Bölüm 12

2.3K 239 57
                                    

"Friday-"

"Hayır, Patron. Resmi bir bilgi yok."

Tony alnını masadan kaldırarak ekranlara baktı. "Pekala. Artık resmi olmayanlara geçiyoruz." Sandalyesinde dikleşip masanın üzerine bir klavye açarken Friday sordu.

"Amerika'da mı, Rusya'da mı?"

"Natasha, Amerika'da olsa gizlenmezdi," dedi Tony gözlerini hafifçe kısarak. "Rusya'daki her sokak, market, iş yeri, ne varsa, oraların güvenlik kamerasına bakacağız-"

"Devlete ait mi, özellere de sızıyor muyuz?"

Tony tatlı tatlı gülümsedi. "Öğreniyorsun. Ama öğrendiğin şey Jarvis'in küstahlığı. Bilmişlik taslama da işine bak-"

"Sadece sordum, Patron."

"Lafımı kesme, Friday," diye ekledi Tony.

"Patron,"

"Hıh?"

"Rusya ve Amerika arasında savaş başlatmak istemezsiniz, değil mi?"

"Hayır," dedi Tony. Ardından kaşlarını çattı. "Sence böyle bir şey olsa Natasha kimin tarafında yer alırdı?"

"Muhtemelen işsiz kalırdı, Patron."

"Huh... Neden?"

"Çünkü hali hazırda iki ülke arasında süren gizli savaşta ajanlar yeterince rol oynuyor. O zaman askerler devreye girerdi."

"Hımff"layan Tony mırıldandı. "Neyse ki Kaptan Rusya'mız yok. Siyasetle mi ilgileniyorsun sen?"

"Tamamiyle bilginiz dahilinde," dedi Friday.

Tony öyle bir şeyi ne zaman istediğini hatırlamasa da onaylamak dışında bir şey demedi. "Pekala, işe koyulalım."

"Tek başıma da halledebilirim-"

"Savaş çıkarmak yok, unuttun mu? Özel olarak ilgilenirsem çıkabilecek olan olası savaşta vicdanım daha rahat olur."

Friday ekranları aktifleştirip işe koyuldu.

* * *

   Steve beşinci kez başının yanından geçen kalemi eliyle ittirdiğinde, saat gece yarısını bulmak üzereydi. "Şunu kes." diye söylendi.

Kalem, Steve'in yatağına düşerken derin bir nefes alarak yanaklarını şişirdi Wanda. "Sıkıldım."

Küçücük odaya mucizevi şekilde sığan iki yatak ve bir de masa vardı. Masanın üstünde çalışmayan eski bir televizyon, yanında görevini layığıyla yerine getiren saat ve güneşten rengi dönmüş bir yapay çiçek buketi vardı. Wanda'nın ruhu daralıyordu odaya baktıkça.

"Uyuyabilirsin." diye önerdi Steve. Yatağa uzanmış, sırtını başlık olması gereken yere, duvara dayamıştı. Dışarıyı izliyordu ve odanın tek manzarası bir çamaşırhanenin arka duvarıyken bu pek mantıklı gelmiyordu.

Wanda'nın gözleri onun kucağındaki telefona kaydı. "Bir haber mi bekliyorsun?"

Sorunun nedenini anlamayan Steve bir an genç kıza döndü, ardından kucağındaki telefonu fark ederken Wanda onun ne kadar dalgın olabileceğini tarttı.

"Natasha," dedi Steve sadece, parmakları telefonu bulurken.
Genç kız cevaptan pek emin olamadı. Kaptan Amerika'yı yalancılıkla suçlamak istemezdi, üstelik erdemli ve dürüst kişiliğiyle tanınırken. Ama yanıtlamadan önceki duraksamayı tanıyordu. Uygun bir cevap düşün.

"Ondan mı haber bekliyorsun?" diye sordu o yüzden.

Steve onayladı. "Clint, Fury'i bulamadığını söylüyor. Bu da 'Fury oraya gönderdiyse Natasha için o kadar da ciddi bir tehlike yoktur' tezimi çürüttü."

All We Are (Stony&WinterWidow / After CW)Where stories live. Discover now