Bölüm 61

3.1K 93 59
                                    


Yorum ve vote yapmayı unutmayınnn lütfen 🙄


İyi okumalar



Tuğkan'dan

Babam hastaneden çıkartılıp evine alınmıştı Atahan'ın söylediği gerçeklerle karşılaşma zamanının yaklaştığını biliyordum ama Atalay olaylardan bi haberdi bu yüzden odasına çekil o olaydan sonra bir süre sesi soluğu çıkmamıştı.

Babamın yanından şirkete dönüyordum durumu iyi görünüyordu omzundan vurulduğu için kolay toparlanmıştı karısı olaylardan habersiz yanında duruyordu ama gücünü topladığı zaman kime ne derdi düşünemiyordum bile.

Şirkete girmek üzereyken güvenlikte daha önce çokça gördüğüm o şahısla karşılaştım, bunun yine bu şirkette işi neydi amına koyayım! Güvenliğe telefonundan bir şey gösterip asansöre doğru yürümeye başladığı anda arkasından onu takip ediyordum kısa mini şortu sırtı iplerden oluşan crobuyla dikkat çekiyordu onunla aynı anda asansöre bindiğimde kendinden ödün vermeden dimdik durdu.

"Ne işin var senin burada?"

Dudaklarındaki kırmızı ruj dolgun dudaklarını daha da dolgun gösteriyordu bakışlarımı asansör kapısına çevirip sinirlenmemek için içimden saymamaya başladım.

"Beni geneleve sattıktan sonra bir de soruyor musun? Sizin gibilerin işini görmeye geliyorum bu sefer patronun müşterim."

Atalay'ın katında kapının açılmasıyla dediklerinin şokunu üzerinden atmayaca çalışıyordum şehrin ışıkları geceyi aydınlatıyor Atalay da camın önündeki deri koltuktan şehri izliyordu arkasından içeriye girdim ne demek geneleve satılmak ben onu geneleve falan satmamıştım tamam birine satmış olabilirdim ama bu herkesin girip çıktığı bir kerhane değildi.

"Yeşim!"

Yeşim'e seslenmemle ikiside bana dönmüştü.

"Seni geneleve satmadığımı biliyorsun."

"Evet ama sattığın insanlar beni oraya sattı. Şimdi çık lütfen."

Atalay ayağa kalktığında arkamı dönüp halen açık olan asansöre bindim sinirden asansör kapısını yumrukluyordum tamam Yeşim'i satmıştık ama işçi olarak çalışsın diye değildi delirmek üzereydim.

Telefondan Kadir'i arayıp kulağıma kaldırdım kendi odama gelip odanın içinde volta atmaya başlamıştım çok geçmeden telefonu açmıştı.

"Lan şerefsiz!"

Hayırdır kardeşim?

"Sana getirdiğim kızı geneleve mi sattın!"

Parasını ödedim ne istersem onu yaparım biliyorsun hem böyleleri için aramızı bozmaya değer mi?

"Lan sen bana bu kızı evimde hizmetçi olarak kullanacağım birine ihtiyacım var diyerek istemedin mi!"

Hizmetçiye ihtiyacım yokmuş para getiren seks işçisine ihtiyaç varmış bende Kenan'a sattım hadi şimdi kapıyorum işlerim var öptüm kardeşim benim.

Kapatmasıyla telefonu yatağa fırlatmıştım bunu yaptığına inanamıyordum ne kadar düzgün bir kız olmasa da kimsenin o bataklığa düşmesini istemezdim ve Yeşim'in orada olma sebebi bendim günler önce ailesinden zorla aldığım Yeşim'in anne ve babasının evine gitmek için hızla odadan çıktım bu işe dur demeliydim.

Yeşim şuan altına yattığı kişiyi kendi çapında tanıyordu ama tanıdığı kişi aslında Atalay değil yerine geçen Atahandı ona zarar vereceğine emindim çünkü Atalay buydu anca zarar verir can yakardı.

Arabaya bindiğim gibi köyün yolunu tuttum sabahtan bu saate kadar Leventle iletişimdeydim ve ne kadar babamla ilgileniyor gibi görünsemde asıl aklım Asyadaydı Levent onu telefonunun konumundan bulmaya çalışıyordu ama telefonun konumu anayolda kesilmişti bu da telefonu attıkları anlamına geliyordu.

Yeşim sorununu hallettikten sonra Asya'nın peşine düşecektim o Baha pisliğinin nerede yaşadığını biliyordum ona laf oyununu yapmayı gösterecektim. Köye geldiğim gibi hızla kapıya vurdum kızlarını çekseler onlar o bataklıktan çekebilirlerdi en azından Yeşim'i oradan çıkmak için ikna etmeliydiler gerisini ben hallederdim ama önce Yeşim'inde kurtulmak istemesi gerekiyordu.

"Ne işin var burda senin?"

"Yeşim'in babasını çağır abla."

Kadın gözlerime bakmayı sürdürürken kocasına seslendi adam kapıda belirdiğinde beni unutmadığı belliydi bende onları unutmamıştım ne kadar Yeşimden nefrette etsem bunu yapmak zorundaydım.

"Yeşimin ne halde..."

Konuşmama izin vermeyip sözümü kesti.

"Biliyoruz denemedik mi zannediyorsun benim artık öyle bir kızım yok!"

Karısı ağlayarak içeri girdiğinde adamda kapıyı yüzüme kapatmıştı demekki biliyordular onu geri çevirmeye çalışmışlardı ama başarısız olmuşlardı. Yeşimden ne kadar yaptıkları için nefrette etsem girdiği bu yolda karşılaştığı biri sonu olabilirdi mesela Atalay gibi biri.

~~~~~~~~~~~

Şirkete geri geldiğimde saat on ikiyi dönmek üzereydi dışarıda bekleyen taksiden Yeşim'in hâlâ burada olduğunu anlamıştım girişte karşılaştığım Emre ve Bahadır şirketten ayrılmak üzereydiler önlerini kesmiştim.

"Sabah toplantı odasında olun size anlatmamız gerekenler var."

"Hayırdır noldu?"

Bahadır'ın sorusuna cevap vermenin ne yeriydi ne sırası uzun hikayeydi ve ayak üstü anlatamazdım bu yüzden onları geçiştirerek asansöre binmek için yürüdüğüm anda dışarıdan gelen sesle hepimiz kapının ardına bakmıştık bu kadın sesiydi ve sesi tanımıştım.

"Bırakın diyorum Tuğkanla konuşmam gerekiyor!"

Bu Şuleydi hepimiz aynı anda dışarıya çıktığımızda adamlara Şuleye izin vermeleri için işaret vermiştim Şule koşar adımlarla yanımıza yaklaştığı anda diyeceklerini az çok kestiriyordum.

"Tuğkan dün Asya'yı göndereceğini söyledin havaalanında saatlerce bekledim sabahtan bu saate kadar aradım ulaşamadım Asyaya ulaşamıyorum!"

Ne diyeceğimi bilemiyordum ona şimdi kardeşinin bir kez daha kaçırıldığını nasıl söylerdim? Çocuklardan biri konuşmaya başlayınca kendime bir yalan için zaman tanımış olmuştum.

"Ne oluyor Şule? Ne havaalanı?"

Beklediğim oyalama sorusunun bu olmadığı kesindi Şuleyi kolundan çekerek şirkete sokmuştum ve diğer ikisini yollamıştım ikisi Asya'nın kaçacağından haberleri olmadığı için Şule'nin ne dediğini anlayamamışlardı.

Şuleyi şirkete sokarken titrediğini fark etmiştim yorgundu ve korkuyordu kendini salmaması için omuzundan çekerek bedenini kendime yasladım.

"Yukarı çıkalım."

Asansöre bindiğimizde saatlerdir uyumadığını anlayabilmiştim kardeşi için endişeleniyordu asansör 15. Katta durunca inmesine yardımcı oldum odaya doğru ilerledik onu şuan başka kata götürmek saçmalık olurdu üstelik tüm katlar Asya'nın katıda olmak şartıyla hepsi kitliydi buraya getirmekten başka çarem yoktu ama onu kendi odama sokmam doğru olmazdı bu yüzden onu Tolga'nın odasına doğru yönlendirdim.

"Lütfen Asya iyi de."

Asansörün çalışma sesiyle ikimizde arkamıza dönmüştük gerçekleşecek felaket kapıdaydı çünkü şirkette bu saatte bizden başka kimse yoktu asansörün bizim katta durmaması için dua ederken durmuştu ve yavaşça kapısı açıldı. Şule'nin bu sahneyi görmemesi gerekiyordu çünkü asansörden inen kuzeni Yeşimden başkası değildi Atalay hemen arkasında üstsüz bir şekilde dikiliyordu Yeşimin asansörden inmesiyle Atalay asansörü kapattı ve aşağı kata doğru haraket etti şuan katta sadece üçümüz kalmıştık.

Bu bölümünde sonuna geldikk bidahaki bölümde görüşürüzz

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now