SANRI (Part 2)

5.7K 358 10
                                    

#Red- Darkest part

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

#Red- Darkest part

OTUZ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Karanlık sadece göremediklerimiz miydi? Peki ya içimizde olan? O zaman onlarda görmemek adına gömdüklerimizdi. Dizlerim sert zemine çarparken bekledim, bekledim ve bekledim. Bir ses duymayı bekledim. En ufak bir çıtırtı. Duyduğum tek şey kendi sessizliğimdi. Beni yakıp kavuran sessizliğim. İnsanlar beni parçalara ayırıp, parçalarımı farklı yerlere dağıtıyorlardı. Zaten ben yaralıydım. Birleşsem dahi bir bütün olamazdım.

Benim yüzümden ölen insanların ruhları üzerimde bir toz bulutu gibi geziniyordu. Sesleri kulaklarımdaydı. Mezarlar, sessiz çığlıklardı.


"Benden kurtulamayacaksın." Göz yaşlarım yanaklarımla buluşurken güldüm. Belkide ilk defa benden başka birinin insanlara bela olabileceğini düşünmüştüm.


"Sana ben istemediğim sürece kimse bir şey yapamaz." Hikayemizin kilit cümlesi. Ben istemediğim sürece. Çünkü ben bir oyuncaktım. Saati çevirip beni kurması saatlerini almazdı ancak yolda başıma geleceklerden o sorumlu değildi. O istediğini yapardı. Beni korumak isterse korurdu. Beni oradan buraya savurmak isterse bunu en yakıcı şekilde yapardı. Canımımı yakmak istiyordu? Yakardı. Çünkü o buydu. O, Server Bozyel'di. Kabuslarımın katili.


"Yaptıklarından ben mi sorumluyum baba?" Gözlerimi yumdum. "Anneme, bana yaptıklarından ben mi sorumluyum!" Boğulmak için kimseye ihtiyacım yoktu.
Yakınımda bir nefes hissettim. Bu beni korkuttu ama geri çekilmedim.

"Geldik, küçük kız." Bu sesi tanımıyordum. Caner'e ait değildi. Beni kaçıran o değil miydi? Neredeydik? "Hadi bize korkusuz olduğunu kanıtla."

Gözlerimi daha sıkı yumdum. "Açın." dediğini duydum. Saçlarımdaki eli tekrardan hissettim ve sertçe bezi gözlerimden çekti. Gözlerinizi açıp kapadığınızda görmeyi umduğunuz şey aydınlık olurdu. Benimse gördüğüm karanlıktı. Bakışlarımı yukarı kaldırdım. Karşımda duran adam bizden yaşça büyüktü.

Bana doğru tekrar eğildi. Yüzündeki gülümseme bütün yüzüne alaycı bir şekilde yayılmıştı. Yüzümü sertçe elleri arasına aldı. Canım yanıyordu ama çırpınmadım. Kaçışım yoktu.

"Buraya hatırlıyor musun?" Sabit bir şekilde gözlerine baktım. Göz yaşlarım durmuştu. Elleriyle yüzümü daha sıkı kavradı. Çeneme baskı uyguluyordu. Pes etmemi istiyordu. "Mezarlıkları senden iyi tanıyanımız yok herhalde." Etrafındaki adamlara baktı. Hepsi birbirine bakıp gülüştüler.

GÖLGEWhere stories live. Discover now