OLGU

16.3K 735 57
                                    

ALTINCI BÖLÜM

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


ALTINCI BÖLÜM

Hiç kafayı sıyırmak üzere olduğunuz bir zaman dilimi oldu mu hayatınızda? Tüm o gerçekliğin havada asılı kaldığı, dudak uçuklatan hayaller gördüğünüz bir zaman dilimi bu. Yer ve zaman olgusuna hakim kalmaya çalışırken kendinizi kaybettiğiniz o lanet zaman dilimi. Bir bataklığı andıran düşüncelerinizin suratınızın tam önünde bir toz bulutu gibi gezdiği, yürüdüğünüz yolu görmeye engel olduğu o trajik ana hiç tanık olmuş muydunuz?

"Azra? Ne zaman geldin?" diye sordu uykulu bir sesle. Ah, hiç değilse birimiz uyuyabiliyordu.

"Biraz önce." diye yalan söyledim. Buraya ne zaman, nasıl geldiğimi hatırlayamıyordum. Suratımı rahatsız olmama sebep olacak kadar uzun süre inceleyip gözlerini ovuşturdu.

"Senin için endişelenmeli miyim?" Geç kaldın. Uykum varmış gibi esnemeye çalıştım. Kendi bataklığıma kimseyi sürüklemeye niyetim yoktu.

İlk önce bana sonrada duvarda asılı olan saate baktı. Saat gece yarısını geçmişti. Ne kadar süredir buradaydım? Buraya nasıl gelmiştim? Soğuğu hatırlıyordum ve sonra titrediğimi. Kehribar gözler gözümün önüne düştüğünde yerimden aniden kalktım. Bu gerçek olamazdı.

"Azra iyi görünmüyorsun." dedi bir kaç adımda yanıma ulaşırken.

"Biz... Akşam yemeğini saat kaçta yedik?" Düz bir şekilde suratıma baktı."Beş gibiydi. Belki biraz daha geç." Belkide çıldırıyordum.

"Siz ne yapıyorsunuz orada?" Nazlı'nın sesi. Merdivenlerden yavaşça inip son basamakta durdu. Saçlarını dağınık bir şekilde toplamıştı, ya da bu dağınıklığın sebebi uykudan yeni kalktığı içindi.

"Sen neden hala kabanınlasın?" diye sordu. Konuşurken sesi çatlamıştı.

"Yeni geldim." Boğazımdaki kuruluk hissi yutkunmama sebep olmuştu.

"Geleli saatler oldu Azra. Bir şey falan mı kullanıyorsun sen?" Özgür'ün bakışları suratımda donup kalmıştı. Neden hiçbir şeyi hatırlayamıyordum? Kahretsin.

Eliyle dizlerimin arka kısmını yasladığım koltuğu işaret etti. "Koltukta uyuyakalmıştın. Uyandırmak istemedim." Şaşkınlık bütün suratımı kaplarken kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım. "Saatin kaç olduğunu hatırlıyor musun?"

Omuz silkti."On ya da on buçuk." 5 saat boyunca ne yapmıştım? Ahmet amcalara gitmediğime emindim.

Ellerimi saçlarımın arasından rastgele geçirdim. Bana neler oluyordu? Onlara bir açıklama yapmak zorunda olduğumu biliyordum. Ama zihnimde net olan hiçbir görüntü yoktu. "B-ben biraz dinlensem iyi olacak."

GÖLGEWhere stories live. Discover now