VURUŞ

12.3K 631 36
                                    

SEKİZİNCİ BÖLÜM

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

SEKİZİNCİ BÖLÜM

Kelimelerin bittiği bir yer vardı. Anlamsız söz öbekleriyle dolup taşmamış, daha çok ruhunun karanlıklarına gömülüp, orada boğulanların olduğu bir yer. Eli kolu bağlanmış, boğazına kadar pisliğe batmış, ama hala düşünmeyi bırakamamış olanların tek sığınağıydı orası. Çıldıracakmış gibi boşuna haykırdığımız duvarların bize geri dönüşü hep daha fazla acıya bulanmış oluyordu. Çaresizliğin son çizgisinde düşmeden yürümeye çalışıyordum ben. Etrafımdaki insanların beni itip kalkması ne beni yattığım kabustan uyandırıyor ne de sesimi duyurmama sebep olabiliyordu. Sahi, söyleyemediğim onca söz hangi dilden dökülüyordu?

Beni soğuk duvarların olduğu bir mahzene kapamışlardı. Ruhum, bedenime sığınmayı bırakalı çok uzun zaman olmuştu. Beni hapsettikleri zincirler artık canımı yakamıyordu. Çıplak ayaklarım soğuk zeminde bir iz bile bırakmıyordu. Benden geriye bir hatıra bile kalsın istemiyorlardı sanki o beton zeminde. Saçlarım, sonumu görmeme engel olmak istermişcesine önüme düşmüştü.

Gece mavisi gözler bana tepeden bakıyordu. Ben ise çaresizce oturmuş sessiz haykırışlarımı dizginlemeye çalışıyordum. Huzursuzluk bütün ruhuma mesken etmişti. En son böyle hissettiğimde peşimde birilerinin olduğunu düşünüyordum. Şimdide koşmalı mıydım? Koşarsam çok tuhaf karşılanır mıydım? Ciğerlerime dolacak havanın genzimi yakmasına ihtiyacım vardı. Bir şeylerin beni, her dakika biraz daha huzursuz eden bu kabustan uyandırması gerekiyordu.

"Çocuk, Azra'ya arkasında timsah görmüş gibi baktı." Özmen ile ikisi gülüştüler. Zifiri mavi ise bana gözlerini dikmiş öylece bakıyordu. Şimdi çığlığı bassam, benden uzaklaşır mıydı?

"Server ile siz tanışmadınız değil mi?" dedi Özmen, önce bana sonrada ona bakarak. İsmi Server'di öyle mi? Genelde yolda gördüğüm insanlara, yüz hatlarına ya da bakışlarına göre isimler koyardım. İsmiyle bütünleşmiş insanlara hep hayran kalmışımdır, ama onun ismi bende hayranlıktan çok tehlike uyandırıyordu.

"Server benim kardeşim gibidir." dedi bakışlarını bana çevirerek. Okuldaki kavganın sebebinden ya da benle tanıştırmaya çalıştığı arkadaşı ile daha önce konuştuğumdan haberi olmadığı belliydi. Anlattığı kadar iyi bir dostlukları varsa, neden Server ona olanları anlatmamıştı ki?

Islak saçlarımdan düşen bir damla göğsümün iç kısmına doğru yol alırken, ürperdiğimi belli etmemek için kollarımı bedenime sardım. Ama bu daha çok dikkat çekmeme sebep olmuştu.

"Üşüdün mü? Benimkide soru işte. Hasta olacaksın."  Bir kaban omuzlarıma konulduğunda, başımı sahibine doğru çevirdim. Bana içten bir şekilde gülümsedi. Mutlu gözüküyordu. Bunun sebebi karşısında duran adam mıydı? O her zaman hemen kapılırdı işin büyüsü dedikleri kısmına. Öyle bir kısmın varlığını hiç sorgulamamış mıydı?

GÖLGEWhere stories live. Discover now