BİRİNCİ BÖLÜM

5.3K 440 107
                                    

    MERHABA BENİM GÜZEL ARKADAŞLARIM!İŞTE İKİNCİ YOLCULUĞUMUZA BAŞLIYORUZ...BUNU BİR TREN YOLCULUĞU GİBİ HAYAL EDİYORUM: UZUN SÜRÜYOR, BİR SÜRÜ MANZARA,KÖY VE ŞEHİR GÖRÜYORSUN, ZAMANLA KOMPARTMANDAKİ DİĞER YOLCULARLA TANIŞIP, SOHBETLER EDİYORSUN VE HATTA YENİ DOSTLUKLAR KURUYORSUN...

YANİ HER ŞEKİLDE BÖYLE BİR YOLCULUK SANA BİR ŞEYLER KATIYOR VE HAYATINI ZENGİNLEŞTİRİYOR...

VE...TRENİN DÜDÜĞÜ ÇALIYOR, BİNMEYEN KALMASIN...;))





                               BİRİNCİ BÖLÜM

MUĞLA, 9 YIL ÖNCE

Melis yine ağlıyordu.Gerçi sessiz olmaya çalışıyordu,ama Mine onun ara sıra burnunu çektiğini duyuyordu.Karanlıkta sevgiyle gülümsedi.Ablası sık sık ağlardı zaten,tıpkı sık sık aşık olduğu gibi.Melis biraz şıpsevdiydi ve bir gün sokakta gördüğü hoş bir çocuğa, ardından diğer sınıfın en yakışıklı öğrencisine, bazen de hocalarına kolayca sevdalanırdı.Tabi aşkları ortalama bir hafta süren hayaller ve hayal kırıklıklarından öteye gitmezdi ve aşık olduğunu sandığı kişinin bundan haberi bile olmazdı.En son coğrafya öğretmenine tutulmuştu ve bu sefer hayranlığı biraz daha uzun sürmüştü, ama onun da epeydir lafını etmez olmuştu.

Yine de son günlerde ağlamaları fazlasıyla artmıştı.Mine onu birkaç defa sıkıştırmıştı, ama nedense bu defa ağzından laf alamamıştı.Aralarında sadece iki yaş fark vardı ve Mine on beş, Melis ise on yedi yaşındaydı ve kardeşten öte arkadaş gibiydiler.Ne var ki bu kez Melis fena çarpılmıştı anlaşılan, çünkü ağzını bıçak açmamıştı.

Mine yine gülümsedi.Kim karşı koyabilirdi ki güzel kardeşine?Melis'in gür açık kestane saçları, sıcacık bakan kahverengi gözleri ve harika vücudu vardı ve oğlanlar hep peşinde koşardı, ama o hayali aşklarıyla yetinir, hiç birine yüz vermezdi.

Karşıdaki karyoladan bir hıçkırık daha yükseldi.Mine dayanamadı, kararlı bir şekilde doğruldu ve Melis'in yanına gitti.Usulca yorganı açtı ve yatağa girip, ablasına sokuldu ve ona arkasından sarıldı.

"Melis, neyin var canım?Ne olur anlat...Bu sefer kimin uğruna bu kadar üzülüyorsun?"diye fısıldadı.

Küçüklüğünden beri kimse ona Melis'e abla dedirtememiş ve zamanla ismiyle hitap etmesini yadırgamaz olmuşlardı.

Şefkatli fısıltısı Melis'i iyice çözmüş, sessiz olmaya çalışsa da, ağlamasının şiddeti artmış ve hıçkırıklar tüm bedenini sarsmaya başlamıştı.Mine'nin içi sızladı, anlaşılan durum gerçekten ciddiydi.Ablasını iyice kendine çekip:

"Lütfen anlat...Hem biraz rahatlarsın, hem belki yardımcı da olabilirim."

Melis'in cevabı hıçkırıklarla bölündüğü için zor anlaşılıyordu:

"Anlatamam.Zaten yardım da edemezsin.Kimse edemez..."

Genç kız bir anda tedirgin oldu.Bu Melis'in her zamanki tavrı değildi.Ablası genelde kolayca her şeyini anlatır, ağlarken bir anda olayın saçmalığını fark edip, gülmeye başlardı.

Mine şaşkınlıkla üsteledi:

""Tabi ki anlatabilirsin.Bana anlatmayıp, kiminle dertleşeceksin ki?Hem neden yardım edemeyecekmişim bakalım?Biliyorsun, ben şimdiden ailenizin yarı psikoloğuyum."diye Melis'i gülümsetmeyi denedi.

Ailede onun psikolog olma merakıyla sürekli dalga geçerlerdi, ama Mine vakit buldukça ciddiyetle bu konuda eline geçeni okur,şimdiden bir şeyler öğrenmeye çalışırdı.

KARANLIKTAN ÇIK ! ("YÖRÜNGE" SERİSİ 2) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now