Bölüm 4

2.9K 248 91
                                    

   "Natasha döndü mü Friday?"

   "Hayır, Patron. Wakanda'dan çıkış yapmadı."

   Tony başını sallayarak önündeki Mark 48'in parçalarına döndü. "Saat kaç?"

   "06.13 ve 29 saattir buradasınız. Yiyecek bir şeyler göndermemi ister misiniz?"

   Bayat kurabiyelere, ağzı açılmamış pizza kutusuna, muhtemelen kaya kadar sertleşmiş tosta ve boş kahve kupasına göz attı. "Dummy nerede?"

   "On sekizinci kattaki çöpleri topluyor, çağırmamı ister misiniz?"

   Tony kaşlarını çattı. "Orada ne çöpü var?"

   "Ultron'un eserleri Patron, siz söylediniz ya?"

   "Ben mi?" diyerek gözlerini ovuşturdu Tony. Ardından çalışma katına bir bakış attı. Ortalık savaş alanına dönmüştü. Birkaç kopuk zırh parçası yerlerde duruyordu. Tony'nin çok seçemediği binbir türlü alet her yerdeydi ve biraz ilerisinde mavi, beyaz ve kırmızı renkli bir kalkan masalardan birinin bacağına yaslanmıştı.

   Bakışlarını çevirip demir zamparasını eline aldığında Friday yeniden konuştu.

   "32 saattir uyanıksınız, Patron. Biraz daha böyle devam ederseniz bilincinizi kaybedeceksiniz."

   "Ben alışkınım." diye bilgilendirdi Tony. Jarvis olsaydı muhtemelen Pepper'a haber vermişti bile. Ya da vermezdi, Pepper'ı alakadar eden bir durum yoktu. Rhodey hala hastanedeydi ve kendine faydası yoktu. Rogers'ı düşünmeye gerek bile yoktu. Natasha ülkede bile değildi. Vision'a söylerdi belki. Evet, Vision'ın gelip burada bunca saattir uyumadan ne halt yediğiyle ilgili hesap sorması eğlenceli olabilirdi.

   Dudaklarının gerildiğini hissetti Tony. Gülüyordu. Iç çekerek Friday'e ses olacak bir şeyler açmasını söyledi. Şarkı değil, daha çok konuşan insanlar.

   Bir haber kanalı önüne inen ekranda belirirken tel zımparayı zırhın omuz bölgesindeki kıyılmış metale sürtmeye başladı.

   4 Temmuz için ülkede yapılan hazırlıklardan bahsediyordu spiker. Amerika'nın özgürlük bayramı. Yapılacak olan resmi törenlerden, siyasilerin nerede olacağından ve o gün muhtemelen kapatılacak olan yollardan bahsederken diğer konuya geçti. 4 Temmuz aynı zamanda Amerika'nın özgürlüğünün bir başka sembolü olan Kaptan Amerika'nın da doğum günüydü.

   Spiker hızlıca son iki ayda yaşanan olayları özet geçip şu an suçlu konumunda olan Dünya'nın ilk süper kahramanının yaptıklarını anlatmaya devam etti. Ekibini arkada bırakıp kaçmıştı Kaptan Amerika. Şu an devletin elinde hapis olan süper kahramanlara geçerken ekrana bir bakış atmadan edemedi Tony.

   Ekibini arkada bırakıp kaçmak ve Kaptan Amerika?

   Hayır, bunu canını verse isteyerek yapmayacağını bilen sadece Tony değildi. Tüm Dünya biliyor olmalıydı ama gelin görün ki bir önemi yoktu. Tek bir yanlış. Değişen fikirler. Farklılaşan bakış açıları.

   Ya da sadece gerçekler. Tony'nin elinde aksini söyleyebilecek bir şey var mıydı? Takımı gerçekten de jete ulaşmalarını sağlamak için geride kalmamış mıydı?

   Beyninin gerisinde bir ses durumun farklı olduğunu söyledi anlayışlı bir sesle.

   O da sakinlikle yanıtladı. Durumu bu kadar farklı kılan Barnes gerçekten bu kadar değerli miydi?

   Spiker arka planda aynı konu hakkında konuşmaya devam ederken -üzerinden bir ay  geçse de malesef hala iki cümleleyle bitmiyordu mevzu- derin bir nefes alma ihtiyacı hisseti. Belli ki insanın bu hayatta onun için tüm Dünya'yı karşısına alacak bir arkadaşı olmalıydı. Ya da arkadaştan fazlası. Olabilirdi, değil mi?

All We Are (Stony&WinterWidow / After CW)Where stories live. Discover now