Bölüm 44 - "The Futurist"

3.1K 179 657
                                    

"Yavaş-"

"Bir kere daha yavaş dersen kafanı şuradaki duvara gömüp beynini akıtacağım, ardından kolunu kırıp göğsüne dirseğimi gömdüğümde kırılan kaburga sayısının üçten aşağı olmadığına emin olacağım."

"Yavaş, Natasha."

Natasha kolunu ondan kurtardığında Clint birden bacağına aldığı darbeyle dizi üzerine düştü. "Hey!"

"Bir bacağım sağlam ve yemin ediyorum seni boğazlamama az kaldı."

"Tehditlerine yavaş dedim be!"

Kızıl kadın bir an duraksadıktan sonra boşvererek kendi kendine yürümeye başlarken Rhodey onları koridorda karşıladı.

"Sonunda destek geldi."

Natasha sargılı bacağıyla sekerek yürürken tek kaşını kaldırdı. "Kimi dövüyoruz?"

"Hepsini." diye yanıtladı Rhodey sırıtarak. Ardından kızıl saçlı kadına sarılırken devam etti. "Sakat Bacaklar Kulübü'ne hoşgeldin."

"Kulübünüz sizin olsun, beş güne kurtuluyorum bu illetten."

Geri çekildiğinde onun gözündeki sargıyı ve çizikleri inceleyen Rhodey sonunda bıraktı. "Seni özledim, Natasha."

"Tabii ki de özledin."

Salona giren kızıl saçlı kadın onu bekleyen takımı görürken asansörün sesi de başka gelenlerin habercisi, yürümeye çalıştı.

"Lütfen bensiz göründüğünüz kadar umutsuz olmadığınızı söyleyin."

"Dünyayı kurtarıyoruz burada, ne diyorsun?" diye yanıtladı Sam, kollarını göğsünde birleştirirken.

Wanda gözlerini devirerek mırıldandı. "Aynı renk çorap giymekten aciz biri için büyük laflar."

Natasha gülerken Clint yine onun yanına gelerek belinden destek oldu.

"Iyice yapışık ikiz olursunuz artık." dedi Rhodey arkalarından gelirken.

Ona bakan Natasha gülümsemek dışında bir şey yapmazken o da Clint'in beline tutunarak durdu. "Pekala," dedi, Sam, Wanda, Bucky, Peter ve Vision'a bakarken. "Lütfen grup sarılması olmasın, altta kalan olmak istemiyorum."

* * *

Natasha sonunda oturduğunda içeri giren Steve'e döndü.

"Nat," dedi sarışın adam onu gördüğünde rahatlarken. O kalkmadan yetişen Steve eğilerek kızıl başı öpüp geri çekildi. "Hoşgeldin,"

Onu inceleyen Natasha, Bucky'nin yanına oturmasını izlerken gözünü diğer adama kaydığında başını çok hafifçe sağa çevirip tekrar ona baktı Bucky.

Yeniden Steve'e bakan Natasha hafifçe gülümsedi. "Uyuyor muydun?"

"Uh," diye mırıldandı Steve, işaret edilen gözlerini ovuştururken. "Bir şeyler okuyordum. Friday haber vermiş ama duymadığımı söyledi-"

"Önemli değil, ondan sormadım Steve."

"Nat," dedi Steve birden ciddileşerek. "Bunu hatırlatmak istemiyorum ama sormak zorundayım; Tony'le ilgili hiçbir şey demediler mi? Tek bir cümle?"

Natasha hafifçe kaşlarını çatarak düşünmeye çalıştı. "Hayır, adının bile geçtiğini hatırlamıyorum."

Bucky onun kuşkulu ifadesini incelerken Steve tekrar sordu. "Orada ne oldu? Eğer seni rahatsız etmeyecekse?"

"Yelena benimle... uğraşmayı seviyor." diye mırıldandı kızıl kadın omuz silkerek. "Beni dövüşürken izlemeyi, kendisi dövüşmeyi... Tony'le ilgili hiçbir şey söz konusu olmadı. Sadece benim geçmişimden, daha doğrusu bizim geçmişimizden konuştu. Ben... Ben sadece 'belki Winter Soldier'dan başka birini istiyoruzdur' dediğini hatırlıyorum. Oraya gitmeden Tony konusunda şüphelendiğimi söylemiştim, sanırım... orada anladım ama çok... ben... çok kendimde değildim."

All We Are (Stony&WinterWidow / After CW)Where stories live. Discover now