HAMLE

8.4K 407 17
                                    

#Blueneck- Spiderlegs

ON DOKUZUNCU BÖLÜM

Ben, annesini toparlamaya çalışırken kendi etrafına dağılan parçalarını toplamayı göz ardı ederek büyümüş bir kız çocuğuydum. Uyumadığı zamanlar yanında olan, onunla konuşan tek kişiydim ben. Annem düzelirse şayet bende düzelirdim. Zihnimin kendine koyduğu tek ve asla değişmeyen kural buydu. İki birbirine kenetlenmiş ruh gibi. İki yaralı ve bir o kadar da umursamaz ruh.

"Artık tanışmanız gerekiyor."

Koltukta kafamı geriye doğru atmış tavanı izliyordum. Koltukta bir hareketlilik olduğunda dönüp o tarafa bakmadım. Migrenimin zirve yaptığı günlerden birindeydim. En ufak bir ses, ışık ya da koku bile daha fazla ağrıya sebep oluyordu.


"Aynı okuldayız. Tanışmamıza gerek yok Özöz."

Camın tok sesi Nazlı'nın sesiyle beraberinde geldiğinde elimi şakaklarıma götürüp ovalamaya başladım.


"Yüz yüze hiç tanışmışlığınız yok. Şu son yaşananlardan sonra aranızı düzeltmem tek yolu bu."


Başımı kaldırıp ona baktım. "Dost olduğumuzu göstermek istiyorsun," Tek kaşımı kaldırdım. O kızda asla bizi dost sayacak bir anlayış yoktu. Bakışlarıyla her şeyi açıkca belli etmekten kaçınmıyordu.


Nazlı topuz yaptığı saçını açıp tutamları bir omzunda topladı. Oflayarak dudak büktüğünde Özgür ona gözlerini devirmişti. Onunda hoşuna gitmiyordu. Özge'den çok Özgür'ü biriyle paylaşmak istemidiği içindi.


"Hadi ama," dedi Özgür sıkıtıyla. "Bir kaç espri yapıp gülüşeceğiz o kadar."


Nazlı ona uzayla görmüş gibi baktığında anlamayan gözleri ikimiz arasında gelip gitti. Nazlı bu sefer uzunca bir ofladı. "Hadi ben neyse de," dedi gülümseyerek sonra da çenesiyle beni gösterdi. "Onun güldüğü zamanlar kısıtlı biliyorsun."



Özgür bana yalvaran gözlerle bakmaya başladığında başka bir yol denemeye karar vermiştim. "Hadi ben neyse de." dedim Nazlı'nın sesini taklit ederek. Ki bu imkansızdı. "Senin esprilerinle gülmek istesem de gülemem."


Özgür'ün yüzü yavaş yavaş düşmeye başladığında, Nazlı içten bir kahkaha attı. "Ne varmış esprilerim de? Gayet yaratıcılar bence." diye ağzında bir şeyler gevelediğinde Nazlı bana kaş göz işareti yapmaya başladı.


Ona gülümseyip, "Bir tane yapsana mesela," dedim dirseğimi koltuk başlığına yaslayıp ona doğru tamamen döndüğümde.


"Şuan aklıma gelmiyor ama..." dedi düşünür gibi.

"Ben söyleyeyim, avm de kavga eden çiftin birine, sizin sevginiz lens mi lan? deyip kahkaha atmıştın tek başına."



Kaşlarımı çattım. "Ben neredeydim o sıra?"


Orta sehpadan içi meyve suyu dolu olan cam bardağı alıp yudumladı. "Seni bilmem ama ben o ara güvenlikçilere doğru koşuyordum."



Kafamı iki yana doğru sallayıp onlara onaylamaz bakışlar attığımda ikiside aynı anda dil çıkarmışlardı. Arka cebimdeki telefonum titremeye başladığında ağrısını unuttuğum başım kendini hatırlatmak için büyük bir hamle yapmıştı. Acıyla yüzümü buruşturup telefonu açtım.

GÖLGEWhere stories live. Discover now