Bölüm 11

2.5K 226 106
                                    

"Ama burası muhteşem!" dedi Peter neredeyse gözlerinden kalpler fışkırtarak. Saraya yeni girmiş Cindirella'yı feci derecede anımsatan bir hali vardı. "Çok havalı Patron!" Birden duraksadı. "Eee... Friday'den şey oldu... alışkanlık. AMAN TANRIM BU BIR ROBOT MU?!"

Dummy korkudan deli olmuş bir vaziyette vızırdayarak Tony'e koştururken Peter neredeyse yerinde zıp zıp zıplayacak sordu. "BU ŞEY- neydi adı- DUMM-E! Hala yaşıyor mu?" diye ekledi sonunda daha kısık bir sesle.

Kendine sığınan robotu eliyle pat patladı Tony. "Elbette yaşıyor-"

"İLK ROBOTUNUZ!" diye ilan etti Peter. Dummy dehşet içinde, Tony de biraz garipseyerek onun yukarı kalkan yumruklarına baktı. "HANI GAZETEYE ÇIKAN?! VAY CANINA... Bir saniye-" Telefonu anında elinde beliren Peter selfie çekmek için hazırlanınca Tony mutfak tarafına geçerek kadrajdan çıktı. Dummy'den buna isyan eden bir ses çıkınca da ekledi.

"Sadece bir hayran, idare et. Muhtemelen seni yemeyecektir-"

"Dokunabilir miyim?!"

Tony cevap vermek için camekan duvara döndüğünde çoktan Dummy'nin koluna sarılmış resim çekinen Peter'ı gördü.

"Friday," dedi sonunda. "Dummy'le ilgilen. Korkudan yağ sızdırmasın."

"Onu sakinleştirmeye çalışıyorum, Patron."

Tony o konudan hiç de ümitli olmayarak resim çekinme faslının bitmesini bekledi. Ardından da yeniden çalışma odasına girdi. "Demek şok atıcı ağların kulanışlı."

"Kesinlikle," dedi Peter telefonunda bir şeylere bakıp aleti cebine koyarken. Sırt çantasını çıkartıp masanın üstüne koyduğunda hologram ekranlar etrafa saçıldı birden. “Vay...canına..." diyerek kendi etrafında bir tur attı.

Havada asılı kalan hologramlar Tony'nin hareketiyle tek tek kapanırken masaya tabletini koyan adam devam etti. "Biz bunlarla ilgileneceğiz." Ve parmağını tabletten havaya kaydırdı.

Tabletteki ekran hologram olarak karşılarında belirirken iki elini ayrı yönlere kaydırarak ekranları çoğalttı Tony. Spiderman kostümünün tüm detayları karşılarında dururken Peter çığlık atmamak için kendini zor tutan bir suratla konuştu.

"Aman... Tanrım..." Sesi bu sefer oldukça kısıktı ama suratı kıpkırmızı kesilmişti.

Tony onun bağırmamak için ne kadar çaba sarf ettiğini böylece daha iyi anlıyordu. "Faaliyetlerini görürsem geliştirme konusunda daha fazla yardımcı olabilirim," diye ekledi Tony. "Kostümünü giy ve neler yapabildiğine tekrar bakalım."

Masaya attığı çantasını hızlıca ele geçiren Peter kostümünü çantadan resmen sökerek alırken Tony yeniden ekranlara döndü.

"Natasha'dan bir haber var mı, Friday?"

"Hayır, Patron."

Ağ atıcıların itiş gücünün şemasını izleyen adam dudaklarının içini ısırdı. "Bugün sekizinci gün, Natasha," diye bilgilendirdi. "Ve ben gerçekten seni aramaya başlamadan önce bir işaret göndersen iyi olur."

"Oohhh..." dedi Peter bu sefer hayranlıkla karışık korku dolu bir sesle.

Tony o tarafa döndüğünde süzülerek yanlarına gelen Vision'ı gördü. Android sakin bir ifadeyle ayaklarını yere basarken kostümünü giymiş, maskesini göğüs hizasında tutan Peter kocaman gözlerle bakmaya devam etti. Vision bunu garipsemiş olacak ki o da aynı ifadeyle oğlana bakarken Tony araya girdi.

"Vision'i tanıyorsun."

"Eee...evet. Çok havalı," dedi Peter temkinli bir sesle. Ardından eliyle kendi alnını işaret ederek Vision'ın Zihin Taşı'nı kastetti. "O şey de havalı."

All We Are (Stony&WinterWidow / After CW)Where stories live. Discover now