Bölüm 26

2K 177 111
                                    


"Bay Stark?"

Odaların olduğu koridora gitmekte olan Tony duyduğu sesle oraya dönerken Prenses Shuri yanında ki çantaları göstererek sordu. "Bunları Bay Barnes'ın kolunun olduğunu yere mi götüreyim?"

Tony neden bir prensesin ayak işi yaptığını anlamasa da Shuri'nin her şeyi bilmesi ayrı bir anekdot, sordu. "Içlerine mi baktın?"

"Elbette. Bu saraya giren her şeyden haberim olması gerekiyor." Ardından ekledi. "Tabii mutlu da ediyor. Biraz meraklı bir kişiliğim var. Özellikle silahlara karşı."

Çantalarını almak için oraya yönelen Tony bilgilendirdi. "Bunlar senin bildiğin tarzda değiller."

Shuri tatlı tatlı güldüğünde, Tony o sesin ondan çıkmasına inanamıyor gibi kadına baktı. "Neden?" diye sordu Shuri. "Kadın olduğum için mi?"

"Hayır, hala mızrak ve kalkan kullandığınız için. Wakanda'da erkek görmek zor tatlım, bunun farkındayım." diyerek onun saldırdığı noktayı savuşturdu esmer adam.

"Bazı silahlar göründüklerinden daha fazla işlevseldir."

Tony kaşını kaldırdı. "Bunu bana mı diyorsun? Ve çantalarımı almama izin verecek misin?"

"Bunların silah olduğunu düşünürsek benim götürmem daha doğru olur. Meslektaşız, anlaşabiliriz, değil mi?"

"Meslektaş?" dedi Tony anlamayarak.

Shuri omuz silkti. "Wakanda'nın silah uzmanı benim. Ayrıca teknolojisinin gelişimini sağlayan kişi de. Bilim ve felsefe dalında birden çok diplomam var. Arada kahramancılık da oynuyorum, daha ne olmalı?"

Onu süzen Tony net bir sesle konuştu. "Felsefeden nefret ederim." Ardından ekledi. "Yine de insan tüm bunlara nasıl vakit bulduğunu düşünmeden edemiyor."

"Uyumadığınızda her şeye vaktiniz oluyor, değil mi? Bilmemenize şaşırdım, Steve'in herkesi anlattığını sanıyordum."

Steve?

Tony kocaman gülümsedi. "Sadece isimlerden bahsetti," dedi sakince." O zaman çantaları alıp beni takip edersen sevinirim." Ve arkasını dönerek elleri cebinde yürümeye başladı.

Köşeyi döndüğünde Steve'le neredeyse çarpışırken refleksleri ondan hızlı olan sarışın adam anında bir adım geri atarak ona baktı. "Tony, seni arıyordum-"

Tony onun mavi gözlerinin arkasındaki Shuri'ye gittiğinde birazcık büyüdüğünü ve ikisi arasında gidip geldiğini görürken Steve'in önünden çekiliyor, ateş ve barutun yanyana gelmesi sonucu patlama bekleyen Steve konuştu.

"Prenses Shuri," diye selamladı.

Gözlerini deviren Tony elini cebinden çıkartıp onun omzunu patpatlayarak yoluna devam etti.

Belli ki kadının elindeki çantalar yüzünden duraksayan ve istese mi istemese mi diye düşünen Steve onu takip etmezken belli ki kararını vermiş, konuştu. "Yardım edeyim mi?"

"Neden?" diye seslendi Tony. "Kadın olduğu için narin mi? Bundan hoşlanmıyor, söyleyeyim."

Steve onun eğlenen sesine karşılık iç geçirmeden edemese de Shuri sorun etmiyor, çantaları paylaştı.

"Nereye götürüyoruz?" diye sordu Steve kadına.

"Bay Stark'ın, kısaca onu takip ediyoruz."

Steve duraksasa da bir şey demeden yürümeye başladı.

Her ne kadar ileride olsa da Tony yanına yaklaşan adımlara şaşırmazken iki saniye sonra Steve yanında yürüyor, sordu.

"Eşyalarını neden prensesin taşıdığını merak etmeli miyim?"

All We Are (Stony&WinterWidow / After CW)Where stories live. Discover now