Bölüm 28

7.8K 214 41
                                    


Oylayıp yorum yaparsanız sevinirim ⛄️



İyi okumalar

Odaya adımımı atar atmaz ona dönüp yüzüne bakmaya başladım bir açıklama bekliyordum.

"Evet seni dinliyorum."

Sesimin ayarını ayarlayamadığımdan yatakta kıpraşan Bilge ablama baktım.

"Seni apartta bulduğu gün sana ulaşabilmek eve gitmiş Bilge de benim numaramı vermiş o günden sonra bana sürekli yazdı ben ona olmayacağını defalarca söyledim senden büyüğüm dedim benim seninle yaşıt kardeşim var dedim ama anlamadı Asya."

Derin bir nefes alıp devam etti konuşurken sesi titriyordu.

"Bugünde son kez ona olmayacağını söylemek için yanına gittim elinde bir çanta tutuyordu içi para doluydu bana gideceğini söyledi onunla gitmem için ısrar etti yemin ederim sadece bu Asya inan bana."

Bahsettiği çantayı görmüştüm ama içinin para dolu olduğunu tahmin etmemiştim.

"Lütfen inan bana onunla aramda hiçbir şey olmadı."

Asansörün sesiyle ikimizinde dikkati dağılmıştı gelen Bahadırdı.

"Alparslan Atasoy seni çağırıyor."

Şule ablama baktığını anlayınca nefesim daralmaya başlamıştı o adamın ablamla işi ne olabilirdi.

"Sorun ne Bahadır?"

"Gitmeliyiz."

Asansöre bindiğimizde ablamın titrediğini fark etmiştim ne olursa olsun onu koruyacaktım.

"Eğer bize bir şey yaparlarsa Bilge ablamı buradan çıkar olur mu?"

"Size bir şey yapmayacaklar sadece soru soracak."

Asansörden indiğimiz gibi sağa doğru yürümeye başlamıştık bacaklarımın ağırlaştığını hissedebiliyordum sanki yürümek istemiyorlardı.

Büyükçe bir kapının önüne geldiğimizde ablamın sıkıca elini tuttum.

"Ne olursa olsun içeride doğruyu söyle abla."

Gözyaşlarını silip ona sarıldım ve Bahadır'ın açtığı kapıdan geçtik hemen karşıda U şeklindeki masanın tam orasında oturuyordu burası toplantı odasını andırıyordu sağ baş ucunda Atalay ayakta duruyordu  diğer tarafında ise ilk kez gördüğüm bir kız duruyordu orta boylarda sarı saçlı güzel yüzlü biriydi.

"Merhaba kızlar. Sizi şirketimde ağırlamak memnuniyet duyarım."

Garip bir tavrı vardı sözünün ardından masada duran bardağı eline alıp yudumladı.

"Ben zorda kalan herkese yardım ederim bilirsiniz."

Biliyorduk bu adam yüzünden bu hale gelmiştik belkide onu suçlamak aptallıktı suç onda değildi suç baba olacak o adamdaydı kim bilir o borcu nasıl yapmıştı da bu adama gelmişti.

"Ama..."

Bir yudum daha alırken hepimiz onu dinliyorduk.

"Bana yanlış yapan birini affetmem."

Atalay masayı dolanıp ablamın önünde durdu.

"Tolga nerde?"

Ablama baktığımda soru karşısında afalladığını fark ettim.

"O bunu nerden bilsin?"

Sinirli bir şekilde bana bakınca  gözlerimi kaçırmadan ona bakmaya devam ettim.

"Siz ne kadar saklanırsanız saklanın güvenlik kameraları her yerde."

Atalay'ın sözü biter bitmez beni sıcak basmıştı biz görünmüştük üstelik Tolgayla ablamı da görmüşlerdi.

"Tolga Atasoy bankasını soymuş ve telefonu kapalı onu en son görende ablan."

Sonra tekrar ablama dönmüştü.

"Orada sana çantanın içini gösteriyor içinde para vardı değil mi?"

Ablam bana baktığında ona doğruyu söylemesi için gözlerimi açıp kapadım.

"Evet."

"Sana ne dedi?"

"Buradan gideceğini."

"Sana neden gelmiş o halde izin almak için mi?"

Sarışın kızın güldüğünü duyduğum kafamı kıza çevirdim ve bana baktığını gördüm o güzel bebek yüzünün altında kim bilir neler gizliydi.

"Onunla gitmemi istedi."

Atalay kahkaha atarak geriye doğru yürüdü.

"Ah Tolga!"

Gülmeye devam ediyordu ardından ablama döndü.

"Sen ha?"

Yüzündeki aşağılama ifadesini görünce önüne geçerek aralarına girdim.

"İnsanların kimden hoşlanacaklarına da sen karar ver?"

Bir adım daha atarak başını aşağı doğru eğdi çok yakın duruyorduk.

"Sussan iyi edersin."

Fısıldar gibi konuşmasına karşılık dudaklarına doğru yaklaştım.

"Artık senden korkmuyorum."

Kendini geri çektiğinde çenesini sıktığını görüyordum.

"Kesin!"

Babasının bağırmasıyla bizden uzaklaşmıştı.

"Ona mesaj yaz eğer dediğin gibiyse senden mesaj bekliyor olacaktır eğer mesaj gelirse konuşmayı sürdür. Sürdür ki bizde kaçtığı deliği bulup onu o delikten çıkaralım."

Babasının sözü üzerine Atalay bir saniye bile beklemeden konuştu.

"Ona sadece ders vereceğini söyledin."

"Kime ne yapacağıma ben karar veririm."

Ayağa kalkıp Atalay'ın yanından geçip odadan ayrılmıştı adamları da onu takip ederken Atalay sessizliğini korkuyordu.

"Gerilme. Amcam Tolgayı sever sadece ona küçük bir ders verecektir."

Sarışın kızın Atalay'a sarılma anına tanık olurken donup kalmıştım gözlerim gördüklerine inanamıyor inanmak istemiyor gibiydi neden böyle hissettiğimi anlayamıyordum.

"Çıkalım Asya."

Bahadır ablamı odadan çıkarırken benide omzumdan tutup çekmişti tam kapıdan çıkarken son kez kızla göz göze gelmiştim bakışları iyi değildi.

~~~~~~~

Ablamlar beraber yatakta uyurken ben koltukta uzanıyordum o kız amca dediğine göre Atalayla kuzen olmalıydılar yastığı alıp yüzüme bastırmak istiyordum hislerime laf geçiremiyor sözümü dinletemiyordum.

Duyduğum bir şeyin kırılma sesiyle koltukta doğruldum ablamların hâlâ uyuduğunu fark edince ayağa kalkıp cama yaklaştım aynı ses bir daha geldiğinde sesin alt katlardan geldiğini anlamıştım tam camın önünden çekilecekken şirketin önünde bir haraketlenme görmüştüm cama tutturulmuş dürbünü gözüme yerleştirip yönünü şirketin önüne çevirdim sürüklenen Tuğkan'ı gördüğüm anda onu zorla bir yere götürdüklerini anlamıştım.

Uzaklara baktığımda tüm şehrin sakinliğini görürken aşağıda yaşanmakta olan bir kıyameti görmüştüm.

Yorum yapmayı unutmayın 🤎

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now