Bölüm 51

4.7K 130 31
                                    


Bayramın ikinci bölümü de geldiii

  

Yorum ve vote yapmayı unutmayınn lütfennn


İyi okumalar





    Asya'dan

Ablamı defalarca aramam sonunda telefonu açabilmişti ona Tuğkan'ın oraya gelip gelmediğini sorduğumda gelip ahkam kestiğini esip gürlediğini söylemiş ve oradan uzaklaştığını söyledi şirketten hızla çıkıp gittiğinde ortalığı karıştıracağını anlamıştım.

Ablama telefonu kapamadan önce teyzemi arayıp ne durumda olduklarını sormasını söylemiştim ve aradan beş dakika geçmeden arayan ablam gelenlerin Yeşim'i götürdüğünü teyzemlerin ise polise gittiğini söylemişti onların Tuğkanlar olduğunu biliyordum ama ablam bu olayın Tolgayla alakalı olduğunu bilmiyordu.

Telefonu kapatmadan yatmaya hazırlanırken telefonu yatağa bırakmıştım sabah olmasına üç saat kalmıştı.

"Sabah oraya gelirim."

Yatağa girip üzerimi kapattım ablamı dedemi ve anneannemi görmeye ihtiyacım vardı.

Gel ama sana söylemek istediğim bir şey var dedem artık yük olduğunu düşünüyor bu yüzden olan paramızla bizi huzur evine yatır Şule diye tutturdu

Ne diyeceğimi bilememiştim yanlarında olamadığımdan tüm yük cidden ablamın sırtına binmişti.

"Geldiğimde konuşuruz abla iyi geceler."

Telefonu kapatıp masaya koydum doğrusu ne olurdu kararsızdım ama dedemi kararından döndürmek imkansız gibi bir şeydi bu yüzden fazla ısrar etmeyecektim onu üzmek istemiyordum.

~~~~~~~~~



Sabah uyanır uyanmaz beyaz tişörtümü kot eteğimi ve ayağıma sporlarımı giyip aşağı inmiştim görünürde kimse yoktu sadece çalışanlar vardı şirketten özgürce çıkmıştım son zamanlarda burada esir de tutulsam bir yere kapatılmıyor şiddet görmüyordum Atalay değişmişti ne kadar değişebildiyse tabikide.

Dış güvenliklerden birine bana taksi çağırmasını söyleyip dışarıya doğru yürümeye başlamıştım yaklaşan jeepiyle Tuğkan'ı görünce istifimi bozmadan yürümeye devam etmiştim ama yanımda durmuştu.

"Nereye gidiyorsun?"

"Dedemin evine."

Ona bakmadan konuşmuştum bu yüzden yüzünü göremiyordum hemen peşi sıra arkasından gelen diğer araçları görünce araç içlerine bakmamak için kendimi zor tuttum.

"Seninle birini göndermem gerekiyor."

Eğilip arabanın içine baktım bu da ne demek oluyordu çocuk muydum ben.

"Neden?"

"Çünkü Atalay yok ve bende senden sorumluyum."

Kapıyı açıp yanına oturmuştum kapıyı çekip direkt önüme baktığında bana baktığını görebiliyordum şaşırmıştı.

"O halde sen götür."

Vitesteki elini ileri atıp arabayı haraket ettirdi geri dönmüştü.

"Ben benimle gelmezsin sanmıştım."

"Ben yaşananları unuttum sende unut."

Aslında unutmamıştım ama ona Yeşim'e ne yaptıklarını soracaktım bu yüzden arabasına binmiştim.
Yol boyu telefonla Atalay hakkında konuştuğu için sorma fırsatım olmadığından köye geldiğimizde anca sorma şansım olmuştu arabadan inmeden ona döndüm.

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now