiyoruz diye düşünmüştüm.

"Tanışmadık ben Emre."

Önüne dönmüş bana bakmadan konuşuyordu.

"Asya."

Asansör açılmıştı ve kalabalıkla karşı karşıya kalmıştım ama Atalay'ı göremiyordum.

"Tamam toplantıyı ertele adamları da otel de ağırlayın."

Atalay'ın sesi duyduğumda asansörden iniyordum sonra geldiği tarafa baktım yanında kalem etek giymiş bir kadınla yaklaşıyordu.

"Dosyalarıda Tuğkan'a götür."

Kadın başını sallayıp yanından uzaklaşınca o da yanımda durmuştu.

"Gidelim."

Durmasıyla yürümeye başlaması bir olmuştu üzerinde siyah takım elbisesinin cebinde duran ellerini çıkarmadan yürüyordu.

Arkasından yavaş adımlarla yürümeye başlamıştım aniden arkasına dönüp bana baktığında halen yürümeye çalışıyordum hızlı adımlarla yanıma gelip birden kucağına alınca afallamıştım.

"Ne yapıyorsun! İndir beni!"

Çıkışa doğru yürürken ne beni ne de ona bakan gözleri umursuyordu şirketten çıkıp hemen girişte duran arabasına doğru ilerlerdi adam kapıyı açınca beni arka koltuğa yavaşça oturttu.

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now