Bölüm 34

6.6K 194 72
                                    

Yorum yapıp oylayan herkese tek tek teşekkür ederim ☺️

İyi okumalar



Arabalar yavaş yavaş köy evine gelmişlerdi ve insanlar araçlarından inmeye başlamışlardı annemin mezara konulma anını görmek istemesemde görmüştüm, annemi ebediyete göndermek çok zordu ben daha anneme doyamamıştım annemsiz hayata bizi mecbur bırakan o adama gün gelecek her şeyin hesabını soracaktım.

Arabadan indikten sonra Hilal'in peşine gitmek yerine bu saate kadar zorluk çıkarmadığı için Atalay'a teşekkür etmek istiyordum bu yüzden iki dakika yanına uğrayacaktım.

Başımdaki yazmayı indirip elime aldım ve adamlarıyla konuşmaktan beni fark etmeyen Atalay'a doğru yürümeye başladım.

"Teşekkür ederim."

Elindeki sigarayı derin derin çekerken bana dönmüştü.

"Önemsiz."

Adamı yanımızdan uzaklaşınca bana doğru adım attı ve hemen önümde durdu.

"Sen hata yapmadığın sürece canın yanmayacak."

Derin bir nefes alıp dudaklarımı birbirine bastırdım artık tehditlerden yorulmuştum.

"Gün bitene kadar hiç yapmadığın şeyi yap ve geri dur."

Arkamı döndüm ve tarladan girmek için arka tarafa doğru yürümeye başladım büyük yaşlı ağacın yanına geldiğimde buradaki anılarım gözümün önünde canlanmıştı ta ki Yeşim'in sesini duyana kadar her şey güzeldi.

"Acaba Fatma teyzem senin böyle kenar köşe de erkeklerle kırıştırdığını bilseydi ne derdi?"

Derin bir nefes alıp onu dinlememeye çalışarak yoluma koyulmuştum ama susmuyordu peşimden geliyordu beni hayatımız boyunca hep kıskanmıştı dedemin beni güzel gözlü torunum diye sevmesini kıskanmıştı gözlerimi dedemden almıştım kızıllığımıda, dedemde kızıl ve yeşil gözlüydü.

"Yoksa o adama mı kaçtın gittin? birde utanmadan alıp getirmişsin sahi uzaktan gördüm de bayağı mal varlıklı görünüyor kendini nasıl yamadın ona?"

Sinirle arkamı dönüp nefretle yüzüne baktım kahverengi küt saçını kulaklarının arkasına almıştı üzerindeki eski kıyafetlerden yarasını anlayabiliyordum teyzem de bizim gibi normal gideri olan bir aileydi.

"Sus artık! Beni rahat bırak!"

Ellerini göğsünde birleştirmiş bana aşağılık biriymiş gibi bakmaya devam ediyordu.

"Teyzem yerine ölen sen olmalıydın."

Duyduğum kulaklarımda çınlarken başım dönmeye başlamıştı bunu demiş olamazdı hayır bu kadar kötü olamazdı arkamı dönüp uzaklaşmaya başlamıştım.

"Bir gün seninde ölün sağda solda bulunacak çünkü sizin gibiler bunu hak ediyor anladın mı beni!"

"Kes sesini kes! Ben sana ne yaptım he! Annemin cenazesinde bari nefret kusmayı bırak!"

Bağırışım az da olsa içimi rahatlatmıştı ama sanki yetmiyordu fazla ileri gidiyordu bir şey bilmeden saçma sapan konuşuyordu.

"Noluyor Asya?"

Yeşim'in hemen arkasında duran Atalay'ı görünce yüzümün her yanı yanmaya başlamıştı neden çıkıp gelmişti ki? Yeşim arkasını dönüp ona baktı ve ardından tekrar bana döndü.

"Hiçbir şey." dedim.

Yeşim hızla yürümeye başladı ve omzuma çarptı.

"Senden nefret ediyorum."

Ateşin İzleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin