Bölüm 23

11.3K 317 37
                                    

    Oylamayı unutmayın :*

  İyi okumalar

  

  Herkes o kadar gergindi ki kimseye ablamı soramamıştım koltukta oturuyor günün şokunu üzerimden atmaya çalışıyordum asansörün sesiyle ayağa kalktığımda Tuğkan'ı gördüm telefonla konuştuğunu fark ettiğimde görüşmesinin bitmesini bekledim.

"Sana bir şey yaptılar mı?"

Konuya bu kadar hızlı girmesini beklemiyordum bana doğru yürürken ona bakmadan koltuğa oturdum.

"Hayır. Ablam nerde Tuğkan?"

Daha çok yaklaşıp koltuğun arkasında durdu.

"Birazdan gelecek. Telefonda Atalay'a tek başına girecek kadar ne dedin?"

Sorduğu sorunun altında yatan imâyı sezer gibi olmuştum ama öyle demek istememiştir diyerek düşüncelerimi dağıttım ve gözlerimi yüzüne çevirdim.

"Sadece alo dedim ve o da orada ne işim olduğunu sorarak bağırmaya başladı daha sonra zaten Doğan telefonu kapattı."

Önümdeki koltuğa oturup eğilerek dirseklerini dizlerinin üzerine koyup ellerini birleştirdi.

"Anlatman gereken bir şey var mı?"

Gözlerimin içine suçlar gibi bakması beni oldukça rahatsız etmişti ona Atalay'ın dövülme anını gördüğümü söylemek ne kadar mantıklıydı bilmiyordum belki bana izletmiş olmaları onu deliye döndürebilirdi.

"Şimdi sana soracağım soruya doğru cevap vermen gerekiyor."

Derin bir iç çekip onu dinlemeye başladım.

"Atalay'ı bu hale getirirlerken sana izlettiler mi?"

"Bunu neden soruyorsun Tuğkan izletip izletmemelerinin ne anlamı var baksana onu ne hale getirdiler acımadan."

"O da sana acımadı."

Kısa bir sessizlik yaşamıştık ardından devam etti.

"Eğer sana izlettilerse onu öldürmeden durmayacaklar Asya."

İçimi kaplayan korku hissi tırnak uçlarıma kadar ulaşmıştı nefesimi vermekte zorlandığımı fark etmiştim. Ne kadar kötü biri de olsa bir insanı öldürmek bilmiyorum bana yanlış geliyordu.

"Bana neden izlettiler." dediğim anda elini saçlarının içinde gezdirip kafasına vurmaya başladı.

"Hey dur napıyorsun!"

Hemen ayağa kalkıp kendisine vurduğu elini tuttum ve yanına oturdum.

"Delirdin mi sen be!"

Ela gözleriyle gözümün içine baktığında kendimi garip hissetmiştim.

"Asya. Morluklarını gördü mü??"

Sorduğu soruları anlamakta zorlanıyordum başımı evet anlamında yukarı aşağı sallayıp ellerime baktım.

"Bana ne olduğunu anlatır mısın?"

Asansörün açılmasıyla ikimizde başımızı o yöne çevirdik.

"Asya!"

Ayağa kalkıp bana doğru koşan ablama kollarımı açtım ve ona sımsıkı sarıldım arkasında duran Tolgaya gülümseyerek ablama daha da sıkı sarıldım.

Ablam benden beş yaş büyüktü ne kadar güçlü de dursa aslında içindeki o çocuğu ben biliyordum. Bana sarılıp ağladığında eski zamanlarımıza dönmüştüm onunla evimdeymişim gibi hissetmiştim.

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now