Bölüm 32 "The Truth in Lies"

2.3K 183 280
                                    

Bucky yatağın yanında duran ve endişeyle ona bakan Steve'in bakışları altında kalkarak oturur pozisyona geçti.

"Iyi misin?" diye sordu Steve.

Tony cevabı beklemedi. "Bir şey hatırladın mı? Çünkü Wanda dışarıyı hiç görmediğini, sadece şehir merkezini bildiğini söylüyor. Lütfen her ne cehennemdeyseniz oranın neresi olduğunu bildiğini söyle yoksa bu sefer ben beynini karıştıracağım. Parmaklarımla." Kaşlarını çattı. "Ya da bir çubuk kullanırım."

Bucky zihninde hala devam eden konuşmalara kaşlarını çatarak engel olmaya çalıştı ve soluklandı. "Bu şey -zihnimdeki- hala devam ediyor."

"Benimle ilgisi yok!" dedi Wanda hemen. "Ben sedece bariyeri kaldırdım."

"Berlin'de kaçmaya çalıştığında, suya gömüldüğümüz zaman bayılmıştın. Uyandığında her şeyi hatırlıyordun. Onun gibi mi?" diye sordu Steve, onun baş ağrısı çekiyormuş gibi duran ifadesine temkinli yaklaşarak.

Bucky başını iki yana salladı. "Orada kendim olarak uyandım, zaten bendim. Şimdi beynimin içinde herkes konuşuyor."

"Arada fark var." dedi başka bir kadın sesi. Bucky başını kaldırarak ilk defa gördüğü genç kadına bakarken herkes onun orada olduğunu biliyor gibiydi. "Ondan özellikle Steve'i değil, bütün hafızasını sildiler. Burada ise Bayan Romanoff için bir bariyer var. Yani demek istediğim, Bay Barnes kendisi olduğu zaman bütün parçalar tam. Steve, geçmiş, Winter Soldier ya da başka kim olduysa. Hepsi bütün. Bu bütünden özellikle Romanoff'u silmişler. Birden her şeyi hatırlamayacaktır."

Tony küfür etti. "Nerede olduğunuzu bilmiyor musun yani?"

"Adres vermemi istiyorsan bekleme, sadece gördükçe hatırlayabilirim."

"Harika." dedi Tony. "En azından seni de oraya götürmek için kimseyi ikna etmeme gerek kalmayacak."

Steve kaşlarını çatarak ona baktı. "Bunun Winter Soldier'i ele geçirmek için bir tuzak olduğuna emin olan sensin, birisi Winter Soldier'ı yine ele geçirirse diye sorgulayan da sensin ama onu oraya götürmek için ölen de sensin. Mantık bunun neresinde?"

"Baylar," diye araya girdi diğer kadın. "Bırakın ele geçireceklerini zannetsinler."

Tony kadına döndü. "Sen neden benim tarafımdasın?"

"Senin tarafında değilim, Stark. Barnes geldiği ilk günden beri benim işimdi, ben de işimi yapacağım."

"Shuri," diye araya girdi Steve. "Tedavi edebileceğini mi söylüyorsun?"

Tony gözlerini devirdi. "Düzeltmek." dedi kavramı değiştirerek. "O ancak düzeltilebilir."

Shuri kocaman bir iç geçirerek konuştu. "Işimize bakalım mı?"

"Bence o kadar uğraşmaya gerek yok, neden vakit kaybediyoruz?"

Shuri kaşlarını çattığında Tony devam etti.

"Oraya ulaştığımızda bir kulaklık veririz, biraz da klasik müzik, tamam. Hem sakinleşir, hem de biz hariç kimseyi duymaz?" Tony onun ciddiyetini sorgulayan suratlara bakarken "Pekala," diye mırıldandı. "Ne yapacaksan bana söyleyeceksin ve ben yapacağım."

Shuri ona baktı. "Neden her şeyi bu kadar benimsiyorsun?"

"Benimsemiyorum, sana güvenmiyorum."

"O zaman birlikte yapıyoruz. Sen değil."

Tony gözlerini kısarak kadını inceledi. "Iyi."

All We Are (Stony&WinterWidow / After CW)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin