ON BİRİNCİ BÖLÜM

3.9K 438 85
                                    

SEVGİLİ DOSTLAR, MEDYADA SİZİN DE BEĞENECEĞİNİZİ UMDUĞUM, ÇOK SEVDİĞİM BİR ŞARKI VAR.BU ARADA MULTİMEDYA KONUSUNDA KISA BİR AÇIKLAMA YAPMAK İSTİYORUM.NE YAZIK Kİ TÜRKÇE PARÇALARI FAZLA KULLANMA ŞANSIM YOK, ÇÜNKÜ TELİF HAKLARINA TAKILIP, SİLİNEBİLİYORLAR.YİNE DE, MÜMKÜN OLDUĞU KADAR POPÜLER VEYA BÖLÜME UYGUN MÜZİK SEÇMEYE ÇALIŞIYORUM VE UMARIM KEYİFLE DİNLİYORSUNUZDUR.

VE...VE...VE... HARİKA YORUMLARINIZ İÇİN HEPİNİZE KOCAMAN TEŞEKKÜRLER !!!CEMİL VE MİNE'Yİ SEVİP, BENİMSEMENİZ O KADAR GÜZEL Kİ...

BUYURUN BU TATLI İKİLİNİN SÜRPRİZLİ RANDEVUSUNA...


                            ON BİRİNCİ BÖLÜM

MİNE

Gördüklerimin karşısında şaşkınlıkla durakladım ve Cemil'e dönerek kesik kesik:

"Burası da ne böyle?"diye adeta heceledim.

Adım attığımız yer kaliteli, ama küçük bir apartman dairesiydi.Sokak kapısından direkt, bir ucunda açık mutfak olan salona giriliyordu.Ufak salon alabildiğine sade döşenmişti, bir oturma grubu ve televizyondan başka bir şey yoktu.Hala durduğumuz girişten görünen minik koridordaki iki kapı muhtemelen yatak odası ve banyoya açılıyordu.Kafam karışmış, beynim durmadan olasılıklar üretiyordu. Ve maalesef hiç biri hoş değildi.Tüm heyecanım bir kova buzlu su yemiş gibiydi ve hızla tenimi iğneleyen bir öfkeye evriliyordu.Burası Cemil'in evi olamazdı, fazla küçük ve kullanışsızdı.Zaten dairede birinin yaşadığına dair hiçbir belirti de yoktu.

Öyleyse neydi?"Sevgililerini getirdiği garsoniyer" cevabından başka bir şey gelmiyordu aklıma.Beni taciz edeceği veya şiddet uygulayacağına pek ihtimal vermiyordum, ama sadece konuşmak için bile getirmiş olsa, bu kabul edilemeyecek kadar iğrenç bir fikirdi.

Ben bu karamsar düşüncelerle boğuşurken, adam elimi tutup,beni koridordaki kapılardan birine doğru sürükledi ve:

"Hani bana güvendiğinden emindin?"diye mırıldandı sitemle.

Sonra kapıya uzanıp açtı ve beni içeriye doğru hafifçe itti.

Yine kalakaldım.İki dakikada, ikinci şoku yaşıyordum.

Burası bir çalışma odasıydı, ya da ofis, ya da ne derseniz deyin, ama yatak odasıyla yakından uzaktan alakası yoktu.İçeride, hepsi bej renkli bir çalışma masası,arkasında küçük boş bir kitaplık ve bir dosya dolabı, önündeyse bir cam sehpa ve iki rahat sandalye vardı.Odanın diğer tarafında açık kahve renginde bir divan yerleştirilmişti.

Cemil'in muzip sesini duymamla, ona döndüm.Donuk halinden sıyrılmış, o harika gözleri neşeyle ışıldıyordu.Belli ki yaptığı sürprize verdiğim tepkiden memnundu:

"Burası senin muayenehanen.Bu odadayken sen psikolog, ben danışanınım.Divan ise, gerekli gördüğün takdirde uzanmam için."

Ağız dolusu güldüm ve gerginliğimin akıp gitmesine izin verdim:

"O gördüğün divana uzanmalar daha çok filmlerde olur.Psikolojide, bazı istisnalar hariç, öyle bir şey yok.Bazı psikiatristler terapilerinde hipnoz kullanır, işte o zaman divan işe yarar, ama bu metot da çok nadir uygulanır zaten."

"Yani divan işe yaramayacak mı?"

"Hayır, en azından bu muayenehaneyi ben kullandığım sürece."

"Tüh, yazık oldu, halbuki en eğlenceli tarafın bu olacağını düşünmüştüm.Muayenehaneye gelince, burayı tabi ki sadece sen kullanacaksın.Daha bu hafta, bu amaçla düzenlendi.Hadi salona geçelim."deyip önüme düştü ve ben dudaklarımda önleyemediğim bir gülümsemeyle, onu takip ettim.

KARANLIKTAN ÇIK ! ("YÖRÜNGE" SERİSİ 2) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now