SOĞUĞUN ÇEMBERİ

17.6K 785 29
                                    

 BEŞİNCİ BÖLÜM

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Kan taneleri can yakıcı bir şekilde yağarken hareketsizce izliyordum. Bir silahın patlama sesinden sonra oluşan bu görüntü gittikçe netliğini kaybediyordu.

''Kan gölü,'' dedi kanın yerle buluşmasını izlerken. Gecenin karanlığını yansıtan mavi gözler bana döndü. Gözlerindeki nefret, tıpkı şu yağan kan taneleri gibi kanımı dondurmaya yetecek kadardı. Benden neden bu kadar nefret ediyordu?

Kanla kaplı yer ayağımın altından kayıp giderken nefesim kesilmişti. ''Bir gün her yer kan gölüne dönecek ve sen...'' Çenesiyle beni gösterdi. ''Aynı şimdiki gibi çaresizce çırpınacaksın.''

Hareket etmeye çalıştım ama bileklerimi sıkan zincirler buna izin vermiyordu. Ayak ve el bileklerim arkamdaki duvara sabitlenmiş zincirlerle bağlanmıştı. Sessizliklerimden biriken çaresizliğin ev sahibi gibiydi burası.

''Sen!'' diye bağırdım. Sesim bir mahzeni andıran bu yerde yankılanmış ve zihnimde dolaşan düşüncelere çarpmıştı.

''Ben...'' dedi gözleri benim aksime nefretle doluyken. ''Senin gölgenim.''

''Azra,"

"Daha fazla saklanamazsın."

"Uyanmadı mı?"

"Er ya da geç," Saçlarımdaki eli hissedebiliyordum. "Er ya da geç." Gözlerimi yavaşça açtığımda artık hareket etmediğimizi fark ettim. Kafamı dizinden kaldırıp buğulu camın ardındaki ahşap eve baktım. Buraya gelmeyeli uzun zaman olmuştu.

''İnelim, haydi.''

Arabanın kapısını açıp inmeden önce son bir kez eskimiş ama hala anılarımızı koruyacak kadar sağlam duran ahşap eve baktım. Çizmelerimin yere her değdiğinde çıkardığı ses sanki anılarımızın içinde dolaşıyordu.

''Anahtarları ver Azra. Donuyorum.''

''Ben açarım.'' dedim ama kelimeler ağzımdan çıktığı an buharlaşmıştı.

Oyma ahşaptan yapılma kapıyı açarken, kilidinin her tık sesi yeni bir anıyı önüme seriyordu. Paslanmış anıları. Ruha değdi mi çizip hastalık bulaştıracak hatta öldürebilecek anıları. Kapıyı bir insanın geçeceği kadar aralık bıraktım. Sonuna kadar açamazdım, anılarımın hepsini bir anda kucaklayacak kadar iyi hissedemiyordum. Asla o gücü bulamamıştım kendimde.

Ayakkabılarımın ahşap zeminde oluşturduğu gıcırtılar zihnimi allak bullak ediyordu. ''İçerisinin de dışardan pek bir farkı yokmuş.''

GÖLGEWhere stories live. Discover now