OTUZ YEDİNCİ BÖLÜM

3.1K 411 147
                                    

MERHABA GÜZELLER!

SİZLERE BU GECE BİRAZ FARKLI ŞARTLARDA ULAŞABİLİYORUM,AMA ÖNEMLİ OLAN DA ZATEN RANDEVUMUZU KAÇIRMAMAK, ÖYLE DEĞİL Mİ...;))

KEYİFLE OKUYUN CANLAR!

                          OTUZ YEDİNCİ BÖLÜM

MİNE

"Yazık ama Selvi,kızın psikolojik sorunları varmış."diye kızgın ev arkadaşıma karşı Cemil'in sapığını savundum.

"Varsa var!"diye kestirip attı Selvi."Tedavi olmadan bırakmasalardı!Tehditler, haneye tecavüz falan,az buz şeyler değil!Bugün çiçek bırakan,yarın kızıp,bomba da koyabilir, öyle değil mi...Nasıl salıveriyorlar bu durumda,anlamadım.Dengesiz ne de olsa,tehlikeli olabilir."

Aslında haklıydı,ama yine de o genç kız için üzülmüştüm ben.Olayın üzerinden birkaç gün geçmişti ve kız bugün mahkemeye çıkarılıp,psikolojik teste tabi tutulma ve tutuksuz yargılanma kararıyla evine gönderilmişti.Korhan Baş komiserin bu kararda etkisi olduğunu tahmin ediyordum ve ne yaptığını bildiğine güveniyordum.

"Eeee?"diye sesini yumuşatıp,her zamanki muzip tonuna döndü Selvi.

"Ne eee'si?"diye anlamamazlıktan gelip,üstüme gelmesini savuşturmayı denedim.Ne yazık ki,takıntılı kızla ilgili hikaye dikkatini yeterince dağıtamamıştı.

"Hadi ama Mine!Çıkar şu baklayı artık!Dün gece arayıp,Cemil'in bana ihtiyacı var,kalmam gerekiyor,demiştin.Ne gibi bir ihtiyaç söz konusuydu acaba?Grip mi olmuştu,yoksa kalp rahatsızlığı mı geçiriyordu?Ama dur,sen tıp da okumamıştın zaten,değil mi?"diye sataştı açık sözlü ev arkadaşım.

"Tanrım Selvi!Sen inanılmazsın!Ama dur bekle,elbet benim de günüm gelecek.Sana kan kusturacağım valla,yemin olsun!"diye tehdit ettim gülerek,ama yanaklarım ısınmıştı.

Dün gecenin,daha doğrusu,sabaha karşı yaşadıklarımızın görüntüleri istemsizce zihnime süzülürken,hızla odama doğru seğirtip,meraklı arkadaşımın sorgusundan kurtulmaya çalıştım.

"Kaç sen,kaç!"diye seslendi Selvi kahkaha atarak."Kızlar konseyinde yandığının resmidir Mine'ciğim!"

Onu duymamazlıktan gelip,kapıyı kapattım ve kendimi dosdoğru yatağa atıp,gözlerimi tavana diktim.Biraz mantıklı düşünüp, dün gece ve bu sabah olanları değerlendirmem gerekiyordu.Tabi öncelikle Cemil'in anlattıklarını.Ama ne gezer...Aklım direkt duş olayına ışınlandı.

Tanrım,bunu nasıl yapabilmiştim ben?Sakin kafayla düşününce,hala inanamıyordum.Cemil'le beraber olmam değildi beni böylesine şaşırtan.Bu noktaya eninde sonunda geleceğimiz belliydi,son zamanlarda hep kıyısından dönmüştük.Ancak,kalkıp adamın peşinden duşa girip,onu yakınlaşmamız için teşvik etmek,normal zamanda beni kesinlikle aşan bir cesaret gerektiriyordu.Ne var ki,dün gece yaşananlar normal olmaktan çok uzaktı.Cemil'in hayat hikayesinin tamamını anlatması, beni fazlasıyla sarstı ve duygulandırdı tabi.Onun bir çok acı verici detayı geçiştirdiğinden emindim,ama ben ,mesleğim gereği,satır aralarını genelde iyi okurdum.Aslında sadece ağzından çıkanlar bile canımın yanması için yeterliydi.Anlattıkları,boğuştuğu bütün problemleri doğruluyordu.İnsanlarla diyalog kurma zorluğu, güvensizlik,özgüven kaybı,içe kapanıklık gibi bir çok sorunu, hep bu yaşadıklarının sonucuydu.Onu dinlerken o kadar üzülmüştüm ki,kendimi tutmak için dişlerimi sıkıp,ağlamamaya çalışmaktan çeneme ağrılar girmişti.

Bitirdiğinde,aklımda Melis vardı.Atmosferin ağırlığını düşününce,belki de ablamı ona anlatmak için doğru zaman değildi,ama artık Cemil'in de benim hakkımda her şeyi bilme hakkı vardı .Tam da onun istediği gibi,birbirimizi iyice tanıyıp,destek olarak,sağlıklı bir şekilde ilişkimizi ilerletebilirdik.

KARANLIKTAN ÇIK ! ("YÖRÜNGE" SERİSİ 2) (Tamamlandı)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang