Bölüm 17

2.2K 214 57
                                    

Vision kendine geldiğinde soluk benizli bir Tony Stark'la karşılaşırken konuşmak için ağzını açtı, ancak Tony ondan önce davrandı.

"T'Challa'yı ara," dedi hızla ceketini giyerken. "Sabaha karşı Wakanda'da olacağımızı söyle- Barton'a ulaş, oraya geçsinler, herkes oraya geçsin, Vision- Friday, Rogers ve Wanda ne yapıyor?"

"Uyuyorlar, Patron."

Tony duraksadı. "Tamam," dedi ardından yeniden Vision'a dönerek. "Yarın Wakanda'ya gitmek için yola çıkarız." Asansöre giderken devam etti. "T'Challa, Ross'a haber versin, ikimizi Wakanda'ya davet ettiğini söylesin. Bir şey sorarsa Natasha'yla ilgili ve acil olduğunu söyle."

"Bayan Maximoff kulede mi?" diye sordu Vision ancak Tony asansöre binerken devam etti.

"Benimle on dakika sonra garajda buluş. Rhodey'e bir şey söyleme. Biraz... gizli bir iş."

* * *

Kulenin garaj kapısı açıldığında araba ilerleyerek içeri girdi. Tony herkesin uyuduğunu bildiği kuleye, gece yarısı neden geldiğini bilmiyordu, sormuyordu da, zaten şu şıralar kendi sorularını cevaplayabildiği söylenemezdi.

Telefonu çaldığında gözlerini devirerek aleti cebinden çıkarttı. "Efendim, General Ross?" dedi, son iki saatte dört kez yaptığı gibi. Birkaç dakika adamı dinledi, ardından konuştu. "Vision'ı orada bıraktım ve hatırlatırım o bir android. Sisteminizdeki problemi o çözemiyorsa ben hiçbir şey yapamam." Tony bu gece Ross'a kaçıncı yalanını söylüyordu, emin değildi. Yeniden dinledi, arabayı park etti, dinledi, arabayı kapattı ve dinledi. Kimseyi bu kadar uzun dinlediğini hatırlamıyordu. "Tamam," dedi sonunda. Pepper duysa gözyaşlarını tutamazdı herhalde. Ve telefonu kapattı.

Arabadan inerek asansöre giderken sabah uğradığı kata, kulenin en büyük salonuna çıkacağını söyledi. Yatak odaları Ultron'un emrindeki kendi robotları tarafından zarar görmemişti neyse ki, bu yüzden camını kırdığı salonda olmayı kimse tercih etmezdi. O kadar salon arasından en azından.
Asansörün kapıları açıldığında her ne kadar temmuz ayında olsalar da evdeki açık camlar yüzünden ısısı oldukça düşmüş salona giriş yaptı. Zırh sabah bıraktığı yerde duruyordu. Kısık ışıklar altında Tony yine kendi teneke parçasına hayran olmadan edemezken diğer tarafa döndü.
Ve beklemediği şey karşısında duraksadı.

Üç koltuğun ikisi doluydu. Biri kahverengi saçları yere değen Wanda tarafından işgal edilmişti. Genç kızın yüzünde uykunun verdiği o tatlı huzur okunuyordu. Üzerine tüylü bir battaniye almıştı. Camdan gelen esintiden korunmak için çenesine kadar çekmişti ve rüzgar saçlarını hafif hafif uçuşturuyordu.

Tony hangi akla hizmet burada yattıklarını sorgulayarak diğer koltuğa baktı.

Belli ki Wanda'nın bulduğu huzurdan eser taşımayan Steve, kaşları hafifçe çatık ve bir koluyla başının altındaki yastığa sarılmış halde yatıyordu. Bacaklarını kendine çekmişti ve koltuğun anca yarısını kaplıyordu. Tony bir kez daha onun uyurken bu kadar küçülebilmesine hayret ederek oraya ilerledi.

"Rogers," dedi hafif bir sesle. Ve birini uyandırmaya çalıştığını düşünürse bu saçmaydı. Wanda'ya bir bakış atıp sarışın adama doğru eğildi ve tekrar denedi. "Rogers?"

Steve bu sefer duymuştu. Ve yaptığı tek şey kaşlarını biraz daha çatıp bacağını hafifçe sarsması oldu. Rüyasında her ne görüyorsa Tony'nin seslenmesiyle aşama atladığı belliydi.
Gerçekçi rüyaları yüzünden onun uykusunda tekme attığını gayet iyi bilen Tony -Steve hakkında gereğinden fazla şey bildiğini göz ardı etti-  geri çekilirken dizleri kahve sehpasına çarptı ancak çıkan ses kimseyi rahatsız etmedi.

All We Are (Stony&WinterWidow / After CW)Where stories live. Discover now