YENİLGİ

10.9K 456 77
                                    

#Low- Lullaby

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


#Low- Lullaby.

ON İKİNCİ BÖLÜM

Sevgi kusursuz bir duygu değildi. Aynı zamanda bu duyguyu içinde barından kişilerde kusursuz olmak zorunda değildi. İnsanların severken ya da sevilirken mükemmeliyetçi bir dünyanın içine girmesine hiçbir zaman için bir anlam verememişimdir. Sevgi içinde nefret gibi büyük bir duyguyu bile taşıyabilirken, onu kusursuz kalıbına koymak biraz fazla iyimserlik olmuyor muydu?

Atlanılmaması gereken onu ne kadar mükemmel yapabileceğimiz değildi. Atlanılmaması gereken kısım, anın ve hissettirdiklerinin kıymetini bilmekti. Aynı yoldan binlerce defa geçmeyi denersiniz sırf ilk geçtiğiniz zamanda ki o hissi versin diye, ama yaklaşsanız bile tam olarak aynısı olmaz. Aynı cümleyi binlerce kez kurun, aynı masaya binlerce kez oturun, aynı yoldan binlerce kez yürüyün, aynı şarkıyı binlerce kez söyleyin hiçbiri o andaki gibi olamaz.

Sevgide anılardan ve hissettirdiklerinden oluşuyordu. Ve hiçbir sevgi ilk zamanki gibi hissettirmiyordu. Ya orada durup hiç geçmemesini bekleyecekdiniz ya da yolunuza devam edip bu fikre alışmaya bakacaksınız.

Ben ailemin sevgisine karşılık yoluma devam etmeye seçmiştim. Şimdi dönüp karşımda oturan kişilere bakıyorum da pek de bir şey kaybetmemişim.

"Sürekli yalanlar uydurup duruyorsun." Ellerini dizlerinin üstüne koydu. Sinirlendiği zaman kontrolden çıkıyordu. Eminim şuan kendini frenlemek için çok çaba sarfediyordu. Ama iş rayından çıktığında ve söz konusu ben olduğumda çok çabuk pes edip öfkesini bütünüyle göstermeye başlayacaktı.

Çünkü karşısındaki bendim.

Kızı Azra.

"Kimin benle ne alıp veremediği olabilir, Azra? Neden sürekli aynı şeyi yapıyorsun? O ilaçları kullanmayı bırakmamalıydın."

Keşke bende onun gibi sinirli olabilseydim diye düşündüm. Gerektiği yerde gerektiği tepkiyi vermeyi çok isterdim. Yinede dengesizliğimi ondan almıştım. Hastanede söylediklerine ve şimdi yaptıklarına bakarsak kesinlikle ondan almıştım.

"Bitti mi?" Sesime yapışmış sakinlik bir anlık şaşırmasına sebep olsada yüzünün eski katı halini alması çok sürmemişti.

"Anneni ne kadar korkuttuğunun farkında mısın?" Bu dediğine kendin inanıyor musun?

Annem maskesini takmış bizi sessizce izlerken tekrar ona döndüm. "Önemsiyormuş gibi durma."

"Azra." Annemin uyarırmış gibi bana baktığını görünce konuşmamın devamını getirmekten vazgeçtim.

Sabırla benimkinin aynısı olan gözlere dönüp anlatmak istermişcesine biraz daha baktım. Düşüncelerimi boş karşılayan gözler beni yine şaşırtmamıştı.

GÖLGEWhere stories live. Discover now