Bölüm 42

5.7K 147 35
                                    


Yorum ve vote yapmayı unutmayın yapan herkeside çok çok öpüyorummm

İyi okumalar :*







Asya'dan

Tuğkan'ın apar topar yanımdan ayrılmasıyla içeriye giren Emre olmuştu onu diğerlerine nazaran daha az tanıyordum.

"Bir sorun mu var?"

Bilmiyorum dercesine yüzüne bakmıştım, sorun var mı yok mu bilmiyordum ama ortalığın karışacağı kesindi benimse her şeyden sıyrılıp köye dönmem şart gibi görünüyordu.

"Serumun bitmek üzere birazdan Atahan'ı görmeye gideceğiz, yakından göremiyormuşuz ama en azından geldiğimizi hisseder, gelmek ister misin?"

Oturduğum yerde doğrulup seruma baktım cidden de bitmek üzereydi zaman hızla akıp gidiyordu.

"Olur gelirim sonra beni evime bırakabilir misin?"

Serumu çıkarması için hemşireye seslendikten sonra bana döndü.

"Ona karar verebileceğimi sanmıyorum Atalay'a söylerim."

Hemşire serumu çıkardıktan sonra geçmiş olsun deyip gitmişti bende yine bu insanlarla beraber kalmıştım yataktan inip terliklerimi giydim ve ayağa kalktım Atahan'ı merak ediyordum bu yüzden onunla gidip görmeyi kabul etmiştim.

Asansöre geldiğimizde Emre ben ve tanımadığım biri daha yanımızdaydı beraber Atahan'ın yattığı kata çıkıyorduk.

Atalay üç kardeş olmalıydı biri Atahan biri de Asil. Asil'i de görmek çok isterdim ama görme şansım yok gibi duruyordu çünkü ondan hiç bahsetmiyorlardı hatta bazenleri annesinin ve kardeşinin olmadığını falan düşünüyordum belkide Emre bilirdi ama diğer çocuk yanımızdayken sormak yerine tekken sormayı planlıyordum.

  Gelmiştik yoğun bakım servisini geçtikten sonra kocaman camı olan odanın önünde durmuştuk camdan içerisi görünüyordu, gördüğüm manzara karşısında küçük dilimi yutmak üzereydim.

"İnanamıyorum."

Emre içeride yatan kişiden gözlerini ayırıp bana baktığında ben halen orada yatan kişiye bakıyordum.

"Noldu?"

Başımı iki yana sallayarak geçiştirmek istemiştim ama yaşadığım şoku görebiliyordu.

"Onlar ikiz miydi?"

Elleri takım elbisesinin içindeyken tekrar cama dönüp bakmaya devam etti.

"Bilmiyor muydun?"

Bilmiyordum çünkü kimse söylememişti belli de etmemişlerdi, o aynı Atalay'a benziyordu hatta tıpatıp aynısıydı ona baktıkça da aynı şeyleri hissediyordum hatta daha fazlasını daha fazla nefret ve öfke bana yaşattıkları gözümün önünde canlanıyordu.

"İçeri giremiyor muyuz?"

Başını iki yana olumsuz anlamda sallamıştı. Onu yakından görmek istiyordum bu benzerlik mükemmel bir şeydi.
  Şuan orada zararsız bir şekilde yatıyordu belkide o da aynı Atalay gibiydi umursamaz ve acımasız ne de olsa ikizdiler ama biri hastaydı.

"Ne zamandır böyle?"

"Bildiğim kadarıyla hastalığı yeni nakşetmiş ve ameliyat gününe kadar da böyle kapalı tutulacak."

Ona bakmaya devam ederken ister istemez saçma düşünlere dalmıştım onun iyi bir insan olma olasılığını düşünüyordum ne kadar Atalay'ın ikizide olsa belki iyi biri olabilirdi belki onun tam tersi olabilirdi diyordum.

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now