Ara Bölüm -1- [Natalia Alianovna Romanova]

2.4K 190 58
                                    

Merhabalar, soz verdigim gibi Natalia'yi merak edenler icin ara bolumu yayinliyorum :) Bilmeniz gereken bir sey var, Red Room, Yelena Belova, Winter Soldier ve Natasha Romanoff'un gecmisi tamamiyle benim kurgumdur, elbette sistemi Marvel'dan biraz ogrendik, elbette sisteme uygun hareket etmeye calisiyorum ama Yelena&Natalia ve Winter Soldier icin cizgi romanlardan bildiginiz gecmisi gormeyi beklemeyin. Ben iliskilerine farkli bir boyut ve daha farkli seyler kattim. Hikayeyi degistirdim. Kendim hayal etmeye calistim. Bunu dememin sebebi de "Iyi de cizgi romanlarda falan boyle degil ki- Red Room boyle degil ki- Yelana boyle degil ki" yorumlariyla karsilasmamak icin :) Bu bir hayran kurgu. Ve ben zaten yazilan seyleri buraya gecirmektense 'kurgulayarak' yeniden duzenlemeyi tercih ediyorum.
Okuyan herkese tesekkurler ve keyifli okumalar :)

~

Büyük, demir kapı kızıl saçlı bir kadına açıldığında içerideki sarı kıyafetli adamlar başlarını kaldırıp ona baktılar. Bazılarının başında kimliğini gizlemek için ya da koruma amaçlı, kıyafetleriyle uyumlu başlıklar vardı. Kimisi yerde yatıyordu, baygın oldukları belliydi. Bazıları oturuyor, ayağa kalkamayacak halde, destek alacak birini bekliyorlardı.

Kadın duruma bir göz atıp sırıttı. Kahverengi çizmeleriyle içeri girdiğinde adamlar tekrar kendi işlerine döndüler.

"Sensin!" dedi kadın birden elini uzatıp birini işaret ederken. O kişi ona döndü ve başındaki başlığı çıkartıp yüzünü gösterdi. Kadın hayal kırıklığıyla dudaklarını büzdü. Yarı sağlam olanların yaralıları ve baygınları toparlamasını izlerken parıldayan yeşil gözleriyle aradığı şeyi bulmak için herkesi incelemeye devam etti.

Çenesine kadar gelen kızıl saçları dalgalıydı kadının. Yuvarlak bir yüzü, yanağında ise çilleri vardı. Güzeldi, buna ek olarak oldukça sevimli de diyebilirdiniz. Ama tam olarak 'sevimli' kelimesini yakıştırmak istemeyeceğiniz bir ifadesi vardı. Çılgın bakışlı, asi ruhlu ve yaramaz biriydi. Yüzündeki gülümseme her daim şeytaniydi.

Askılı, bedenini tam olarak saran deriden bir bluzu vardı üstünde. Ve kot şort gitmişti. Dizlerine kadar gelen çizmesiyle tarzı da kendine uyumluydu. Rusya'da hava serindi, özellikle bulundukları yüksek kesimde yaz mevsimi kar yağdığı da olurdu. Bu yüzden kıyafetleri anormal karşılanıyordu. Ama kadın farklıydı. Tenine soğuk işlemiyordu kuşkusuz.

Kıyafetlerinden bahsetmişken, kumaştan çok başka şeyler giyinmişti kadın. Tek başına bir orduyla savaşacakmış gibi, silahla donatılmıştı. Iki uzun namlulu silah çapraz şekilde sırtında asılıydı. Kolunda ve bacaklarında kesici aletlerini ve küçük silahlarını koyabilmesi için alet kemerleri takılıydı. Yeterince dikkatli bakarsanız, sütyeninde bile gizlediği bir şeyler olduğunu anlayabilirdiniz.

"Sensin!" diye aniden cırlayıverdi  tekrar. Ancak gösteriği kişi de aradığı kadın çıkmadığında şımarık bir çocuk gibi dudak büktü. Oyun oynamayı seviyordu, kuşkusuz.

Toparlanan adamlar onun yol vermesiyle çıkarken sadece biri hiç kıpırdamadan durmaya devam etti. Ve kadının yine 'sensin' diye bağırmasına gerek kalmadı.

Herkes çıktı, kapı gürültüyle kapandı. Ve sarı üniformalı kişi başlığını çıkartıp aynı renkteki saçlarının omuzlarına dökülmesine izin verdi. Gözleri yerdeydi ama yine de kızıl kadının kendisine baktığını biliyordu.

"Daha uzun dayanır sandım." diye küçümseyen bir sesle konuştu kızıl kadın. Canı bu durağanlıktan sıkılmıştı ve duvara yaslanıp bacağındaki bir bıçağı çekip tırnaklarının kenarlarını temizlemeye koyuldu.

Elindeki başlığı yere atan kadın bakışlarını ona kaldırdı. Iki saniyelik göz temasında yeterince ezici bir bakıştı bu ve kızıl kadın geri adım attı.

All We Are (Stony&WinterWidow / After CW)Where stories live. Discover now