Bölüm 9

2.6K 239 109
                                    

# Başlamadan once demek istedigim bir iki sey var :)
Katılmak istedigim bir hikaye yarismasi var, 07 Ekim'de katilimin son buldugu bir hikaye yarismasi bu. Aslinda daha tam olarak karar vermedim, istiyorum ama yeterli vaktim olur mu emin degilim... Bu yuzden elimi biraz cabuk tutarak bir hikaye yazmam gerekiyor. Gelecek bolum iki hafta sonra gelebilir. Yani biraz arayi uzak tutacagim cunku diger hikayeye vakit ayirmam gerekecek. Bunun karisiliginda size bir Stony AU verebilirim, anlasmamiz olsun :) Gecen sene ayni yarismayi buradaki bir diger hikayem Mister Sandman ile kazanmistim, umarim bu sefer de sansim yaver gider :) Bana bol sans dileyin, yazdigim zaman elbet buraya da ekleyecegim.
Diyeceklerim bu kadar, keyifli okumalar :)

~

"Burası otele benzemiyor," diye fikrini belirtti Peter arabanın camından eve bakarak.

Arabadan inen Tony dolan arka koltuk yüzünden bagaja atmak zorunda kaldığı çantasını aldı. Eve ilerlerken çantanın içini kurcalama başladı.

Peter da ön koltuktan inip kendi sırt çantasını aldı. Arka koltuğu hala baygın olan Wanda'yla paylaşan Steve de inerken sonunda aradığını bulan Tony elindeki anahtarla kapıyı açtı ve içeri girdi.

Wanda'yı kucaklayan sarışın adama kapıları tutan Peter sonunda Steve'in arkasından eve girdiğinde duvardaki boş çivileri fark etti ilk. Muhtemelen bir zamanlar resim asılıydı ancak şimdi boş duvarda çirkin gözüküyorlardı.

Kafasını çevirerek nereye gitmesi gerektiğini bilmeyen Steve'e baktı. Neyse ki çok beklemeleri gerekmeden Tony bir odadan seslendi. "Buraya getirin."

Eski moda ahşap mobilyaların arasında ilerleyerek sesin geldiği yöne gittiler. Steve odadaki yatağa genç kızı yatırırken büyük ihtimalle az önce yatağın üzerinde olan büyük örüyü tartop yapıp kenara fırlattı Tony.

"Kendisine gelmesi gerekmez miydi?" diye sordu Steve.

Peter kendisi suçlanıyormuş gibi atıldı. "Belki orada ne olduysa onun yüzünden uyuyordur?"

Yüksek yatağa, kızın yanına çıkan Tony ateşine ve nabzına baktı. "Bu işlerden Bruce kadar anlamadığım kesin ama anormal bir şey yok gibi duruyor."

"Bu normal değil," dedi Steve. "Her canı sıkıldığında kontrolü kaybeden biri olmadığını biliyoruz-"

"Öyle mi?" diye sordu Tony. "Neden önlem almak zorunda olduğumu anladın mı şimdi?"

"Bu ilk kez sinirlenişi mi? İlk kez mi geriliyor ya da zorlanıyor? Eğitimdeyken ne kadar üzerine gittiğimizi biliyorsun, Tony, ne zaman patlak verdi?"

"Belki dolmuştur?" diyerek araya girdi Peter. "Tüm bu olanlardan sonra- bilirsiniz damlar damlar damlar ve..." bakışlar ona dönünce iki eliyle damlamayı sembolize eden Peter ellerini indirdi. "Ben halama mesaj atayım en iyisi."

Tony önüne döndü yeniden. "Burada onu inceleyemem. Zırhımı bile getirmedim. Uyanınca bize ne olduğunu anlatır." Odanın çıkışına ilerlerken mesaj çekmekte olan Peter'a seslendi. "Halana selam söyle, bu akşam dönüyoruz."

"Bir dakika," dedi Steve o kapıdan çıkmadan. Tony mezarlıktan beri ilk kez kendisine baktığında devam etti. "Peggy'i tanıdığını neden söylemedin?" Sanki buna neden cevap vermesi gerektiğini sorgular gibi bir ifadeyle Tony öylece durduğunda Steve ekledi. "Cenazeye birlikte gidebilirdik. Ve... onu tanıyan birini bilmek iyi olurdu."

Tony hızlıca onayladı. "Evet, Fury'le iyi muhabbet edersiniz -o  da tanıyor- acınızı paylaşıyorum ve-"

"Tony."

"Ne?"

Steve tatmin edici bir cevap almak için yeniden denedi. "Peggy de söylemedi- onu ziyaret ediyor muydun? Sharon'in kim olduğunu da biliyorsun o zaman?"

All We Are (Stony&WinterWidow / After CW)Where stories live. Discover now