BEŞİNCİ BÖLÜM

4.1K 408 72
                                    



                           BEŞİNCİ BÖLÜM

MİNE

"Selvi, hazır mısın hayatım?"diye seslendim, henüz ortalarda görünmeyen yeni ev arkadaşıma.

"Hem de nasıl!Yaşasın!Bugün rock günü!Kaçılın rockçular, biz geliyoruz!İstanbul'un en güzel iki kızı!Ah, pardon,Ela da var tabi.E, o zaman düzeltiyorum: dünyanın en güzel üç kızı Zeytinli'yi fethetmeye geliyooor!"

Selvi yüksek sesle tezahürat yaparak odasından fırladı.Bu kızın bitmeyen enerjisi ve neşesine bayılıyordum.Çok güzel bir kızdı, ama bir o kadar mütevazı, saf ve iyi niyetliydi.Kot pantolonunun üstüne giydiği, çılgın renklerinin insanı adeta kör eden bluza hayranlıkla baktım.Ben de renkli ve cesur giyinmeyi seviyordum, ama ev arkadaşımın renkler konusundaki zevki mühteşemdi.Ne de olsa ressamdı Selvi.

"Hahayt!Miss World'deki ilk üç güzel kesin biziz zaten."diye güldüm."Ama sen her ihtimale karşı o sırt çantanı boyundan geçirmeliyle değiştir bence, yoksa bugün parasız ve telefonsuz bir güzel oluverirsin.Orası çok kalabalık olacaktır, ona göre."diye ikaz etmeyi görev bildim.

"Vallahi aklınla bin yaşa Mine'ciğim, iyi düşündün.Bir dakikaya geliyorum."diye rüzgar gibi odasına gerisin geriye seğirtti Selvi.Arkasından gülümseyerek baktım.Onu bulduğum için, daha doğrusu Ela onu buraya getirdiği için gerçekten şanslıydım.Kız mutluluk hapı gibi bir şeydi.İçten ve güler yüzlü olması bir yana, eline çabuk ve tertipliydi, ki sanatçılarda pek rastlanan bir olay değildi.Bir ay önce taşındığında,ardiye odasını biraz toparlayıp, atölye olarak kullanabilmesi için yer açmıştık.Sonbaharda bir sergiye katılması için onu çok mutlu eden bir davet almıştı ve bu günlerde harıl harıl resim yetiştirmeye çalışıyordu.Önümüzdeki eğitim yılında yüksek lisans yapacağı için, o da benim gibi ailesinin yanına dönmeyip, İstanbul'da kalmıştı.

"Ben hazırım!Hadi Mine oyalanma, geç kalıyoruz!"diye dalga geçerek, beni hem irkiltti, hem de yine güldürdü bu deli kız.

Biraz sonra apartmanın önündeki kaldırımdaydık ve çok geçmeden "Yörünge"nin devasa tur otobüsü önümüzde durdu."Yörünge" ülkemizin en ünlü rock gruplarından biriydi ve Ela'nın sevgilisi Kerim grubun gitaristiydi.Bu akşam Zeytinli Rock Festivalinde konserleri vardı ve Ela'nın daveti üzerine biz de konser alanına onlarla birlikte gidecektik.Rock müziğini seviyordum, grup da favorilerimden biriydi, bu yüzden elemanları yakından göreceğim için oldukça heyecanlıydım.Otobüse biner binmez Ela bizi sarılarak karşıladı ve beni önce Kerim ve kendi kardeşi Umut'la tanıştırdı.Ön tarafta oturan tatlı bir genç kızın da grubun basçısı Altay'ın kız kardeşi olduğunu anladık.Zaten kocaman lüks otobüs neredeyse bomboştu.Orta kısmında altı, ya da yedi iri yarı adam oturuyordu, büyük ihtimalle korumalardı.Ela'nın dediğine göre teknik ekip,erkenden ekipmanlarla dolu bir tırla yola çıkmıştı.Sonra arka tarafa yöneldik ve grubun diğer üyeleriyle tanıştık.Davulcu Can sarışın, mavi gözleri muzipçe bakan biriydi.El sıkışı samimi ve enerjikti.Basçı Altay, koyu renk saçlı ve gri gözlüydü,koltuğuna tembelce yayılmış, oldukça rahat birine benziyordu.Ve...grubun solisti Cemil...vay ki ne vay...Adana'lı olsaydım uzun bir "abooo" çekerdim doğrusu...Grubun en yakışıklısı olduğunu biliyordum tabi, ama gazete ve televizyonlar adama resmen haksızlık ediyordu.Evet, Cemil Caymaz kelimenin tam anlamıyla güzel ötesi bir adamdı.Biraz fazla uzun ,koyu renk, hafif dağınık saçların çevrelediği yüz,büyük ihtimalle her çağda geçerli olan klasik erkek yakışıklılığının zirvesi olarak nitelendirilebilirdi.Belirgin elmacık kemiklerinden, kararlı çene yapısına, inanılmaz yosun yeşili gözlerinden, dolgun dudaklı, iştah açıcı ağzına kadar...Aman tanrım!Utançla silkelendim.Neler düşünüyordum böyle...Hem, nasıl bir benzetme yapmıştım az önce ben...Sanki öpüşme sanatında mastırım vardı da, adamın ağzına övgüler düzüyordum...Sıkıntıyla kızardım.Neyse ki adam doğru dürüst yüzümüze bile bakmadan,selam niyetine, kısaca başını eğmekle yetindi.Ya kendini beğenmiş, havalı biriydi, ya da sabah insanı değildi.Her neyse, ön tarafa döndüğümüzde rahat bir nefes alıp, Umut'un yanındaki koltuğa oturdum.Yine de ,aklımı hemen toparlayamadım.Adam beni resmen çarpmıştı.İçime yayılmış olan sıcaklığın geçmesini beklerken:"Eh, boşuna ona rock tanrısı demiyorlar.Her halde her kızı böyle etkiliyordur."diye iç geçirdim ve solisti daha fazla düşünmeyi kendime kesinlikle yasakladım.Bu arada Selvi Merve'nin yanına oturmuş ve hemen sohbete girişmişti.Ben de onu örnek alıp, Umut'a döndüm ve İstanbul'u nasıl bulduğunu sorarak,kararlılıkla aklımdakileri uzaklaştırdım.

KARANLIKTAN ÇIK ! ("YÖRÜNGE" SERİSİ 2) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now