ISLAK

8.2K 419 17
                                    

YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM

Yağmur kısa bir süreliğine dindiğinde, gökkuşağı renkli bir gölge gibi düşmüştü şehrin büyük bir kısmına. Havanın bu kadar cıvıl cıvıl olmasını garipsesem de içimdeki huzursuzluk hissi aslında hiç de buraya ait olmadığımı bana hatırlatıyordu.

Araba durduğunda hiç kimse konuşmuyordu. İnmek için kimsenin hamle yapmadığını gördüğümde bende öylece durmaya karar vermiştim. Ben konuşmadan durmaya alışıktım, sessizlik benim mühürümdü ama ikisinin öyle olmadığını biliyordum.

İçerisine hakim olan sessizlik dışarıdaki havaya tezat bir şekilde huzursuzluğumu arttırırken camdan dışarıya baktım. Basket sahasında toplu oturan bir grup ve hemen yanındaki kantinin açık kapısından masalarda oturan insanları görebiliyordum. Hepside dertsiz tasasız duruyordu. Bakışlarım ela gözlere çarptığında gözlerimi kaçırmadan doğrudan ona bakmaya devam ettim. Basket sahasının dışında, çimenlik alanda Açelya ile birlikte oturuyorlardı. Bana anlatmak istediği şeyler varmış gibi bakıyordu ama benim gözlerimdeki ifadeyi görünce gözlerini yanındaki kıza çevirmişti. Şaşırmamıştım. O daima kaçan taraf olmuştu.

"Server bizi koruyacak yani öyle mi?"

Bakışlarım hala bahçedeyken cevap verdim. "Öyle,"

"Bu işi Özmen'de yapabilirdi." dedi Nazlı hoşnutsuz bir sesle.

"Ama Server yapacak." dedim kayıtsız bir sesle.

"Sizi bende koruyabilirim."

Bakışlarımı ona çevirdim. "Ailemi de koruyacak."

"Bunu neden yapıyor ki ?" diye sordu yüzünü buruşturarak.

Omuz silktim. "Belkide bana acıyordur."

"Sen bundan nefret edersin Azra."

"Evet," diye mırıldandım. "Nefret ederim."

"Başka çaremiz yok." dedi Nazlı.

Kapıyı açıp çıktığımda onlarda benimle birlikte hareket etmişlerdi. Bize doğru yürüyen Özge'yi gördüğümde, bakışlarımı başka tarafa çevirdim. Bu kızdan hoşlanmıyordum. Sinirlerimi bozuyordu.

Nazlı'nın koluma girmeden önce ona bol şans dilediğini duymuştum. Başına gelenlerden sonra ona kızamıyordum. İtiraz etmeden yürümeye başladığımda bahçedeki öğrencilerin bütün sesleri birbirine karışmış bir curcuna havası yaratıyordu.

"Kantine gidelim mi?" diye sordu ama bize doğru gelen Özmen'i görünce söylediğine pişman olduğunu biliyordum.

"Sen git. Benim işlerim var." diye bir şeyler gevelediğimde hiç itiraz etmeden neşeyle ona doğru koşmaya başladı. Ben onun bu haline gülümserken üzerimde ela gözler dışında başka misafirler olduğunu biliyordum ama aldırmadım.

GÖLGEWhere stories live. Discover now